https://islamansiklopedisi.org.tr/erdebili-ahmed-b-muhammed
Kendisine atfedilen kerametler sebebiyle “Mukaddes”, geniş ve derin bilgisi dolayısıyla da “Muhakkık” unvanlarıyla anılır. Doğum yeri Erdebil olduğu için Erdebîlî, memleketinden dolayı Âzerbaycânî, Necef’te ikamet ettiği için Necefî nisbeleriyle de bilinir. Ayrıca Zencânî nisbesine de rastlanmaktadır (Brockelmann, II, 582). Bu sonuncu nisbe doğru ise onun hiç olmazsa bir süre Zencan’da kaldığı söylenebilir.
Erdebîlî’nin ailesi ve çocukluk yılları hakkında bilgi yoktur. Celâleddin ed-Devvânî’nin öğrencilerinden Cemâleddin Mahmûd eş-Şîrâzî’den büyük ihtimalle Şîraz’da kelâm ve felsefe okudu. Bir süre Cebeliâmil’de fıkıhla meşgul olduktan sonra Necef’e döndü ve ölünceye kadar burada kaldı. Ḥadîḳatü’ş-Şîʿa adlı eserinde İsfahan’da kaldığı ve hac için Mekke’ye gittiğinden söz ediyorsa da bunların tarihi hakkında herhangi bir bilgi vermemektir. Bu arada birçok defa Kerbelâ, Kâzımeyn ve Sâmerrâ’da Şîa imamlarının türbelerini ziyaret ettiğini de kaydetmektedir. Safevî hükümdarları I. Tahmasb ile I. Abbas’ın ona büyük saygı gösterdiklerine, İran’a gelmesi için onu ikna etmeye çalıştıklarına dair verilen bilgilerden Şah I. Tahmasb ile ilgili olanların gerçekle bağdaşabileceği, Şah I. Abbas ile ilgili olanların ise (krş. Aʿyânü’ş-Şîʿa, III, 81) itimada şayan bulunmadığı anlaşılmaktadır. Zira I. Abbas Erdebîlî’nin ölümünden sonra hükümdar olmuştur.
Yetiştirdiği çok sayıda öğrenci arasında en ünlüleri, el-Medârik adlı tefsirin müellifi Seyyid Muhammed b. Ali el-Âmilî, el-Meʿâlim müellifi Hasan b. Zeynüddin el-Âmilî, Molla Abdullah b. Hüseyin et-Tüsterî, Seyyid Feyzullah b. Abdülkādir-i Tefrîşî ve Mirza Muhammed el-Esterâbâdî’dir.
Zühd ve takvâ sahibi olan, ayrıca keramet ehli olduğu kabul edilen, cömert ve dürüst bir mümin, araştırmalarında titiz bir âlim olarak nitelendirilen Erdebîlî Safer 993 (Şubat 1585) tarihinde Necef’te vefat etti.
Eserleri. A) Arapça Eserleri. 1. Zübdetü’l-beyân fî şerḥi âyâti aḥkâmi’l-Ḳurʾân. İlki Tahran’da 1305’te (1887) olmak üzere üç baskısı yapılmıştır (Tahran, ts., 1368). Fazlullah el-Esterâbâdî, Muhammed b. Abdülfettâh, İsmâil b. Muhammed Hüseyin el-Hâcûî, Feyz-i Kâşânî, Ni‘metullah el-Cezâirî gibi müellifler esere hâşiye yazmışlardır.
2. Ḥâşiyetü’t-Tecrîd. Ali Kuşçu’nun, Nasîrüddîn-i Tûsî’ye ait Tecrîdü’l-kelâm adlı eserin ilâhiyyât bölümüne yazdığı şerhle ilgili bir hâşiyeden ibarettir (yazma nüshaları için bk. Kays Âl-i Kays, III, 358).
3. Mecmaʿu’l-fâʾide ve’l-burhân fî şerḥi İrşâdi’l-eẕhân. İbnü’l-Mutahhar el-Hillî’nin fıkha dair İrşâdü’l-eẕhân ilâ aḥkâmi’l-îmân adlı eserinin şerhidir. Şerhin halen elde bulunan nüshalarında asıl metinde yer alan nikâh, talâk gibi bazı bölümler mevcut değildir. Âgā Büzürg-i Tahrânî’nin eẕ-Ẕerîʿa ilâ teṣânîfi’ş-Şîʿa’da belirttiğine göre Mecmaʿu’l-fâʾide’nin müellif nüshası Hillî’nin eserinin tam şerhi olmakla birlikte nikâh bahsinden “sayd” bölümünün başına kadar olan kısmın ilk nüshadaki hattı son derece kötü olduğundan istinsah edilememiş ve böylece eserin sonraki nüshalarında bu kısım tamamen ortadan kalkmıştır (bk. a.g.e., III, 356). Mecmaʿu’l-fâʾide’de Erdebîlî’nin bazı ictihadî görüşleri de yer almaktadır. Eserin ilk baskısı Tahran’da yapılmış (ts.), daha sonra yine aynı yerde basılmıştır (1274).
4. er-Risâletü’l-ḫarâciyye. Ali b. Hüseyin el-Kerekî’nin aksine, zamanındaki diğer Şîa ulemâsı gibi devlete haraç vermenin aleyhinde bulunan İbrahim el-Katîfî’yi desteklemek amacıyla yazdığı iki risâleden ibaret olup Şeyh Murtazâ el-Ensârî’nin Dürerü’l-fevâʾid adlı eseriyle birlikte (Tahran 1318) ayrıca hem er-Raḍâʿiyyât ve’l-ḫarâciyyât (Tahran 1313), hem de Kelimâtü’l-muḥaḳḳıḳīn (Tahran 1313-1315) içinde basılmıştır.
