EBÜ’l-VAKT - TDV İslâm Ansiklopedisi

EBÜ’l-VAKT

أبو الوقت
Müellif:
EBÜ’l-VAKT
Müellif: KEMAL SANDIKÇI
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1994
Erişim Tarihi: 19.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ebul-vakt
KEMAL SANDIKÇI, "EBÜ’l-VAKT", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ebul-vakt (19.04.2024).
Kopyalama metni

Zilkade 458’de (Ekim 1066) Herat’a iki mil uzaklıktaki Mâlîn köyünde doğdu. Bu sebeple Herevî ve Mâlînî, aslen Sicistanlı olmasından dolayı da Siczî nisbeleriyle anılır. Babası muhaddis ve zâhid Ebû Abdullah Îsâ b. Şuayb ona Muhammed adını koymuş, fakat Hâce Abdullah-ı Herevî bu adı Abdülevvel diye değiştirdiği gibi, “Sûfî zamanı değerlendiren ve gelecek kaygısı taşımayan kişidir” diyerek kendisine Ebü’l-Vakt künyesini vermiştir. Küçük yaşlarından itibaren uzun yıllar Hâce Abdullah-ı Herevî’nin sohbet ve derslerine katılan Ebü’l-Vakt onun en kıymetli müridi ve gözde öğrencilerinden biri olmuştur. Babası hadis meclislerine giderken oğlunu da sırtına alıp götürürdü. Henüz yedi yaşında iken Abdurrahman b. Muhammed ed-Dâvûdî’den Ṣaḥîḥ-i Buḫârî ile Dârimî’nin es-Sünen’ini ve Abd b. Humeyd’in el-Münteḫab’ını dinlemek için Herat’tan bir günlük mesafedeki Bûşenc’e babasıyla birlikte yaya olarak gidip geldiler. Başta Hâce Abdullah-ı Herevî olmak üzere Bîbâ bint Abdüssamed, Külâr diye tanınan Abdurrahman b. Muhammed b. Afîf, Ebû Âmir Mahmûd b. Kāsım el-Ezdî gibi Heratlı hocalardan hadis okudu. Yedi yaşında hadis tahsiline başladığı ve hayatı boyunca hadis rivayet ettiği için bazı hadislerin âlî isnadına sahip oldu. Bu sebeple şöhreti yayıldı ve rivayet ettiği hadisleri ondan dinlemek üzere çeşitli ülkelerden pek çok talebe gelerek kendisinden faydalandı. Tanınmış talebeleri arasında Ebü’l-Kāsım İbn Asâkir, Abdürrahim b. Abdülkerîm es-Sem‘ânî, Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, Yûsuf b. Ahmed eş-Şîrâzî, Hüseyin b. Mübârek ez-Zebîdî gibi âlimler yer alır. Irak ve Hûzistan’ı dolaşarak Herat, Bûşenc, Mâlîn, Kirman, İsfahan, Hemedan, Fars ve Bağdat gibi ilim merkezlerinde verdiği hadis derslerini binlerce talebe yanında tanınmış âlimler ve devlet adamları da dinlemiştir. Bu derslerde Ṣaḥîḥ-i Buḫârî başta olmak üzere Abd b. Humeyd’in el-Müsnedü’l-kebîr’ini (veya el-Münteḫab min Müsnedi ʿAbd b. Ḥumeyd’i), Dârimî’nin es-Sünen’ini ve daha başka kitapları ve cüzleri rivayet etti. Nizâmiye Medresesi’nde verdiği derslerde meşhur Arap dil âlimi İbnü’l-Haşşâb da bulunmuştur.

552 (1157) yılında hacca gitmeye karar verdi. Hazırlığını yaparak şevval ayında Bağdat’a gitti. Ancak Vezir Ebü’l-Muzaffer İbn Hübeyre’nin sarayında, kalabalık halkla birlikte vezirin de takip ettiği Ṣaḥîḥ-i Buḫârî rivayetini tamamlayamadığı için o yıl hacca gidemedi (İbnü’l-Esîr, XI, 239). Bir yıl boyunca Bağdat’ta kaldı ve rivayet ettiği bütün eserleri talebelerine okuttu. Ertesi yıl tekrar hacca gitmeye niyetlendiyse de 6 Zilkade 553’te (29 Kasım 1158) Bağdat’ta vefat etti. Ölümü sırasında talebelerinden birinin ısrarla, “Son sözü kelime-i tevhid olan kimse cennete girer” meâlindeki hadisini okuması üzerine Ebü’l-Vakt, “Keşke kavmim rabbimin beni bağışladığını ve ikram edilen kulları arasına aldığını bilseydi” (Yâsîn 36/26-27) meâlindeki âyetleri okuyarak ruhunu teslim etti. Cenaze namazını Abdülkādir-i Geylânî kıldırdı.

Ebü’l-Vakt’in asıl şöhreti, Ṣaḥîḥ-i Buḫârî’nin güvenilir râvilerinden biri olmasından kaynaklanmaktadır. Rivayet ettiği Ṣaḥîḥ-i Buḫârî nüshasını Zilkade 465’te (Temmuz 1073) hocası Dâvûdî’den (ö. 467/1075), Dâvûdî Hamevî’den (Serahsî, ö. 381/991-92), Hamevî de Buhârî’nin talebesi Firebrî’den (ö. 320/932) almıştır. Ali b. Muhammed el-Yûnînî’nin (ö. 701/1302), bugün elde bulunan matbu Ṣaḥîḥ-i Buḫârî nüshasını düzenlerken dayandığı dört önemli nüshadan biri, (ظ) rumuzuyla gösterdiği Ebü’l-Vakt’in nüshasıdır (bk. el-CÂMİU’s-SAHÎH [Buhârî]).


BİBLİYOGRAFYA

, I, 611-612.

, X, 182-183.

, XI, 239.

a.mlf., , II, 105.

Nevevî, Mâ Temessü ileyhi ḥâcetü’l-ḳārî li-Ṣaḥîḥi’l-İmâmi’l-Buḫârî (nşr. Ali Hasan Ali Abdülhamîd), Beyrut, ts. (Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye), s. 62-63.

, III, 226-227.

İbn Rüşeyd, İfâdetü’n-naṣîḥ (nşr. Muhammed Habîb İbnü’l-Hoca), Tunus, ts. (ed-Dârü’d- Tûnisiyye li’n-neşr), s. 119-124.

, IX, 389-390; XX, 303-311.

a.mlf., Düvelü’l-İslâm (nşr. Fehîm M. Şeltût – M. Mustafa İbrâhim), Kahire 1394/1974, II, 70.

Ahmed b. Aybek ed-Dimyâtî, el-Müstefâd min Ẕeyli Târîḫi Baġdâd (nşr. M. Mevlûd Halef), Beyrut 1406/1986, s. 277-279.

, III, 304.

, XII, 238.

, V, 328.

Kastallânî, İrşâdü’s-sârî, Kahire, ts., I, 39-40.

, IV, 166.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1994 yılında İstanbul’da basılan 10. cildinde, 346-347 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER