https://islamansiklopedisi.org.tr/beyyani
Kurtuba yakınlarındaki Beyyâne’ye (Baena) nisbetle anılır. 220 (835) yılından sonra doğdu. Kurtuba’da öğrenim gördü ve ilim tahsili için Doğu’ya seyahatte bulundu. İbn Abdülhakem, Müzenî, Rebî‘, Sahnûn b. Saîd, Hâris b. Miskîn, Yûnus b. Abdüla‘lâ es-Sadefî, İbrâhim b. Münzir el-Hizâmî gibi İmâm Mâlik ve Şâfiî’nin tanınmış talebelerinden fıkıh ve hadis okudu. Kurtuba’da, aralarında Ahmed b. Hâlid (İbnü’l-Cebbâb), İbn Lübâbe, Muhammed b. Abdülmelik b. Eymen ve kendi oğlu Muhammed b. Kāsım el-Beyyânî gibi tanınmış âlimlerin de bulunduğu birçok talebe yetiştirdi. Yönetimi boyunca Emîr Muhammed b. Abdurrahman b. Hakem’in (852-886) resmî belgelerini düzenleme görevini yürüttüğünden “Sâhibü’l-vesâik” diye de anılmış olan Beyyânî 276 (890) yılının sonlarında vefat etmiştir. Bu tarihin 277 veya 278 olduğu da rivayet edilmektedir.
Derin bir fıkıh ve hadis bilgisine sahip olan Beyyânî devrin önde gelen fıkıh ve hadis otoriteleri arasında yer aldı. Hiçbir imamı taklit etmemekle birlikte daha çok Şâfiî mezhebine meyleder, kendisinden fetva isteyenlere ise Endülüs’te yaygın bulunan Mâlikî mezhebine göre fetva verirdi. Genel biyografi eserleri yanında yalnız Mâlikî veya Şâfiî âlimlerin biyografilerini ihtiva eden tabakat kitaplarına alınmış bulunması da bundan dolayı olmalıdır.
Beyyânî’nin kaynaklarda zikredilen en önemli eseri el-Îżâḥ fi’r-red ʿale’l-muḳallidîn olup bu eserini İbn Müzeyn, Muhammed b. Ahmed el-Utbî ve Abdullah b. Hâlid’e reddiye olarak kaleme almıştır. Ayrıca bir tefsiri ve haber-i vâhide dair bir eseri olduğundan da söz edilir.
BİBLİYOGRAFYA
İbnü’l-Faradî, Târîḫu ʿulemâʾi’l-Endelüs, Kahire 1966, I, 355-357.
Humeydî, Ceẕvetü’l-muḳtebis, Kahire 1386/1966, s. 329.
Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik, III, 442.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XIII, 327-330.
a.mlf., Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, II, 648.
Sübkî, Ṭabaḳāt, III, 344-345.
İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müẕheb, II, 143-144.
Süyûtî, Ḥüsnü’l-muḥâḍara, I, 310.
Makkarî, Nefḥu’ṭ-ṭîb, II, 50-51; III, 171, 177.
Ziriklî, el-Aʿlâm, VI, 15-16.
Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, VIII, 122.