https://islamansiklopedisi.org.tr/batin--fikih
Arapça’da isim olarak “bir şeyin içi, iç boşluğu, karın; kabileden küçük aile gruplarının oluşturduğu topluluk (oba)” anlamlarına gelmektedir. Diğer Sâmî dillerde de yaklaşık aynı mânaları ifade eder. Sözlük anlamında Kur’an ve hadislerde geçen batın kelimesiyle aynı kökten olan bâtın ve bâtıniyye kelimeleri de İslâm literatüründe bulunan iki önemli terimdir.
Fıkıh terimi olarak vasiyet ve mirasla ilgili konular yanında genellikle bir kimsenin soy ve sülâlesi için vakıf kurması münasebetiyle geçen batın kelimesi, soyun nesep bakımından derecelerini ifade eder. Buna göre ilk batın çocuklar, ikinci batın torunlar, üçüncü batın da torunların çocuklarıdır... Aile vakıflarında geçen “batnen ba‘de batnin” tabiri, vakfın gelirlerinden faydalanacak kimseler arasında bir öncelik sırasının gerekliliğine işaret eder. Buna göre aksine bir kayıt olmadıkça daha yakın batın varken diğerleri vakıftan faydalanamaz. “Neslen ba‘de neslin” tabiri ise, örfen yukarıdaki mânada kullanılması hariç, derece farkı gözetmeden bütün soyu içine alır (Bilmen, IV, 358 vd.).
“Karın” anlamıyla batın kelimesi, bir kimsenin kız çocuğundan olan torunları mânasına evlâd-ı batn, “sırt” anlamına gelen zahr da kendi erkek ve kız çocukları ile erkek çocuğundan olan torunları mânasına evlâd-ı zahr şeklinde de kullanılır (Bilmen, IV, 293; Berki, s. 17).
Batın “bir yerin iç tarafı, vadi tabanı, havza” anlamında coğrafî bir terim olarak da geçmekte olup (bk. el-Feth 48/24) bu mânada Arabistan’da çeşitli yerlerin özel adı olmuştur.
BİBLİYOGRAFYA
Lisânü’l-ʿArab, “bṭn” md.
Nevevî, Tehẕîb, II/1, s. 28.
Yâkūt, Muʿcemü’l-büldân, I, 448-450.
Berki, Vakfa Dair Istılah ve Tâbirler, s. 8, 17.
Bilmen, Kamus, IV, 293, 358 vd., 362.
J. Lecerf, “Baṭn”, EI2 (İng.), I, 1102.