5. Ḥâşiyetü Şerḥi Muḫtaṣari’l-uṣûl. İbnü’l-Hâcib’e ait Muḫtaṣarü’l-uṣûl adlı kitap üzerine Adudüddin el-Îcî tarafından yapılan şerhin hâşiyesidir (Aʿyânü’ş-Şîʿa, III, 82).
6. Risâletü’l-leyl ve’n-nehâr. Gece ve gündüzü ilgilendiren şer‘î kurallardan söz eder.
7. Risâle fi’l-ictihâd ve’t-taḳlîd.
B) Farsça Eserleri. 1. Risâletü is̱bâti’l-vâcib. Allah’ın varlığının ispatı ve diğer bazı akaid konuları yanında özellikle imâmet meselesinin ele alındığı bir risâledir (bk. a.g.e., III, 82).
2. Ḥadîḳatu’ş-Şîʿa. İki ana bölümden meydana gelen eserin ilk bölümünde Hz. Peygamber’in hayatı ile atalarının kısa hal tercümeleri, ikinci bölümde ise imâmet meselesiyle İsnâaşeriyye imamlarının biyografileri yer alır. Ḥadîḳatü’ş-Şîʿa’nın Erdebîlî’ye ait olup olmadığı XI. (XVII.) yüzyıldan itibaren tartışılagelmiştir. Bu tereddüdün başlıca sebepleri, eserin Erdebîlî’nin diğer kitaplarına göre daha avamî bir karakter taşıması ve tasavvufî düşünce ile tarikat uygulamalarına şiddetli tenkitler yönelmiş olmasıdır. Halbuki Erdebîlî, konuyla ilgili diğer bazı eserlerinde tasavvuf düşüncesini ve bilhassa vahdet-i vücûd anlayışını daha olumlu bir yaklaşımla ele almıştır. Bununla birlikte eserin ona ait olmadığı görüşü Şiî araştırmacılarının çoğu tarafından isabetli görülmemiştir. Muhsin el-Emîn, Ḥadîḳatü’ş-Şîʿa ile Erdebîlî’nin Zübdetü’l-beyân ve İs̱bâtü’l-vâcib gibi eserleri arasındaki ifade benzerliklerini gösteren bazı örnekler naklederek eserin ona ait olduğunu ileri sürmüş ve Mirza Hüseyin en-Nûrî, İbn Usfûr el-Bahrânî, Süleyman b. Abdullah el-Bahrânî, Sâlih Abdullah b. Sâlih gibi âlimlerin de eserin Erdebîlî’ye ait olduğuna dair görüşlerini nakletmiştir (bk. a.g.e., III, 82-83). Eserde Erdebîlî’nin diğer kitaplarının zikredilmesi hem müellifinin Erdebîlî olduğu ihtimalini kuvvetlendirmekte, hem de müellifin bu kitabı ömrünün sonuna doğru yazdığını göstermektedir. Ḥadîḳatü’ş-Şîʿa’nın tamamı basıldığı gibi (Tahran 1260, 1266, 1279) bazı kısımlarını ihtiva eden baskıları da yapılmıştır (Tahran 1265, 1272, 1303). Bunun yanında imâmet bahsine dair olan ikinci kısmı ayrıca yayımlanmıştır (Tahran 1265, 1279). Eserin tasavvufa dair tenkitleri içine almayan bir versiyonu daha bulunmaktadır (EIr., II, 369). Ḥadîḳatü’ş-Şîʿa’daki bu tenkitler Erdebîlî’nin bir çağdaşı tarafından müstakil risâle haline de getirilmiştir (Kays Âl-i Kays, III, 360).
BİBLİYOGRAFYA
Hür el-Âmilî, Emelü’l-ʿÂmil (nşr. Ahmed el-Hüseynî), Bağdad 1385, II, 23.
Tefrîşî, Naḳdü’r-ricâl, Tahran 1318/1900, s. 29.
Hânsârî, Ravżâtü’l-cennât (nşr. A. İsmâiliyân), Kum 1390-92, I, 79-85.
Mâzenderânî, Müntehe’l-maḳāl: Ricâl-i Ebû ʿAlî, Tahran 1268, s. 40.
M. Ali Terbiyet, Dânişmendân-ı Âẕerbâycân, Tahran 1314 hş., s. 31 vd.
Brockelmann, GAL Suppl., II, 582.
Ziriklî, el-Aʿlâm, I, 223-224.
Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, II, 79-80.
Mirza Abdullah el-İsfahânî, Riyâżü’l-ʿulemâʾ, Kum 1401, I, 56-57.
Nüveyhiz, Muʿcemü’l-müfessirîn, I, 73.
Aʿyânü’ş-Şîʿa, III, 80-83.
Kays Âl-i Kays, el-Îrâniyyûn, III, 350-362.
M. Rızâ el-Hakîmî, Târîḫu’l-ʿulemâʾ ʿabre’l-ʿûṣûri’l-muḫtelife, Beyrut, ts., s. 33-39.
Pîr Hâşimî, “Molla Aḥmed-i Erdebîlî”, Varlıḳ, X, Tahran 1980, s. 53-55.
W. Madelung, “Ardabīlī”, EIr., II, 368-370.