https://islamansiklopedisi.org.tr/buzurg-i-alevi
2 Şubat 1904’te Tahran’da doğdu. Ticaretle uğraşan babası Hâc Seyyid Ebü’l-Hasan ve dedesi Hâc Seyyid Muhammed Sarrâf, Meşrutiyet hareketine katılmıştı ve ilk kurulan Meclis-i Şûrâ-yı Millî’nin üyelerindendi. Annesi Hatice Kamerüssâdât, Âyetullah Tabâtabâî’nin torunudur. Almanya ile ticarî ilişkileri olan babası I. Dünya Savaşı sırasında Bağdat’a, Kirmanşah’ın İngilizler’in eline geçmesinden sonra Berlin’e gitti ve orada ikamet etmeye başladı. Müctebâ ilk öğrenimini Tahran’daki Mekteb-i Kâna’da daha sonraki öğrenimini Akdesiyye ve Dârülfünun’da yaptı. Yüksek öğrenimine babası ve kardeşi Murtazâ el-Alevî ile birlikte 1920’de gittiği Almanya’da devam etti. Babası 1927’de iflâs etmesinin ardından intihar edince bir süre geçimini sağlamak için çalışmak zorunda kaldı. Nihayet eğitim bilimleri ve psikoloji bölümünü bitirerek 1928’de Münih Üniversitesi’nden mezun oldu. Almanya’da Seyyid Hasan Takīzâde ve Mirza Muhammed Kazvînî gibi İranlı yazar ve edebiyatçılarla tanıştı. Bir süre İran elçiliğinde mütercim olarak çalıştıktan sonra İran’a döndü. 1928’de Şîraz’daki Hüneristân-ı San‘atî’ye Almanca hocası tayin edildi. Bir yandan da edebî kariyerini geliştirmeye çalışırken Almanca’dan çeviriler yaptı. Ertesi yıl görevine Tahran Hüneristân-ı San‘atî’de devam etti. Bu okulda modern Fars şiirinin öncülerinden Nîmâ Yûşîc ile tanıştı. 1930’ların başında Sâdık Hidâyet, Mes‘ûd-i Ferzâd ve Müctebâ Mînovî ile birlikte İran halkına Batı düşüncesini ve edebî türlerini tanıtmak, modern bir konuşma diliyle onlara hitap etmek amacıyla “Reb‘a” (dörtler) adıyla bir edebî topluluk kurdu. Şubat 1933’ten itibaren Takī Erânî ve Îrec İskenderî ile beraber İran’da Dünyâ adlı ilk Marksist eğilimli dergiyi yayımladı. 1937 baharında komünistliği savunmak ve Marksizm propagandası yapmaktan elli iki kişiyle birlikte tutuklanarak yedi yıla mahkûm edildi. Hapishanede kaldığı süre içinde yazmayı sürdürdü. Kendisi ve arkadaşları 1940’ta hapiste, daha sonra Alevî’nin bir eserine de konu teşkil edecek olan Gürûh-i Pencâh u Se Nefer (elli üç kişi) adıyla bir teşkilât kurdular. 1941’de İran’ın yabancı devletler tarafından işgali sırasında grup üyeleri hapisten çıktı. Yeni dönemde İran komünist partisi Tudeh’in kurulmasıyla birlikte Alevî’nin çalışmaları partinin yayın organlarında görülmeye başlandı.
