CEKENÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

CEKENÎ

الجكني
Müellif: HALİM ÖZNURHAN
CEKENÎ
Müellif: HALİM ÖZNURHAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2020
Erişim Tarihi: 21.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/cekeni
HALİM ÖZNURHAN, "CEKENÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/cekeni (21.11.2024).
Kopyalama metni

1080 (1670) yılında Boutilimit (Bûtilimît/Ebûtilimît) şehrinin güneyindeki bir beldede doğduğu tahmin edilmektedir. Babası Muhammed Saîd, Bûnâ (babamız) diye bilindiğinden oğlu da İbn Bûnâ yahut Veledü Bûnâ diye tanınmıştır. Cekenî nisbesi ilim ve edebiyatla şöhret bulan, Arapça Hassâniyye lehçesiyle konuşan ve Mâlikî mezhebinden olan Arap Berberî kökenli Tecekānt (Tajakānt) kabilesine mensubiyetiyle ilgilidir. Cekenî uzun süre ilimden uzak bir hayat yaşadıktan sonra kendini ilme verdi ve ilk bilgileri babasından aldı. Daha sonra yörenin ilim adamlarının derslerine devam etti. Bunlar arasında Habîb b. Muhammed, Habîbullah el-Cekenî, Muhammed Habîbullah el-Meclisî (el-İmidlişî), Muhtâr b. Ahmed el-Cekenî sayılabilir. Hocası Muhtâr’dan çok yararlandı. Onun tavsiyesiyle Benî Deymân’dan, birçok ilimde söz sahibi bir âlimin yanında yetiştikten sonra kendisinden ders almak isteyen hocasının kırk öğrencisiyle birlikte memleketine döndü. Ardından keskin zekâsı ve güçlü hâfızası sayesinde ilmî seviyesini yükseltti.

Daha sonra öğretime yönelen Cekenî’nin ders verdiği medrese meşhur oldu, Arap dili ve kelâm ilminde Moritanya’da önde gelen bir ilim yuvası haline geldi. Eğitimde uyguladığı özel yöntemi büyük ilgi gördüğünden medresesi de çeşitli yerlerden gelen öğrencilerle doldu. Cekenî, döneminin Şinkīt beldelerinde akılcı-dilci kelâm ekolünün öncüsü sayıldı, bid‘atlara ve bid‘atçılara karşı savaş açtı; zamanının çoğunu onlara cevap vermekle geçirirdi. Okutulmasını câiz görmeyen birçok âlimin aksine felsefî şüphelerden arınmış saf mantık disiplininin önemine vurgu yaptı. Derslerinde mantık ve nahiv ilimlerine ağırlık verdi, sıkı sıkıya bağlı bulunduğu Eş‘arî akîdesi ve Mâlikî fıkhı okuttu. Özellikle Kur’an ve Sünnet’in yeterli olduğunu, diğer ilimlere gerek bulunmadığını söyleyen bazı çağdaşlarıyla sert tartışmalara girdi, mantık ve kelâm ilimlerinin gerekliliğini savundu. Felsefî düşüncelere cevap verilmesi amacıyla öğretimini farz-ı kifâye kabul ettiği mantık ilmiyle yaşadığı dönemde en çok uğraşan âlim oldu. Yetişmeleri için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadığı öğrencilerinin birçoğu Moritanya’nın ilim hayatını etkilemiştir. Bunlar arasında Abdullah b. İbrâhim el-Alevî, Mahand Bâbeh b. Ubeyd ed-Deymânî, Abdullah b. Ahmed el-Kalâvî, Hurme b. Abdülcelîl el-Alevî, Abdullah b. Fâzıl eş-Şakravî, Muhammed b. Habîbullah el-Müceydirî el-Ya‘kūbî, Abdullah b. Fâzıl el-Ya‘kūbî ve Abdurrahman b. Muhtâr el-Müsevverî sayılabilir. “Ben uzlaşma değil tartışma adamıyım” diyen Cekenî, başta bid‘atçılıkla nitelediği öğrencisi Müceydirî olmak üzere döneminin birçok âlimiyle tartışmalar yaptı. Muhtâr el-Küntî, Ceẕvetü’l-envâr fi’ẕ-ẕeb ʿan evliyâʾillâhi’l-aḫyâr adlı eserinde Cekenî ile olan tartışmalarında onun iddialarına cevap verir. 140 yıl kadar yaşadığı tahmin edilen Cekenî’nin ölümü için 1230 yılı ileri sürülmüşse de tercih edilen görüşe göre 1220’de (1805) vefat etmiştir.

Eserleri. Eserlerini genellikle manzum olarak kaleme alan Cekenî’nin didaktik şiirleri yanında lirik şiirleri de mevcuttur. Medih, mersiye, fahr ve gazel gibi geleneksel temaların dışında ilmî münazaralarını ve seyahatlerini anlattığı şiirleri genellikle Kur’an’dan ve tarihî olaylardan ilham alan öğütler içerir. Bir divanda toplanmayan şiirleri dağınık halde çeşitli kütüphanelerde bulunmaktadır. Bunlardan, ölümcül bir hastalığa yakalanıp Allah’a münâcâtta bulunduğu ve Hz. Eyyûb sabrını kendisine örnek aldığını belirttiği eş-Şâfiye adlı 105 beyitlik Râʾiyye’si kabilesine mensup kişilerce bazı dinî törenlerde hâlâ okunmaktadır (yazma nüshası; Tinbüktü Ahmed Bâbâ Ktp., nr. 355). Ebûtilimît Şeyh Sîdiyâ Kütüphanesi’nde “Ḳaṣîdetü Mühâcâti’l-Muḫtâr b. Bûnâ li-Mevlûd b. Aḥmed el-Cevâd” adlı, kelâm konusunda bir münazarayı içeren kasidesi (nr. 80/16) ile lugaz içerikli bir kasidesi (nr. 14/5), tasavvuf içerikli iki kasidesi (Secû [Segou] Mali Millî Ktp., Tinbüktü Ahmed Bâbâ Ktp., nr. 5136), aynı kütüphanede bir mersiyesi (nr. 7641) ve başlıksız bir kasidesi de (İnsanî Bilimler Enstitüsü Yazmalar Ktp. [Niamey/Nijer], nr. 1348) bulunmaktadır.

1. el-Câmiʿ beyne’t-Teshîl ve’l-Ḫulâṣa el-mâniʿ mine’l-ḥaşv ve’l-ḫaṣâṣa. Müellifin en tanınmış eseri olup burada İbn Mâlik et-Tâî’nin Arap gramerine dair et-Teshîl’iyle (Teshîlü’l-fevâʾid ve tekmîlü’l-maḳāṣıd) el-Ḫulâṣa’sını (el-Elfiyye) birleştirmeyi amaçlamış, ilâve ettiği yaklaşık 1400 beyit ve şevâhidle el-Elfiyye’ye açıklayıcı yorumlar getirmiş, onu daha anlaşılır kılmıştır. Bu ilâve beyitler orijinalinde kırmızı mürekkeple yazıldığı için eser “el-İḥmirâr” adıyla da tanınmıştır. el-Câmiʿ, yazıldığı tarihten itibaren daha önce nahiv ilminde el-Elfiyye ve şerhlerinin okutulduğu Moritanya’da orta ve yüksek seviyedeki medreselerde ders kitabı olarak kabul görmüş, ezberlenmiş ve şerhleri yapılmıştır. Günümüzde çoğu yazma halinde on iki şerhi bilinmektedir (Dürerü’l-uṣûl, neşredenin girişi, s. 6-7). Eserin müellif tarafından yapılan eṭ-Ṭurre adlı bir hâşiyesi de vardır. Ahmed b. Muhammed el-Ya‘kūbî, Taḳrîbü Ṭurreti İbn Bûnâ ve İḥmirârih ʿalâ Elfiyyeti İbn Mâlik başlıklı bir eser yazmıştır (Beyzâ 2006). el-Câmiʿ ilk defa 1313 (1896) yılında Kahire’de basılmıştır. Ayrıca Elfiyyetü İbn Mâlik maʿa İḥmirâri İbn Bûnâ eş-Şinḳīṭî adıyla yayımlandığı gibi (Nuakşot 2003), Abdullah b. Muhammed b. Abdullah b. Fakīh tarafından Kitâbü’l-İḥmirâr el-câmiʿ beyne’t-Teshîl ve’l-Ḫulâṣa adıyla da yayımlanmıştır (Mekke 2003).

2. Dürerü’l-uṣûl. Fıkıh usulüne dair 428 beyitlik bir eser olup Mâlikî usul kitapları ile el-Müṣtaṣfâ (Gazzâlî) ve el-Maḥsûl’den (Fahreddin er-Râzî) yararlanılarak hazırlanmış, eseri Muhammed b. Sîdî Muhammed Mevlây yayımlamıştır (bk. bibl.).

3. Meblaġu’l-meʾmûl ʿalâ ḳavâʿidi’l-uṣûl. Tâceddin es-Sübkî’nin Cemʿu’l-cevâmiʿ adlı fıkıh usulüne dair eserinin 1500 beyit halinde nazma çekilmiş şeklidir (yazmaları: Moritanya İlmî Araştırmalar Enstitüsü Ktp. [Nuakşot], nr. 79, 2291).

4. Vesîletü’s-saʿâde fî neşri mâ teżammene’ş-şehâde (fî ʿilmi’t-tevḥîd). 1168’de (1755) yazılan akaide dair manzum bir eserdir (yazmaları: Ebûtilimît Şeyh Sîdiyâ Ktp., nr. 80/18, 83/7; İnsanî Bilimler Enstitüsü Yazmalar Ktp. [Niamey/Nijer], nr. 1341; Moritanya İlmî Araştırmalar Enstitüsü Ktp., nr. 401, 903, 1137, 1235, 1355, 1729, 2877, 3011; Tinbüktü Ahmed Bâbâ Ktp., nr. 345, 401, 5587). Ayrıca eserin yazma halinde birçok şerhi mevcuttur.

5. Tebṣıratü’l-eẕhân fî nüketi’l-meʿânî ve’l-beyân. Kazvînî’nin Telḫîṣü’l-Miftâḥ’ının manzum hale getirilmiş şekli olup Naẓmü’t-Telḫîṣ fi’l-beyân adıyla da bilinir (yazmaları: Moritanya İlmî Araştırmalar Enstitüsü Ktp., nr. 609, 1760, 2535; Ebûtilimît Şeyh Sîdiyâ Ktp., nr. 3/10). Müellif eserine eṭ-Ṭurre ʿalâ Tebṣırati’l-eẕhân adıyla bir hâşiye yazmıştır (Moritanya İlmî Araştırmalar Enstitüsü Ktp., nr. 3255).

6. İrşâdü’ṣ-ṣıġār ve şüẕûrü’n-nuḍḍâr. Nahiv ilmine giriş mahiyetindeki bu eser Süllemü’ṭ-ṭâlibîn ilâ ḳavâʿidi’n-naḥviyyîn adıyla da bilinmekle birlikte Muḳaddime naḥviyye ismiyle meşhur olmuştur (Moritanya İlmî Araştırmalar Enstitüsü Ktp., nr. 603, 3330; Ebûtilimît Şeyh Sîdiyâ Ktp., nr. 3/9). Eser basılmıştır (baskı yeri ve tarihi yok).

7. Tuḥfetü’l-muḥaḳḳıḳ fî ḥalli müşkilâti’l-manṭıḳ (Moritanya İlmî Araştırmalar Enstitüsü Ktp., nr. 713, 3325; Ebûtilimît Şeyh Sîdiyâ Ktp., nr. 58/3).

Cekenî’nin el-Muḫtaṣar fi’l-manṭıḳ, el-Muṭavvel fî ʿilmi’l-manṭıḳ ve el-Ḳavâʿidü’l-fıḳhiyye adlı eserlerinden de söz edilmektedir (Dürerü’l-uṣûl, neşredenin girişi, s. 17).


BİBLİYOGRAFYA

Cekenî, Dürerü’l-uṣûl (nşr. Muhammed b. Sîdî Muhammed Mevlây), Kife 2006, neşredenin girişi, s. 1-13, 17.

Tâlib Muhammed b. Ebû Bekir es-Sıddîk el-Bertellî, Fetḥu’ş-şekûr fî maʿrifeti aʿyâni ʿulemâʾi’t-Tekrûr (nşr. M. İbrâhim el-Kettânî – M. Haccî), Beyrut 1401/1981, s. 141, 142.

Ahmed b. Emîn eş-Şinkītî, el-Vasîṭ fî terâcimi üdebâʾi Şinḳīṭ, Kahire 1329/1911, s. 279-285.

, II, 423.

Abdullah Kennûn, en-Nübûġu’l-Maġribî fi’l-edebi’l-ʿArabî, Beyrut 1395/1975, I, 304-305.

Halîl en-Nahvî, Bilâdü Şinḳīṭ: el-Menâre ve’r-ribâṭ, Tunus 1987, s. 530.

, IX, 565.

Ömer Rızâ Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, Beyrut 1994, III, 837.

Tayyib b. Ömer b. Hüseyin, es-Selefiyye ve aʿlâmühâ fî Morîtânyâ, Beyrut 1416/1995, s. 260, 272-276.

M. Muhtâr Vüld Ebbâh, eş-Şiʿr ve’ş-şuʿarâʾ fî Morîtânyâ, Rabat 2003, s. 452-466.

a.mlf., Târîḫu’n-naḥvi’l-ʿArabî fi’l-meşriḳ ve’l-maġrib, Beyrut 2008, s. 452-466.

Muhammezin b. Mahyûb, “el-Cekenî, el-Muḫtâr b. Muḥammed Saʿîd”, , V, 339-342.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2020 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 252-253 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER