https://islamansiklopedisi.org.tr/el-hamase--buhturi
Buhtürî, yirmi yaşında iken gittiği Bağdat’ta tanışıp dostluk kurduğu Abbâsî devlet adamı ve şair Feth b. Hâkān’a (ö. 247/861) takdim ettiği, hocası Ebû Temmâm’ın el-Ḥamâse’sinden sonra türünün ikinci örneği olan bu eserini hocasından etkilenerek ve ona nazîre olmak üzere yazmıştır. Eserin râvisi Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed de bu hususa işaret eder (el-Ḥamâse, s. 436). Kitabında Ebû Temmâm’ın el-Ḥamâse’sinde olduğu gibi “hamâse” başlığını taşıyan bir bölüm bulunmamasına rağmen Buhtürî’nin eserine bu adı vermesinin sebebi hocasını örnek almış olmasıdır. Ancak böyle bir bab bulunmasa da ilk yirmi yedi babda genellikle hamâsî şiirlere yer verilmiştir. el-Ḥamâse’de çoğu Câhilî, muhadram ve İslâmî olmak üzere 600 civarında şairin şiirlerinden seçmeler yapılmış olup bunların büyük bir kısmı çok az şiir yazan, hatta bu eser dışında şiirlerine pek rastlanmayan kimselere aittir. Buhtürî’nin eseri, Emevîler’in son dönemleriyle Abbâsîler’in ilk devirlerinde yaşamış olan ve bu sebeple “muhadramü’d-devleteyn” denilen Mutî‘ b. İyâs, Sâlih b. Abdülkuddûs, Beşşâr b. Bürd gibi muhdes şairlerden yapılan seçmelerle sona ermektedir. Müellif, başta Ebû Temmâm olmak üzere Abbâsî dönemine ait (Abbâsîler zamanında yaşamış olan) hiçbir şairin şiirine yer vermemiştir (Mustafa eş-Şek‘a, s. 503-504; İzzet Hasan, s. 92; İzzeddin İsmâil, s. 105-106). Buhtürî, Arap kadın şairlerin şiirlerini diğer bölümlere göre oldukça uzun olan son babda toplamış ve bunların sadece mersiyelerinden seçmeler yapmıştır.
Ebû Temmâm’ın el-Ḥamâse’sinde ana konulara göre yapılmış olan tasnifin aksine Buhtürî daha çok “meâni’ş-şi‘r” adı verilen eserlerde görülen, konu ve temaların nüanslarına kadar inen ayrıntılı bir tasnif yapmış, böylece metinlerin büyük bir kısmını iki üç, hatta bir beyitlik parçalar halinde seçerek 1454 parça şiiri 174 babda toplamıştır. Ancak müellifin bu tasnifini üç dört ana bab altında toplamak mümkündür. Meselâ ilk yirmi yedi babdaki kahramanlık şiirleri “hamâse” bölümünde toplanabileceği gibi diğer şiirler de “şebâb ve meşîb” (gençlik ve yaşlılık), “edeb” (iyi tutum ve davranışlar), “risâ fî eş‘âri’n-nisâ” (kadın şairlerin mersiyeleri) adlarıyla bir araya getirilebilir. Muhteva bakımından “meâni’ş-şi‘r” türünde bir eser sayılabilecek olan Buhtürî’nin el-Ḥamâse’sine çok benzeyen, derleyeni meçhul bir eser Mecmûʿatü’l-meʿânî (İstanbul 1301) adını taşımaktadır (Çetin, Eski Arap Şiiri, s. 35-36). el-Ḥamâse’de yer alan edep ve ahlâka dair şiirlerin yoğunluğu sebebiyle esere Kitâbü’l-Edeb adı verilmesinin daha uygun olacağı da ileri sürülmüştür (Ahmed Ahmed Bedevî, s. 44).
el-Ḥamâse’de yer alan şiirlerin çoğu ders verici örnekler ve güzel sözlerden (hikemiyat ve emsâl) ibret alıp dürüst olmayı, düşünmeyi ve dünyaya aldanmamayı tavsiye eden ahlâkî motifler ihtiva etmektedir. Bu sebeple müellif, kendisi de büyük bir gazel şairi olduğu halde eserine gazel ve şarap şiirleriyle müstehcen ve edebe aykırı şiirleri almamıştır.
