https://islamansiklopedisi.org.tr/burnaz
11 Cemâziyelâhir 1074 (10 Ocak 1664) tarihinde Tunus’ta doğdu. Burnâz lakabı Türkçe “burnu uzun” tabirinden gelir. Tunus şehrinin kuzeyinde Akdeniz kıyısındaki Halkulvâdî kasabasının Koca Sinan Paşa tarafından 1574’te İspanyollar’ın elinden alınması sırasında Osmanlı askerleri içinde bulunan büyük dedesi Kara Hoca lakaplı Mustafa Burnâz dinî ve siyasî kimliğiyle tanınmış bir aileye mensuptu. Kendisinden sonra ahfadı da Kara Hoca lakabıyla anılan Mustafa Burnâz evlenip Tunus’a yerleşmiş, vefatına kadar Sîdî Ali b. Ziyâd Zâviyesi’nde imamlık yapmıştır. Oğlu Muhammed Burnâz da ilmiye mesleğine intisap ederek Dayı Yûsuf, Kasba ve Muhammed Paşa camilerinde imam ve hatiplik, Sîdî Ali b. Ziyâd Zâviyesi ve Şemmâiyye Medresesi’nde müderrislik yapmış, ayrıca kadılık makamına getirilmiştir. Hüseyin Hoca onun Tunus’tan yaya olarak hacca gidip geldiğini ve şehirde ilk Hanefî kadısı olduğunu kaydeder. Büyük nüfuz ve servete sahip olan Muhammed Burnâz, Hammûde Paşa’nın 1666’da ölümü üzerine beylerle Tunus dayısı arasında meydana gelen mücadelede oğlu Mustafa ile birlikte II. Murad Bey’e karşı Tunus Dayısı Hacı Laz Ali ve Muhammed Ağa’nın yanında yer almış, ancak Murad Bey mücadeleden galip çıkınca (1084/1673) her ikisini de öldürtmüş, mallarına el koydurmuştur.
Küçük yaştan itibaren ilme yönelen Ahmed Burnâz dedesinin ders halkalarına katıldı ve ondan hadis okudu. Daha sonra Tunus’ta ve 1093’te (1682) çıktığı hac yolculuğu sırasında Kahire ve Mekke’de, Tatar Bey’in ulemâya yönelik baskıları yüzünden 1107’de (1695) gittiği Annâbe, Kosantîne, Cezayir ve Zevâve’de önde gelen âlimlerden ders aldı. Çok sayıda hocası arasında Mustafa b. Abdülkerîm, Ahmed Azzûz, Saîd eş-Şerîf, Muhammed b. Mahcûbe, Muhammed Fütâte, Ebü’l-Hasan Ali es-Sûfî, Ramazan b. Mustafa el-Annâbî, Muhammed b. Saîd Kaddûre, Ahmed b. Abdülazîm ez-Zevâvî, Abdülkādir b. Zeyd el-Cibâlî anılabilir. Muhammed b. Abdullah el-Haraşî, Abdülbâkī ez-Zürkānî, İbrahim b. Mer‘î eş-Şübrahîtî, Halîl b. İbrâhim el-Lekānî ve Hasan b. Hasan eş-Şürünbülâlî de Kahire’de ders aldığı diğer bazı âlimlerdir. Ahmed Burnâz tahsilini tamamladıktan sonra Tunus’a dönüp Şemmâiyye Medresesi’nde ders vermeye başladı. Ardından hocası Muhammed b. Mahcûbe’nin nâibi sıfatıyla Dayı Yûsuf Medresesi’nde müderrislik, Mahrez b. Halef Türbesi karşısındaki camide cuma hatipliği yaptı (1697-1704). Daha sonra Yûsufiyye Medresesi’nde niyâbeten ve Unukiyye Medresesi’nde asaleten müderris olarak ders verdi. Ardından Zeytûne Camii’nde ve Tunus Beyi Hüseyin b. Ali’nin yaptırdığı el-Câmiu’l-cedîd Medresesi’nde müderrislik görevine getirildi. Burnâz tasavvufa meyilli bir âlimdi. Talebeleri arasında Yûsuf Durgūs (Turgut) b. Abdülkebîr el-Hafîd, Muhammed Şelebî, Muhammed el-Harekâfî ed-Darîr, Molla Bekir, Muhammed Karabatak, Abdullah Hüseyin b. Receb Ceneviz ve iki meşhur tarihçi Hüseyin Hoca ile Muhammed el-Vezîr es-Serrâc yer alır.
Babası ve dedesinin âkıbeti, Ahmed Burnâz’ı uzun zaman siyasî faaliyetlerden uzak durmaya ve yöneticilerle iyi geçinmeye yöneltti. Ancak muhtemelen Tunus beyinin veziri ve resmî tarihçisi olan Hüseyin Hoca ile Dîvân-ı İnşâ reisi olan tarihçi Vezîr es-Serrâc vasıtasıyla ölümünden bir yıl önce, Hüseynîler hânedanının kurucusu Hüseyin Paşa’nın (Hüseyin b. Ali) oğlu Muhammed’i yeğeni eski veliaht Ali Paşa yerine veliaht tayin etmesi üzerine kendisi için bir kaside yazdı (bk. Hüseyin Hoca, s. 164; Muhammed en-Neyfer – Ali en-Neyfer, I, 508). Ahmed Burnâz 17 Zilkade 1138 (17 Temmuz 1726) tarihinde vefat etti. Hüseyin Hoca’nın verdiği bu bilgiye karşılık, Muhammed es-Sagīr b. Yûsuf el-Bâcî’nin el-Meşraʿu’l-melekî fî salṭanati evlâdı ʿAlî Türkî adlı eserine dayanarak Muhammed Mahfûz ve ondan naklen Abdülvehhâb b. Mansûr, amcası Hüseyin Paşa’ya karşı isyan edip yönetimi ele geçiren Ali Paşa tarafından hapse atıldığını ve uzun bir sürenin ardından 18 Zilkade 1138 (18 Temmuz 1726) tarihinde hapiste boğularak öldürüldüğünü kaydeder. Ancak anılan eserde Ali Paşa’nın Burnâz’ın oğlunu hapse attırdığı ve uzun müddet hapiste tuttuktan sonra boğdurarak öldürdüğü yazılmakta, Ahmed Abdüsselâm da bu kaynağa atıfla aynı bilgiyi vermektedir (M. Sagīr b. Yûsuf, III, 19; Les historiens, s. 186). Ali Paşa’nın, amcası Hüseyin Paşa’yı 1735’te yenilgiye uğratarak Tunus’un yönetimini ele geçirmesi de bu son bilgiyi teyit etmektedir. Ali Paşa’nın sadece Burnâz’ın ahfadına karşı değil kendisine karşı amcasının yanında yer alan birçok kimseye aynı şekilde davrandığı kaydedilir.
Eserleri. 1. İʿlâmü’l-aʿyân bi-taḥfîfâti’ş-şerʿ ʿani’l-ʿabîd ve’ṣ-ṣıbyân. Bazı hocaların talebelerine ve köle sahiplerinin kölelerine karşı sert uygulamaları üzerine kaleme alınmıştır. Ağırlıklı olarak çocukların hakları ve eğitimlerinin ele alındığı eserde köleler, öksüz ve yoksullar hakkında dinî ve hukukî ölçülerin gözetilmesi, kendilerine özel ilgi gösterilmesi gerektiği dile getirilmiştir. Eserin bazı yazma nüshaları günümüze ulaşmıştır (Tunus Millî Ktp., nr. 3885, 4569, 6242; Zeytûne Camii Ktp., nr. 1864/22).
2. eş-Şühübü’l-muḫriḳa li-men iddeʿa’l-ictihâde levlâ inḳıṭâʿuhû min ehli’l-maḫraḳa (nşr. Tâhir el-Ma‘mûrî, Beyrut 1990). “Şihâb” adı verilen 160 bölümden meydana gelen eserde (basılı metinde 152 başlık vardır) müellife karşı son derece kötü davranan muarızı bir Hanefî fakihinin ictihad, dil, mûsiki, zikir meclisleri, ilmî münazaralar, adalet, iyi yöneticinin nitelikleri, tılsımlar ve yıldızlarla ilişkileri, velâyet, nübüvvet, gaybet, dedikodu, öğrenim ve öğretim, müctehidlerin tabakaları, devlet başkanlığının şartları gibi konularla ilgili itham ve iddialarına yönelik cevaplarını içerir. Hasmının aksine ictihadın sona ermediğini belirten müellif eserinde tarihe de geniş yer ayırmış, bu çerçevede peygamberler ve halifeler, Osmanlı hükümdarları, Tunus-Cezayir çatışması, Murâdî beyleri, bazı Zeytûne âlimlerinin ve keramet sahibi şeyhlerin biyografileri, Zeytûne Camii tarihi, Doğu ve Batı İslâm dünyasından bazı ülke ve bölgelerle ilgili bilgi vermiştir. Bundan dolayı eser bilhassa XVII. yüzyıl Tunus beyleri ve dayıları, Hüseynîler Devleti’nin doğuşu konusunda içerdiği kıymetli mâlûmat yanında talebeleri Hüseyin Hoca’nın Ẕeylü Beşâʾiri ehli’l-îmân’ı ile kendisine kırk iki atfın yer aldığı Vezîr es-Serrâc’ın el-Ḥulelü’s-sündüsiyye’sinin önemli kaynakları arasında yer alır (muhtevası için ayrıca bk. Abdesselem, s. 187-192).
