https://islamansiklopedisi.org.tr/el-hasais
Müellifin Bağdat’ta Büveyhî Emîri Bahâüddevle’ye takdim ettiği eserde, 377 (987) yılında vefat etmiş olan hocası Ebû Ali el-Fârisî’yi rahmetle anması (II, 133) kitabın bu tarihten sonra yazıldığını göstermektedir. Ayrıca İbn Cinnî’nin diğer iki eseri Sırru ṣınâʿati’l-iʿrâb ile el-Münṣıf’a atıflarda bulunmasından (meselâ bk. I, 369; II, 15, 84) el-Ḫaṣâʾiṣ’in onun son eserlerinden, dolayısıyla ilmî bakımdan en yetkin döneminin ürünü olduğu anlaşılmaktadır.
Bu konuda yazılmış ilk ve en önemli eserlerden biri olan el-Ḫaṣâʾiṣ, esas itibariyle fıkıh ve kelâm ilimleri gibi nahiv ilminin de bir usulü (metodoloji) olması gerektiği düşüncesinden hareketle kaleme alınmıştır. Nitekim müellif eserin girişinde, kendisinden önce Basra ve Kûfe dilcilerinin bu konuda bir şey yazmadıklarını, Ahfeş el-Evsat’ın (ö. 215/830 [?]) Kitâbü’l-Meḳāyîs fi’n-naḥv’i ile İbnü’s-Serrâc’ın (ö. 316/929) Kitâbü’l-Uṣûl’ünde bu hususta bir iki mesele dışında doyurucu bilgi bulunmadığını belirterek el-Ḫaṣâʾiṣ’i nahiv usulünü ortaya koymak için yazdığını ifade etmiştir. İbn Cinnî bu amacını büyük ölçüde gerçekleştirmiştir. Ancak kitapta doğrudan nahiv usulünü ilgilendiren meseleler, daha sonra Kemâleddin el-Enbârî’nin Lümaʿu’l-edille’si ile Süyûtî’nin el-İḳtirâḥ’ında görüldüğü gibi sistematik olmayıp eserin bütünü içerisinde dağınık şekilde ele alınmıştır. Bu dağınıklığın sebebini bu ilmin henüz teşekkül devresini yaşamasıyla, özellikle de usule dair meselelerde belli bir düzenin bulunmayışı ile veya müellifin nahiv usulü tabirine daha geniş bir anlam yükleyerek bununla, günümüzde fıkhü’l-luganın (filoloji) sahasına giren umumi meselelerin tamamını kastetmiş olmasıyla izah etmek mümkündür. Nitekim eserde nahiv usulüne dair meseleler yanında dille ilgili genel konuların da yer aldığı görülür. 162 bölümden (bab) oluşan eserin belli başlı konuları arasında semâ, semâda ıttırad ve şâz, Kur’an’la istişhâd, Arap şiiriyle nesrinin delil (şâhid) olma keyfiyeti ve şartları; kıyas, şartları ve çeşitleri, tek kişiden gelen rivayetlerle söyleyeni belli olmayan şiir ve sözlerin delil olma durumu, semâ ile kıyasın çatışması, hüküm, illet ve sebepler, bir hükümde iki illetin varlığı, iki hüküm arasındaki hüküm, nahivde geçen illetlerin fıkıh ve kelâmdaki illetlerle münasebeti, bir illetin bazan iki zıt hükme de illet teşkil etmesi, icmâ ve istihsan gibi doğrudan nahiv usulüyle ilgili meseleler; dilin mahiyeti, tarifi, ortaya çıkışı, yayılışı, dilin ilâhî mi (tevkīfî) yoksa beşerî mi (ıstılâhî) olduğu meselesi, lehçeler ve bunların terkibi, kelimenin delâlet şekilleri, dilde kural dışı kullanımlar, lafızların ıslahı, Arapçalaştırılan yabancı kelimelerin Arapça kabul edilmesi gibi filoloji alanına giren hususlar; sarf ilmi ve bu ilmin öğretimde nahivden önceye alınması, iştikak ve çeşitleri, idgam, üç harfli fiillerin gruplandırılması, isim-fiiller, kelimede değişiklik (i‘lâl), ziyade, hazif, bedel ve ivaz gibi sarfla ilgili meseleler; nahiv ilmi ve tarifi, âmil-mâmul ilişkisi, hareke, i‘rab ve binâ meseleleri, lafızların ve harflerin mânalarıyla olan münasebeti, dil yanlışları, ses bilgisiyle ilgili diğer bazı meseleler yer almaktadır. Ayrıca mecaz ve hakikat, lafızların ilk vazedildiği mânaya hamli, mûtat olmayan bir lafızla esas mânayı kastetme, ismin müsemmâya izâfeti (isim-kavram ilişkisi) gibi belâgata dair meseleler yer almaktadır.
Eserde dille ilgili bu hususlar mantık ve felsefenin ilkelerinden hareketle, fakat dilin kendi iç yapısı da dikkate alınarak incelenmiştir. Genel kurallara uymayan istisnalara da dilin temel esprisiyle ters düşmeyen yorumlar getirilerek çözümler aranmıştır.
İbn Cinnî el-Ḫaṣâʾiṣ’te büyük ölçüde hocası Ebû Ali el-Fârisî’nin görüşlerinden faydalanmıştır. Bunun dışında kendilerinden nakilde bulunduğu başlıca dilciler arasında Halîl b. Ahmed, Sîbeveyhi, Ahfeş el-Evsat, İbnü’s-Sikkît, Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ, Müberred, Sa‘leb, Zeccâc ve İbnü’s-Serrâc gibi şahsiyetler vardır. Ayrıca eserinde, fesahat konusunda güvendiği birçok bedevî ile yaptığı görüşmelerden edindiği şifahî bilgilere de yer vermiştir (I, 76, 240, 360, 365, 392; III, 283, 289).
Klasik devirde yapılan dille ilgili birçok çalışmaya kaynak teşkil eden el-Ḫaṣâʾiṣ günümüzde de etkisini sürdürmekte ve modern filoloji çalışmalarında kendisine başvurulan kaynakların başında gelmektedir. Nitekim eser halen Ezher ve Kahire üniversitelerinin dil fakültelerinde okutulmaktadır.
el-Ḫaṣâʾiṣ üzerine Abdüllatîf el-Bağdâdî bir hâşiye yazmış, Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-İşbîlî de eseri ihtisar etmiştir; ancak bu eserler günümüze ulaşmamıştır. İbn Sîde el-Muḫaṣṣaṣ’ta, Abdülkādir el-Bağdâdî Ḫizânetü’l-edeb’de eserden büyük ölçüde istifade etmişlerdir. Süyûtî el-İḳtirâḥ’ını, el-Ḫaṣâʾiṣ’teki nahiv usulüne dair meseleleri belli bir düzen içinde bir araya getirmek suretiyle telif etmiştir. Bu yönüyle el-İḳtirâḥ, el-Ḫaṣâʾiṣ’in özeti mahiyetindedir.
Çeşitli kütüphanelerde yazma nüshaları bulunan eserin I. cildi ilk defa Kahire’de Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye tarafından neşredilmiş (1331), daha sonra eserin tamamını Muhammed Ali en-Neccâr tahkik ederek üç cilt halinde yayımlamıştır (Kahire 1371-76).
BİBLİYOGRAFYA
İbn Cinnî, el-Ḫaṣâʾiṣ (nşr. Muhammed Ali en-Neccâr), Kahire 1371-76/1952-56, nâşirin mukaddimesi, I, 69-73.
Yâkūt, Muʿcemü’l-üdebâʾ, XII, 109.
İbnü’l-Kıftî, İnbâhü’r-ruvât, II, 336.
Süyûtî, el-İḳtirâḥ fî ʿilmi uṣûli’n-naḥv (nşr. Ahmed Subhi Furat), İstanbul 1395/1975, s. 4, ayrıca bk. neşredenin mukaddimesi, s. 10-11.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 706.
Abdülkādir el-Bağdâdî, Ḫizânetü’l-edeb, I, 18.
Serkîs, Muʿcem, I, 66.
Brockelmann, GAL, I, 126; Suppl., I, 192.
C. Zeydân, Âdâb (Dayf), II, 303-304.
Subhî es-Sâlih, Dirâsât fî fıḳhi’l-luġa, Beyrut 1379/1960, s. 23.
Sezgin, GAS, IX, 176.
Seyyid Ya‘kūb Bekr, Nuṣûṣ fî fıḳhi’l-luġati’l-ʿArabiyye, Beyrut 1970, I, 28-32.
a.mlf., Nuṣûṣ fi’n-naḥvi’l-ʿArabî, Beyrut 1984, s. 123-127.
Abduh er-Râcihî, Fıḳhü’l-luġa fi’l-kütübi’l-ʿArabiyye, Beyrut 1972, s. 190-191.
Abdülvehhâb İbrâhim Ebû Süleyman, Kitâbetü’l-baḥs̱i’l-ʿilmî, Cidde 1403/1983, s. 523.
Maʿa’l-Mektebe, s. 299-300.
Emîl Bedî‘ Ya‘kūb, Fıḳhü’l-luġati’l-ʿArabiyye ve ḫaṣâʾiṣuhâ, Beyrut 1986, s. 46-49.
Abdülvehhâb es-Sâbûnî, ʿUyûnü’l-müʾellefât (nşr. Mahmûd Fâhûrî), Halep 1413/1992, I, 264-265.
Mehmet Yavuz, İbn Cinnî: Hayatı ve Arap Gramerindeki Yeri (doktora tezi, 1996), İÜ Ed.Fak., s. 80-82.
Mâzin el-Mübârek, en-Nuṣûṣü’l-luġaviyye, Beyrut, ts. (Dârü’l-fikr), s. 11.
Abdülmecîd Hâşim el-Hüseynî, “el-Ḫaṣâʾiṣ li-Ebi’l-Fetḥ ʿOs̱mân b. Cinnî”, Tİ, IX, 229-248.
G. C. Anawati, “Textes arabes anciens édités en Égypte au cours des années 1955 et 1956”, MIDEO, III (1956), s. 261-264.
Muhammed Es‘ad Tâles, “Ebü’l-Fetḥ b. Cinnî”, MMİADm., XXXII/4 (1957), s. 345-346.