Buhtürî’nin eseri Ebû Temmâm’ın el-Ḥamâse’si kadar meşhur olmamıştır. Edebî eserlere vukufu ile tanınan Abdülkādir el-Bağdâdî’nin Buhtürî’nin el-Ḥamâse’sini duymadığını söylemesi (Ḫizânetü’l-edeb, VIII, 500), ayrıca eser üzerinde şerh, hâşiye vb. çalışmaların yapılmamış olması da bunu göstermektedir.
L. Varner, XVII. yüzyılın başlarında İstanbul’dan bazı yazma eserlerle birlikte el-Ḥamâse’nin bir nüshasını da Leiden’e götürmüş, bu nüsha ilk defa R. Geyer ve D. S. Margoliouth tarafından tıpkıbasım halinde yayımlanmıştır (Leiden 1909). Ardından eseri Luvîs Şeyho neşretmiş (Beyrut 1910), bu neşir bazı not ve indeksler ilâvesiyle daha sonra tekrarlanmıştır (Beyrut 1967). Eserin bir başka neşri de Kemâl Mustafa tarafından gerçekleştirilmiştir (Kahire 1929).
BİBLİYOGRAFYA
Buhtürî, el-Ḥamâse (nşr. Kemâl Mustafa), Kahire 1929, ayrıca bk. nâşirin mukaddimesi, s. b, c.
Abdülkādir el-Bağdâdî, Ḫizânetü’l-edeb, VIII, 500.
Brockelmann, GAL, I, 79; Suppl., I, 41.
Sezgin, GAS, II, 72-73.
İzzet Hasan, el-Mektebetü’l-ʿArabiyye, Dımaşk 1390/1970, s. 92-94.
Nihad M. Çetin, Abū Muḥammad ʿAbdallāh al-ʿAbdalakānī ve Kitāb Ḫamāsat aẓ-Ẓurafāʾ min Aşʿār al-Muḥdaṯīn wa’l-Qudamāʾ Adlı Eseri (doçentlik tezi, 1964), İÜ Ed.Fak., s. 17-18.
a.mlf., Eski Arap Şiiri, İstanbul 1973, s. 35-36.
İzzeddin İsmâil, el-Meṣâdirü’l-edebiyye ve’l-luġaviyye, Beyrut 1976, s. 100-106.
Abdülvehhâb es-Sâbûnî, Şuʿarâʾ ve devâvîn, Beyrut 1978, s. 179-180.
Ahmed Ahmed Bedevî, el-Buḥtürî, Kahire 1980, s. 43-46.
Ömer Ferruh, Târîḫu’l-edeb, II, 368.
Abdülvehhâb İbrâhim Ebû Süleyman, Kitâbetü’l-baḥs̱i’l-ʿilmî, Cidde 1403/1983, s. 554.
Maʿa’l-Mektebe, s. 267-268.
Mustafa eş-Şek‘a, Menâhicü’t-teʾlîf ʿinde’l-ʿulemâʾi’l-ʿArab, Beyrut 1991, s. 496-504.
Hüseyin el-Hâc Hasan, Aʿlâm fi’ş-şiʿri’l-ʿAbbâsî, Beyrut 1413/1993, s. 190.
Ömer ed-Dekkāk, Meṣâdirü’t-türâs̱i’l-ʿArabî, Beyrut, ts. (Dârü’ş-şarki’l-Arabî), s. 67-72.
R. Geyer, “al-Buḥturī al-Walīd İbn ʿUbayd, Aus al-Buḥturī’s-Ḥamāsah”, ZDMG, XLVII (1893), s. 418-439.
Th. Nöldeke, “Einige Bemerkungen zu Geyer’s Aufsatz: Aus al-Buḥturī’s Ḥamāsah”, a.e., XLVII (1893), s. 715-717.
S. Fraenkel, “Notizen: zu Geyer’s Aus al-Buḥturī’s-Ḥamāsah”, a.e., XLVIII (1894), s. 164-165.
I. Goldziher, “Zur Ḥamāsa des Buḥturī”, WZKM, sy. 11 (1897), s. 161-163.
L. Cheikho, “La Hamāsa de Buḥturî, éditée d’après l’unique MS. conservé à Leyde”, MUSJ, III (1909), s. 556-712; IV (1910), s. 1-196; V (1911), s. 37-70.
I. Y. Krachovsky, “Ḳhamāsa Buḳhturī”, ZVO, XXI (1911-12), s. 22-33.