https://islamansiklopedisi.org.tr/cezm
Sözlükte “kesmek, kesin bir şekilde yemin etmek ve bir işi hiçbir ilişiği kalmamak üzere bitirmek” anlamlarına gelir. Hadis ilminde ise senedi tam olarak zikredilmek istenmeyen bir hadisin sağlam bir isnadı bulunduğunu belirten edâ lafızlarından biriyle rivayet edilmesidir. Hadis kitaplarında, özellikle Buhârî’nin el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’inin tercemelerinde mâlum fi‘l-i mâzî kalıbıyla kullanılan cezm sîgaları şunlardır: ”فعل، أمر، زاد، قال، ذكر، روى“. Bir hadisin aradaki râviler atlanarak ilk kaynağına nisbet edilmesi, diğer bir ifadeyle hadisin muallak olarak rivayet edilmesi halinde o hadisin güvenilir olmadığı kanaati uyanır. Bunu ortadan kaldırmak ve sözün nisbet edildiği şahsa ait olduğunda hiçbir şüphe bulunmadığını göstermek üzere cezm sîgası kullanılır. Bunun karşıtı temrîz sîgasıdır. Meçhul fi‘l-i muzârî kalıbıyla kullanılan temrîz sîgalarına, bir sözün nisbet edildiği şahsa aidiyeti kesinlikle bilinmediği zaman başvurulur.
Sahih hadisleri toplamayı çalışmalarına esas almış olan Buhârî ve Müslim gibi müelliflerin kitaplarında görülen cezm sîgaları, bu müelliflere göre, o hadisin sağlam bir senedinin bulunduğu anlamına gelir. Bu senedleri aynen almayıp hadisi aslında bir rivayet kusuru olan ta‘lik suretiyle rivayet etmeleri, hadisi kısaca zikretme ve tekrardan kaçınma arzusu gibi sebeplere dayanmaktadır. Cezm sîgası zayıf bir hadisin rivayetinde kesinlikle kullanılmaz. Bir hadisi cezm sîgasıyla rivayet eden muhaddis, onun sağlam bir senedle muteber kitaplardan birinde yer almış olduğunu katiyetle belirtmiş olmaktadır.
BİBLİYOGRAFYA
İbnü’s-Salâh, ʿUlûmü’l-ḥadîs̱, s. 24-25.
Zeynüddin el-Irâkī, et-Taḳyîd ve’l-îżâḥ, Kahire 1985, s. 32-36, 90-92.
Aynî, ʿUmdetü’l-ḳārî, Kahire 1392/1972, I, 11.
Tecrid Tercemesi, I, 157-159.
Süyûtî, Tedrîbü’r-râvî, s. 60-64, 136-138.
Ali el-Kārî, Muṣṭalaḥâtü ehli’l-es̱er, İstanbul 1327, s. 108-109.
Ahmed Muhammed Şâkir, el-Bâʿis̱ü’l-ḥas̱îs̱, Kahire 1377/1958, s. 34, 91.