https://islamansiklopedisi.org.tr/enes-b-ebu-mersed
Kaynaklarda adının Enes ve Üneys şeklinde geçmesinden dolayı bunları iki ayrı şahıs zannedenler olmuş, fakat Buhârî her iki isimle de Enes b. Ebû Mersed’in kastedildiğini söylemiştir (et-Târîḫu’l-kebîr, II, 30). İbnü’l-Esîr’in onu Ganevî nisbesi yanında Ensârî nisbesiyle de zikretmesi isabetli görülmemiş (Safedî, IX, 434), dedesi Ebû Mersed Kennâz’a nisbetle Enes b. Ebû Mersed diye anılması ise babasıyla dedesinin birbirine karıştırılmasına yol açmıştır. Hicretten sonra Hz. Peygamber tarafından Evs b. Sâmit ile arasında kardeşlik bağı (muâhât) kurulan babası Mersed b. Ebû Mersed’in güçlü kuvvetli olması sebebiyle Mekke’deki müslüman esirleri Medine’ye kaçırdığı, Bedir’deki üç İslâm süvarisinden biri olduğu, Uhud Gazvesi’ne katıldıktan sonra Mersed b. Ebû Mersed Seriyyesi diye de anılan Recî‘ faciasında şehid düştüğü (3/625) bilinmektedir. Ubâde b. Sâmit ile arasında kardeşlik bağı kurulan dedesi Ebû Mersed Kennâz b. Hasîn ise (Husayn, Hısn) Resûl-i Ekrem’in katıldığı bütün gazvelerde bulunup ondan hadis rivayet etmiş (bk. Wensinck, VIII, 234), Hz. Peygamber’in vefatından sonra Dımaşk’a yerleşerek 12 (633) yılında altmış altı yaşında vefat etmiştir.
Enes b. Ebû Mersed hakkında kaynaklarda zikredilen en önemli olay, Huneyn Gazvesi’ndeki hizmeti sebebiyle Resûl-i Ekrem’in takdirini kazanmasıdır. Huneyn’e gitmekte olan Hz. Peygamber, Hevâzin kabilesine mensup düşman birliğinin bütün mal varlığıyla birlikte Huneyn’de toplandığını haber alınca o gece kendilerini kimin bekleyeceğini sordu. Enes bu görevi kendisinin yapacağını söyledi ve Hz. Peygamber’in emri üzerine atına binerek onun gösterdiği dağ geçidinde sabaha kadar nöbet tuttu. Ertesi gün Resûl-i Ekrem ona bu hizmetiyle cenneti kazandığını müjdeledi (Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 16). Ayrıca Evtâs mevkiinde Resûlullah’ın emriyle gözcülük yaptığı anlaşılan ve Mekke fethine de katılan Enes b. Ebû Mersed Rebîülevvel 20’de (Mart 641) vefat etti.
Hz. Peygamber’den, ileride fitneler çıkacağına ve bu fitnelere karışmamak gerektiğine dair bir hadis rivayet ettiği söylenen Enes’in Üneys b. Dahhâk el-Eslemî ile karıştırıldığı da olmuştur (bk. Buhârî, “Eymân”, 3; İbn Kesîr, VII, 102; Wensinck, VIII, 24).
BİBLİYOGRAFYA
Müsned, IV, 135.
Buhârî, “Ṣulḥ”, 5, “Eymân”, 3.
a.mlf., et-Târîḫu’l-kebîr, II, 30.
Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 16.
Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 4, 9, 24, 27, 102, 153, 349, 355; II, 498; III, 894.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, II, 55; III, 47-48.
İbn Ebû Hâtim, el-Cerḥ ve’t-taʿdîl, II, 287.
İbn Hibbân, es̱-S̱iḳāt, III, 7.
Ebû Nuaym, Ḥilye, II, 19.
İbn Hazm, Cemhere, s. 247.
İbn Abdülber, el-İstîʿâb, I, 61-62; III, 429-433; IV, 171-172.
İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, VII, 229-230.
İbnü’l-Cevzî, el-Muntaẓam (Atâ), III, 200.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (Bennâ), I, 153-154, 159-160; IV, 500; VI, 282-287.
a.mlf., el-Lübâb, II, 392.
Zehebî, el-Kâşif (Lecne), III, 10.
Safedî, el-Vâfî, IX, 434-435.
İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 102.
İbn Hacer, el-İṣâbe, I, 73, 77; III, 398-399; IV, 177.
a.mlf., Tehẕîbü’t-Tehẕîb, VIII, 448; X, 82.
Wensinck, el-Muʿcem, VIII, 24, 234, 251.