3. Tezyînü’l-ġurre bi-meḥâsini’d-Dürre. İbnü’l-Cezerî’nin ed-Dürretü’l-muḍıyye fî ḳırâʾâti’l-eʾimmeti’s̱-s̱elâs̱eti’l-merżıyye adlı eserinin şerhidir (Tunus Millî Ktp., nr. 14397; Mescid-i Nebevî Ktp., nr. 211/6).
4. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi’l-Menâr. İbn Melek’in eseri üzerine yazılmıştır (Tunus Millî Ktp., nr. 4411).
Ahmed Burnâz’ın kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Risâletü İsâġati’l-ġuṣṣa bi’l-ḫamr, Şerḥ ʿalâ Kitâbi’l-Muḥammediyye (Yazıcıoğlu Mehmed’in meşhur eserinin şerhidir), Ḥavâşî ʿale’l-Murâdî (İbn Ümmü Kāsım en-Nahvî diye bilinen Hasan b. Kāsım el-Murâdî’nin Şerḥu Elfiyyeti İbn Mâlik’i üzerine kaleme alınmıştır), Nikât ʿale’l-Ḫazreciyye fi’l-mesâʾili’l-ʿarûżiyye, Nübẕe ʿalâ Maḳāmâti’l-Ḥarîrî, Şerḥu’ş-Şâfiye fi’ṣ-ṣarf, Şerḥu Ṣaḥîḥi’l-Buḫârî (bazı bölümler), Bâʾiyye fî aṣḥâbi Ebi’l-Ḥasan eş-Şâẕelî el-erbaʿîn (236 beyitlik bir manzumedir), Nübẕe min Ḥâşiyeti’l-Cârberdî ʿalâ Şerḥi’ş-Şâfiye fi’ṣ-ṣarf.
BİBLİYOGRAFYA
Burnâz, eş-Şühübü’l-muḫriḳa li-men iddeʿa’l-ictihâde levlâ inḳıṭâʿuhû min ehli’l-maḫraḳa (nşr. Tâhir el-Ma‘mûrî), Beyrut 1990, neşredenin girişi, s. 5-37.
Hüseyin Hoca, Ẕeylü Beşâʾiri ehli’l-îmân bi-fütûḥâti Âli ʿOs̱mân (nşr. Tâhir el-Ma‘mûrî), Libya-Tunus, ts. (ed-Dârü’l-Arabiyye li’l-kitâb), s. 164, 172-174, 230-234, ayrıca bk. İndeks.
el-Ḥulelü’s-sündüsiyye, I, 221, 563, 831; II, 400-401, 571, 702; III, 153, 296, 354; ayrıca bk. İndeks.
M. Sagīr b. Yûsuf el-Bâcî, el-Meşraʿu’l-melekî fî salṭanati evlâdı ʿAlî Türkî (nşr. Ahmed et-Tavîlî), Tunus 2009, III, 19.
Muhammed Bayram es-Sânî, Şerḥu’ş-Şeyḫ Bayram es̱-S̱ânî ʿalâ naẓmihî fi’l-müftîne’l-Ḥanefiyye bi-Tûnis (nşr. Muhammed ez-Zâhî), Beyrut 1999, s. 68-69, 80, 81.
Ahmed Abdesselem, Les historiens tunisiens, Tunis 1973, s. 50, 183-192, 221, 231, ayrıca bk. İndeks.
Tâhir el-Ma‘mûrî, Câmiʿu’z-Zeytûne ve medârisü’l-ʿilm fi’l-ʿahdeyni’l-Ḥafṣî ve’t-Türkî, Trablus 1980, s. 92, 93.
Mahfûz, Terâcimü’l-müʾellifîn, I, 122-126.
Ziriklî, el-Aʿlâm (Fethullah), I, 103, 257.
Muhammed b. Hoca, Târîḫu meʿâlimi’t-tevḥîd fi’l-ḳadîm ve fi’l-cedîd (nşr. Hammâdî es-Sâhilî – Cîlânî b. Yahyâ), Beyrut 1985, s. 134, 311.
Muhammed Bûzîne, Meşâhîrü’t-Tûnisiyyîn, Tunus 1992, s. 86.
Muhammed en-Neyfer – Ali en-Neyfer, ʿUnvânü’l-erîb ʿammâ neşeʾe bi’l-bilâdi’t-Tûnisiyye min ʿâlimin edîb, Beyrut 1996, I, 507-508.
Abdülvehhâb b. Mansûr, Aʿlâmü’l-Maġribi’l-ʿArabî, Rabat 1419/1998, VI, 223-226.
el-Fihrisü’ş-şâmil: el-Fıḳh ve uṣûlüh (nşr. el-Mecmau’l-melekî), Amman 1420/1999, I, 577.
Ahmed et-Tavîlî, Târîḫu medîneti Tûnis es̱-s̱eḳāfî ve’l-ḥaḍârî, Tunus 2002, s. 113-114.
Kerrây el-Kusantînî, “Burnâz, el-Ḥâc Aḥmed b. Muṣṭafâ”, Mv.AU, III, 364-370.