Büzürg-i Alevî, 1941-1953 yılları arasında bir taraftan hikâye yazarken bir taraftan da makaleleriyle edebî yeteneğini ortaya koydu, güçlü bir yazar ve aydın olarak tanındı. 1944’te İran-Sovyet Dostluk Derneği’nin yayın organı olan Peyâm-ı Nev dergisinin editörlüğünü yaptı. 1948’de Tudeh Partisi yasa dışı ilân edildiğinde Alevî diğer parti ileri gelenleriyle birlikte tekrar tutuklandıysa da Sâdık Hidâyet’in çabalarıyla kısa sürede serbest bırakıldı. 1950’de Peyâm-ı Nev dergisinde ve partinin yayın organlarında tekrar makaleler yazmaya başladı. İran Başbakanı Musaddık’ın devrildiği 1953 yılındaki darbenin ardından İran’ı terkedip Doğu Almanya’da Berlin’e yerleşti. Humboldt Üniversitesi’nde asistan olarak işe başladı, İran Araştırmaları ve Fars Dili Kürsüsü’nün kuruluş çalışmalarına katıldı. 1959’da kürsü profesörlüğüne getirildi. Bu görevini 1969 yılına kadar sürdürdü. Bu dönem hikâyelerini daha çok siyasî mahkûmlar, sürgünde yaşayan çaresiz insanlar üzerine yoğunlaştırdı. Almanca eserler kaleme aldı ve bazı Almanca eserleri Farsça’ya çevirdi. M. Lorenz ile birlikte Almanlar için Farsça öğretim kitabı hazırladı. İran ve Almanya arasında kültürel ilişkileri güçlendirmeye çalıştı, İran-Almanya Dostluk Topluluğu ve İran-Berlin Dostluk Topluluğu’na üye oldu. Bu dönemde Humboldt Üniversitesi’nde İran tarihi ve edebiyatı alanında dersler verdi. Heinrich F. J. Junker ile birlikte Farsça-Almanca sözlük hazırladı. Geschichte und Entwicklung der Modernen Persischen Literatur (Berlin 1964) adlı eseriyle Berlin Bilimler Akademisi ödülünü kazandı. İkinci Pehlevî döneminde hiç gitmediği İran’a ilk seyahatini yirmi beş yıl aradan sonra 1979’da yaptı. Ancak 1980’de İran İslâm Devrimi’nin baskıya dönüştüğünü düşünerek tekrar Berlin’e gitti. Son defa 1993 yılında İran’ı ziyaret eden Alevî, 17 Şubat 1997 tarihinde Berlin’de öldü.
Eserleri. Farsça Telifleri. 1. Dîv ... Dîv (Tahran 1310 hş./1931). Alevî’nin yayımlanan ilk eseri olup Sâdık Hidâyet’in Sâye-i Moġūl ve Ali Şîrâzpûr Pertev’in (Şîn Pertev) Şeb Bed Mestî adlı eseriyle birlikte Enîrân adlı bir kitap içinde basılmıştır.
2. Varaḳ-pârehâ-yi Zindân (Tahran 1320 hş./1941). Pencâh u Se Nefer ile beraber Alevî’nin hapishane yıllarında yazdığı kısa hikâye ve bazı mahkûmların otobiyografilerini içerir. Eseri A. Naci Tokmak Türkçe’ye (Zindan Notları, İstanbul 2008), Donne Raffat İngilizce’ye çevirmiştir (“Scrap-Papers from Prison”, The Prison Papers of Bozorg Alavi: A Literary Odyssey, Syracuse 1985).
3. Gîle-Merd (Tahran 1326/1947). Gîle-merd adlı bir kişinin yaşam öyküsü olup Menûçihr Mûsevî tarafından İngilizce’ye çevrilmiştir (“A Man from Gilan”, Major Voices in Contemporary Persian Literature, Michael C. Hillmann, Austin 1976, s. 85-98).
4. Çeşmhâyeş (Tahran 1331 hş./1952). Yasa dışı teşkilâtta görev yapan bir ressamla eşraftan bir kızı konu alan romanıdır. Herbert Melzig tarafından Almanca’ya (Ihre Augen, Berlin 1959) ve John O’Kane tarafından İngilizce’ye (Her Eyes, New York 1989) çevrilmiştir. Ayrıca Rusça, Özbekçe ve diğer birkaç dile çevirileri de vardır.
5. Çemedân (Tahran 1357 hş., 1381 hş.). Altı kısa öyküyü içerir.
6. Pencâh u Se Nefer (Tahran 1357 hş.). Müellifin tutukluluk yıllarında, elli üç mahkûm arkadaşının yakalanışından serbest bırakılmaları zamanına kadar geçen olayları sosyalist ideoloji çerçevesi içinde anlatan eserdir.
7. Nâmehâ (Tahran 1330 hş./1951). Bir kısmı siyasî mücadeleler içindeki insanlar hakkında kısa hikâyelerden oluşan bir kitaptır.
8. Nâmehâ ve Dâstânhâ-yi Dîger (Tahran 1330 hş./1951).
9. Mîrzâ (Tahran 1357 hş./1978). Kısa hikâyelerden oluşan eseri Judith Wilks İngilizce’ye çevirmiştir (“Mirza”, Stories from Iran: A Chicago Anthology 1921-1991, ed. Mansur Heshmat Moayyad, Washington 1991, s. 61-85).
10. Sâlârihâ (Tahran 1357 hş.).
11. Mûriyâne (Tahran 1372 hş./1993). Rızâ Şah döneminin gizli servisi SAVAK’a mensup bir ajanın hayat hikâyesidir.
12. Rivâyet (Tahran 1998). Alevî’nin bilinen son romanıdır.
13. Ozbekhâ. Özbekistan seyahat izlenimlerini anlatır (Tahran 1327 hş./1948).
14. Güzeşt-i Zemâne (Tahran 1385 hş.). Müellifin otobiyografisidir.
Almanca Kitapları. 1. Das Land der Rosen und der Nachtigallen (Berlin 1957).
2. Die weisse Mauer: Novellen (Berlin 1960).
3. Die beiden Ehemänner: Prosa aus Iran ed. (Berlin 1983).
4. Geschichte und Entwicklung der modernen persischen Literatur (Berlin 1964). Saîd Fîrûzâbâdî (Târîḫ-i Edebiyyât-ı Muʿâṣır-ı Îrân: Târîḫ-i Taḥavvül-i Edebiyyât-ı Muʿâṣır-ı Fârsî, Tahran 1386 hş.) ve Emîr Hüseyin Ekberî Şâlçî (Târîḫ-i Taḥavvül-i Edebiyyât-ı Cedîd-i Îrân, Tahran 1386 hş.) tarafından Farsça’ya tercüme edilmiştir.
5. Kämpfendes Iran (Berlin 1955).
6. Persisch-Deutsches Wörterbuch (Ferheng-i Câmi-i Fârsî-Âlmânî, Heinrich F. J. Junker’le birlikte, Leipzig 1958-1965; Wiesbaden 1981; Tahran 1362 hş.).
7. Lehrbuch der persischen Sprache (Âmûzeş-i Zebân-i Fârsî Berâ-yi Almânî Zebânân, Manfred Lorenz’le birlikte, Leipzig 1967-1973; München 1972).
8. Langenscheidts praktisches Lehrbuch Persisch (Berlin 1999).
Farsça Çevirileri: Anton Chekhov, The Cherry Orchard (Bâġ-ı Âlbâlu, Tahran 1329 hş./1950); Samuil Marshak, Twelve Months (Davâzdah Mâh, Tahran 1950); Theodor Nöldeke, Das iranische Nationalepos (Ḥamâse-i Millî-yi Îrân, Tahran 1327 hş., 1369 hş., 1379 hş.); J. B. Priestley, An Inspector Calls (Mostantik, Tahran 1954); Friedrich von Schiller, Die Jungfrau von Orleans (Dûşize-yi Orleʾân, Tahran 1933); George Bernard Shaw, Mrs. Warren’s Profession (Kesb u Kār-ı Hanum-i Warren, Tahran 1928); Stefan Zweig, Brief Einer Unbekannten (“Gulhâ-yı Sefid: Nâme-yi Yek Zen-i Nâşinâs”, Dünyâ, sy. 14, 1933).
