https://islamansiklopedisi.org.tr/berehut
Belehût ve Bürhût da denilen vadi, Terîm kasabasının doğusundan başlayıp Kabru Hûd yerleşim merkezini de içine alarak güneye doğru uzanır ve Hadramut vadisiyle birleşir. Kabru Hûd’da bulunan büyük bir taş yığını Hz. Hûd’un mezarı olarak bilinmekte ve her yıl şâban ayında ziyaret edilmektedir. Güney Arabistan’ın en mukaddes yeri olan Kabru Hûd’a yapılan ziyaret münasebetiyle burada bir de büyük bir panayır kurulmaktadır.
Kabru Hûd’a yakın bir yerde bulunan Bi’riberehût (Berehût kuyusu) adlı mağaranın girişi, vadi tabanından 10 m. yükseklikte, boyu 10 m., eni en geniş yerinde 8 m. kadar olan bir yarık şeklindedir. Bölge sakinleri arasında yaygın olan ve eski Arap tarihçilerinin kitaplarında da yer alan, bu mağaranın kâfir ruhlarının hapsedildikleri ve eziyet gördükleri kuyu olduğu inancı, içeride hissedilen fena kokulu hafif bir dumandan kaynaklanmaktadır. Önceleri, eski Yunan ve Roma kaynaklarında da cehennem zebânilerinin oturdukları yer olarak tanıtılan Bi’riberehût’un içinde kükürt yanan volkanik menşeli bir mağara olduğu sanılırken sonradan yer altı sularının kimyasal maddeleri eritmesi neticesinde meydana gelmiş bir kireç taşı mağarası olduğu anlaşılmıştır.
Berehût bu bölgeden olan Küleyb b. Esed b. Küleyb el-Berehûtî adlı sahâbî ile de ün kazanmıştır. Bu sahâbî, annesinin ördüğü hırkayı yanına alarak Hz. Peygamber’e gelmiş ve hırkayı ona takdim ederek huzurunda bir kaside okumuştur. Resûlullah’ın yüzünü okşayarak onu taltif etmesi Küleyb ailesi için daima bir iftihar vesilesi olarak kalmıştır.
BİBLİYOGRAFYA
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, I, 350.
Hemdânî, Ṣıfatü Cezîreti’l-ʿArab (nşr. Muhammed b. Ali el-Ekva‘), Riyad 1397/1977, s. 270.
İstahrî, Mesâlik (de Goeje), s. 25.
Yâkūt, Muʿcemü’l-büldân, I, 405-406.
İbn Hacer, el-İṣâbe, III, 306.
Abdülkādir el-Ayderûsî, en-Nûrü’s-sâfir, s. 64.
Himyerî, er-Ravżü’l-miʿṭâr, s. 86.
R. B. Serjeant, Studies in Arabian History and Civilisation, London 1981, s. 134-135.
D. van der Meulen, “A Journey in Hadramaut”, MW, XXII/4 (1937), s. 390.
J. Schleifer, “Berehût”, İA, II, 535.
G. Rentz, “Barhūt”, EI2 (İng.), I, 1045.