https://islamansiklopedisi.org.tr/dusur-b-haris
Gatafân kabilesinin reisi olup Gavres lakabıyla tanınır. Bazı kaynaklarda Benî Muhârib’e nisbetle Muhâribî diye anılır. Hicretin 3. yılı Rebîülevvel ayında (Eylül 624) Gatafân kabilesinin Benî Sa‘lebe ve Benî Muhârib kollarına mensup bazı yağmacılar, Dü‘sûr’un yaptığı bir plan uyarınca Necid bölgesinde Zûemer denilen yerde toplanarak Medine çevresindeki bazı yerleşim merkezlerine baskın yapmak istediler. Niyetlerini Hz. Peygamber’in haber aldığını ve 450 kişilik bir kuvvetle üzerlerine geldiğini öğrenince de dağlara sığınıp Hz. Peygamber’i ve ashabını gözetlemeye başladılar. Gatafân Gazvesi veya Zûemer Gazvesi diye bilinen bu harekâtta karşılarında düşman kuvveti bulamayan müslümanlar Zûemer’de karargâh kurdular. Bu sırada sağanak halinde yağan yağmurdan ıslanan Hz. Peygamber ashabından biraz uzaklaşarak elbisesini kurutmak istedi ve kılıcını bir ağacın dalına asarak ağacın gölgesine uzandı. Bunu gören Gatafânlılar Hz. Peygamber’i öldürmek için iyi bir fırsat çıktığını düşünerek reisleri ve en cesurları olan Dü‘sûr’u bu fırsatı değerlendirmeye teşvik ettiler. Kimseye görünmeden Hz. Peygamber’in yanına kadar gelen Dü‘sûr ağaçta asılı kılıcı (bazı rivayetlere göre beraberinde götürdüğü keskin bir kılıcı) kınından çıkararak Hz. Peygamber’in başucuna dikildi ve, “Ey Muhammed! Şimdi seni benden kim kurtarabilir?” diye sordu. Hz. Peygamber’in, “Allah kurtarır” demesi üzerine kılıç elinden düştü (bazı rivayetlere göre ise Dü‘sûr’un göğsüne Cebrâil’in vurması üzerine kılıç yere düştü). Bu defa kılıcı Hz. Peygamber alarak ona, “Şimdi seni benden kim kurtarabilir?” diye sorunca Dü‘sûr’dan, “Hiç kimse” cevabını aldı. Ancak Hz. Peygamber ona dokunmadı. Dü‘sûr’u ashabına göstererek olayı anlattı.
Dü‘sûr’un bu olay üzerine hemen orada veya bir daha Hz. Peygamber’in aleyhinde bulunmayacağına dair söz verdikten ve kabilesine döndükten sonra müslüman olduğu nakledilir. Bu olayın Zâtürrikā‘ Gazvesi’nde (5/626) geçtiği de söylenmektedir.
BİBLİYOGRAFYA
Müsned, III, 390.
Buhârî, “Meġāzî”, 31.
Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 193-196.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, II, 35.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, II, 159.
İbn Seyyidünnâs, ʿUyûnü’l-es̱er, I, 303-304.
İbn Hacer, el-İṣâbe, I, 474-475; III, 188-189.
Diyarbekrî, Târîḫu’l-ḫamîs, I, 414-416.