https://islamansiklopedisi.org.tr/ebu-seleme-el-mahzumi
Ebû Leheb’in câriyesi Süveybe’den süt emdiklerinden Hz. Peygamber’in süt kardeşi de olan halası Berre bint Abdülmuttalib’in oğludur. Hz. Ebû Bekir vasıtasıyla İslâm’a giren Ebû Seleme on birinci, hanımı Ümmü Seleme ise on ikinci Müslümandır. Hanımı ile birlikte Habeşistan’a hicret eden Ebû Seleme, daha sonra da Akabe biatlarından bir yıl evvel tek başına Medine’ye hicret etti ve Kureyş kabilesinden Medine’ye ilk hicret eden kişi oldu. Mekke’den çıkışı engellendiği için onunla birlikte hareket edemeyen Ümmü Seleme ise yaklaşık bir yıl sonra küçük yaştaki oğlu Seleme ile birlikte hicret etti. Hz. Peygamber’in Bedir Gazvesi’nden önce düzenlenen Uşeyre Gazvesi’ne çıkarken Medine’de yerine vekil bıraktığı Ebû Seleme, Bedir ve Uhud gazvelerine katıldı ve Uhud Gazvesi’nde yaralandı. Bir ay kadar tedavi gördükten sonra Benî Esed üzerine sevkedilen 150 kişilik Katan Seferi’ne (Seriyyetü’l-Katan) kumanda etti. Medine’ye döndüğü zaman Uhud’da aldığı yaranın nüksetmesi sonucu vefat etti, gözlerini Hz. Peygamber kapattı.
Ebû Seleme ölmeden önce eşinden, kendisinden sonra kimseyle evlenmemesini istediyse de daha sonra bu görüşünden vazgeçerek ona mutlaka evlenmesini öğütledi, ayrıca kendisinden daha hayırlı biriyle evlenmesi için dua etti. Kocasının vefatı üzerine Ümmü Seleme günlerce ağladı ve Resûl-i Ekrem’e ne yapması gerektiğini sordu, o da kocasından daha hayırlı birini eş olarak kendisine nasip etmesi için Allah’a dua etmesini söyledi. Ümmü Seleme’ye önce Hz. Ebû Bekir, ardından Hz. Ömer evlenme teklif etti, fakat o bu teklifleri kabul etmedi. Daha sonra Hz. Peygamber’den gelen teklifi kabul etti ve onunla evlendi.
Ebû Seleme’den rivayet edilen iki hadis Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde yer almaktadır (IV, 278).
BİBLİYOGRAFYA
Müsned, IV, 278.
Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 7, 340-346.
İbn Hişâm, es-Sîre, II, 468.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, III, 239-242; VIII, 87.
İbn Abdülber, el-İstîʿâb, II, 338-339.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (Bennâ), III, 294-296; VI, 152.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, I, 150-153.
İbn Hacer, el-İṣâbe, II, 335.