Almanca Çevirileri: Sâdık Hidâyet, Bûf-i Kûr (Die blinde Eule, Berlin 1981; Gerd Henninger ile birlikte); Nizâmî-i Gencevî, Heft Peyker (Die sieben Prinzessinnen, Berlin 1982; Martin Remané ile birlikte); Ömer Hayyâm’ın şiirleri (Martin Remané ile birlikte, Durchblättert ist des Lebens Buch: Vierzeiler von Omar Chajjam, Berlin 1983).
Büzürg-i Alevî birçok Almanca ve Farsça makalenin yanı sıra çeşitli eserlere editörlük yapmış ve sunum yazmıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Hânbâbâ Müşâr, Müʾellifîn-i Kütüb-i Çâpî-yi Fârsî ve ʿArabî, Tahran 1340 hş., II, 107-109.
Muhammed İsti’lâmî, Bugünkü İran Edebiyatı Hakkında Bir İnceleme (trc. Mehmet Kanar), Ankara 1981, s. 104, 111, 121.
Ya‘kūb-i Âjend, Edebiyyât-ı Nevîn-i Îrân ez İnḳılâb-ı Meşrûṭiyyet tâ Tedvîn, Tahran 1363 hş., s. 67, 88, 91-93, 133, 143, 361.
Sajida Alevi, “Buzurg ’Alavi’s Writing from Prison”, Critical Perspectives on Modern Persian Literature (ed. Thomas M. Ricks), Washington 1984, s. 274-291.
Hemyân-ı Sitâregân (haz. Muhammed Halîlî – Mustafa Fa’legerî), Tahran 1371 hş., I, 83-124.
Hamîd Ahmedî, Ḫâṭırât-ı Büzürg-i ʿAlevî, Stockholm 1997.
Hasan-i Mîr Âbidînî, İran Öykü ve Romanının Yüz Yılı (trc. Derya Örs), Ankara 2002, I, 161-174.
Mehmet Kanar, Çağdaş İran Edebiyatının Doğuşu ve Gelişmesi, İstanbul 2013, s. 135.
Ali Müstevfî, “Der Büzürgdâşt-i Heftâd Sâlegî-yi Büzürg-i ʿAlevî”, Kâve, sy. 51, Münih 1353 hş., s. 36-44.
Râmîn Cihânbeglu, “Dîdâr bâ Büzürg-i ʿAlevî”, Nigâh-i Nev, sy. 14, Tahran 1372 hş., s. 140-151.
a.mlf., “Hüdâḥâfıẓ Âgā Büzürg”, Buḫârâ, sy. 80-83, Tahran 1996, s. 789-790.
Enver Hâmeî, “Der Sûg Yâr-ı Hidâyet ve Hemkâr-i Arânî”, Kilk, sy. 80-83, Tahran 1375 hş., s. 753-760.
Hasan Şâyegân, “Vedâʿ bâ Büzürg-i ʿAlevî”, Ferheng-i Tovseʿa, sy. 31, Tahran 1376 hş., s. 31-37.
Mahbûbe Vefâyî, “Nigâhî be Kitâb-i Ḫâṭırât-ı Büzürg-i ʿAlevî”, Kilk, sy. 150 (1383 hş.), s. 27-28.
Kemâleddin Şefîî, “Nigâhî be Âs̱âr-ı Âlmânî-yi Büzürg-i ʿAlevî”, a.e., sy. 152 (1383 hş.), s. 6-7.
Emîr Hüseyin Ekberî Şâlçî, “Profesor Büzürg-i ʿAlevî”, Kitâb-ı Mâh-i Edebiyyât, sy. 9, Tahran 1386 hş., s. 80-90.
Hasan Mir‘âbedini, “Alavi, Bozorg”, Iranica (http://www.iranicaonline.org/articles/alavi-bozorg).