BEYHAN SULTAN ÇEŞMESİ - TDV İslâm Ansiklopedisi

BEYHAN SULTAN ÇEŞMESİ

Müellif: SEMAVİ EYİCE
BEYHAN SULTAN ÇEŞMESİ
Müellif: SEMAVİ EYİCE
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1992
Erişim Tarihi: 21.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/beyhan-sultan-cesmesi
SEMAVİ EYİCE, "BEYHAN SULTAN ÇEŞMESİ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/beyhan-sultan-cesmesi (21.11.2024).
Kopyalama metni

Sultan III. Mustafa’nın (1757-1774) Âdilşah Kadınefendi’den 2 Receb 1179’da (15 Aralık 1765) dünyaya gelen kızı Beyhan Sultan (ö. 1824), kardeşi III. Selim (1789-1807) devrinde Boğaziçi’nin Rumeli kıyısında büyük bir sahilsarayı yaptırırken Akıntıburnu sahilinde de bir çeşme inşa ettirmiştir. Sarayın tamamlandığı yıl (1219/1804-1805) yapılan bu küçük eserin üzerinde Enderunlu Vâsıf (ö. 1240/1824) tarafından yazılmış üç kıtalık bir tarih manzumesi bulunuyordu. Osmanlı devri Türk sanatının kendi türü içinde en güzel eserlerinden olan Beyhan Sultan Çeşmesi, cadde genişletme çalışmaları sırasında uygun bir yerde tekrar yapılmak kaydı ile tamamen sökülmüş fakat bugüne kadar ihya edilmemiştir. 1985 yılında teşebbüse geçilerek projeleri hazırlanmış ve tekrar kurulacağı yerin tesbiti yapılıp bu hususta gerekli olan izinler alınmışsa da inşaata bir türlü başlanamamıştır.

Tamamen mermerle kaplanmış olan çeşmeye barok üslûpta silme ve süslemelerin hâkim olduğu görülüyordu. Esas cephe deniz tarafında idi ve aralarında sütunçeler bulunan barok kemerler ile üç bölüm halinde işlenmişti. Ayna taşlarının üstündeki iki silme arasında, “Yaptı Beyhan Sultan a‘lâ tarh-ı dilcû çeşmesâr” mısraı ile tamamlanan tarih üç kitâbe halinde ta‘lik hatla yazılmıştı. Yan cepheler ise sade idi ve dışarı taşkın saçak silmesinin üstünde yine mermerden düz bir korkuluk dolaşıyordu.

Beyhan Sultan Çeşmesi tamamen Batı sanatının tesiri altında meydana getirilmesine rağmen Boğaziçi’ne güzellik katan bir eser olmaktan başka bir vakitler bu kıyıyı süsleyen bir sahilsarayın da yerini işaretleyen bir anıt idi.


BİBLİYOGRAFYA

Mehmet Râif, Mir’ât-ı İstanbul, İstanbul 1314, I, 285.

, II, 165-167, rs. 129.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1992 yılında İstanbul’da basılan 6. cildinde, 65 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER