https://islamansiklopedisi.org.tr/garcia-gomez-don-emilio
Ağırlıklı olarak klasik Arap edebiyatı üzerinde çalışan Batılı şarkiyatçıların önde gelen isimlerinden biridir. Bu sahaya karşı duyduğu ilgi, 1920’li yıllarda Madrid Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde öğrenci iken hocası Miguel Asin Palacios’un etkisiyle başladı. 1926’da verdiği Un cuento árabe, fuente común de Abentofáil y de Gracián adlı doktora tezinde, daha önce Menéndez Pelayo, B. Carra de Vaux ve L. Gauthier gibi şarkiyatçıları meşgul etmiş olan İbn Tufeyl’in “Hay b. Yakzân” isimli kıssasının kaynağı meselesini ele aldı ve söz konusu kıssanın iskeletini, İskender’le irtibatlandırılan “İlâh, Kral ve Kızı” adlı anonim bir Arapça kıssanın teşkil ettiği sonucuna vardı. Bu çalışma ilim âleminde büyük yankı uyandırdı ve onu takdir edenler kadar tenkit edenler de oldu. Bunlardan Anne-Maria Goichon, García Gómez’in gerçekten delil sayılabilecek referanslar göstermeden sadece iki kıssa arasındaki bazı benzerliklerden hareketle böyle bir sonuca ulaşmasını inandırıcı bulmadığını dile getirdi.
García Gómez, doktorasını verdiği yıl Madrid Üniversitesi’nde asistan olarak göreve başladı ve arkasından araştırma ve incelemelerde bulunmak üzere Mısır ve Suriye’ye gitti. 1929’da, XV. yüzyılda Mağribliler arasında yaşayan ve esas itibariyle İskender’i anlatan bir kıssayı Arapça yazma nüshası ve İspanyolca tercümesiyle birlikte neşredince ilim alemindeki şöhreti daha da yaygınlaştı. Un texto árabe occidental de la leyenda de Alejandro (Madrid 1929) adını taşıyan bu eser, o tarihte isim yapmış birçok şarkiyatçının takdirine mazhar oldu ve bir yıl sonra kendisine Kraliyet Akademisi’nin Fastenrath ödülünü kazandırdı. Mısır ve Suriye’de topladığı malzemeye, özellikle de İbn Saîd el-Mağribî’nin Râyâtü’l-müberrizîn adlı eserine dayanarak kaleme aldığı Endülüs şiirine dair Poemas arábigoandaluces (Madrid 1930) adlı antolojisi şarkiyatçılar arasında García Gómez adını bir defa daha öne çıkardı. Bu antoloji, içerdiği bilgilerin tarihî ve edebî kıymeti yanında araştırmacının Arapça şiirleri İspanyolca’ya tercüme ederken sergilediği şairane üslûp bakımından da önemli ve dikkat çekicidir.
1930 yılında henüz yirmi beş yaşında iken Granada Üniversitesi’nde Arap Dili Bölümü öğretim üyesi oldu. Buradaki hocalığı sırasında bir taraftan da araştırma ve incelemelerini devam ettirdi. 1932’de hükümet nezdinde girişimlerde bulunarak Madrid ve Granada’da birer Arap araştırmaları enstitüsünün kurulması için çaba gösterdi; sonunda bunlardan Escuelas de Estudios Árabes de Granada’nın kuruluş çalışmalarını yürütmekle görevlendirildi. 1933 yılında, günümüze kadar Endülüs tarih ve medeniyeti üzerine yapılmış yayımlar arasında ayrı ve önemli bir yere sahip olan al-Andalus dergisinin neşir hayatına atılmasına öncülük etti. Bu derginin idaresini 1944’e kadar hocası Asin Palacios’la birlikte, bu tarihten son sayısının çıktığı 1978 yılına kadar da tek başına yürüttü. 1935’te Madrid Üniversitesi’nin Arap Dili Bölümü öğretim üyeliğine tayin edildi. Bu tayinle birlikte Madrid Arap Araştırmaları Enstitüsü ile de yakın temas kurdu. Madrid’de bulunduğu yıllarda Endülüs kültür tarihi üzerine yaptığı araştırmalara ağırlık verdi. “Bagdad y los reinos de taifas” (Revista de Occidente, sy. 43 [Madrid 1934], s. 1-22), “Tres capitulillos del Collar de Paloma” (Revista de Occidente, sy. 46 [1934], s. 150-169) ve “Parangón entre Málaga y Salé” (II, al-Andalus [1934], s. 183-196) adlı makale ve kitapları bu dönemde kaleme aldığı eserlerin en dikkat çekici olanlarıdır. 1936-1939 yılları arasında vuku bulan İspanya iç savaşı sonrasında Madrid Üniversitesi ile Madrid Arap Araştırmaları Enstitüsü’nde öğretim üyesi ve araştırmacı olarak çalışmalarına devam etti. 1943’te sunduğu “Ibn Zamrak, el poeta de la Alhambra y Un eclipse de la poesia en Sevilla, la época almorávide” adlı tebliğ ile Kraliyet Tarih Akademisi üyeliğine seçildi. Asin Palacios’un ölümü (1944) üzerine Madrid Arap Araştırmaları Enstitüsü’nün müdür yardımcılığına, 1949’da da müdürlüğüne getirildi.
1948 yılında, dikkatini Endülüs tarihi üzerinde yoğunlaştırmış müsteşriklerin en önde geleni olan Fransız E. Lévi-Provençal ile birlikte çalışmaya başladı. Sevilla a comienzos del siglo XII. El tratado de Ibn ‘Abdūn (Madrid 1948), Una crónica anónima de ʿAbd al-Raḥmān III al-Nāṣir (Madrid-Granada 1950) ve El siglo XI en 1.a persona. Las Memorias de ‘Abd Allāh, último rey zīrī de Granada, destronado por los almorávides (Madrid 1981) adlı önemli eserler bu ortak çalışmanın ürünleridir. García Gómez, klasik Arap şiiri yanında müveşşah, ḫarce ve zeceller üzerinde de ciddi araştırmalar yapmış ve bu şekilde Endülüs edebiyatı tarihine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu konuyla ilgili olarak yazdığı yirmi beşin üzerindeki makale ve tebliğden başka kaleme aldığı Las jarchas romances de la serie árabe en su marco (Madrid 1965) ve “Métrica de moaxaja y métrica española” (al-Andalus, XXXIX [1974], s. 1-225) adlı iki çalışma büyük değer taşımaktadır. Ayrıca Ebû İshak el-İlbîrî’nin Dîvân’ını (Madrid 1944) neşreden Gómez’in üç ciltlik Todo Ben Quzmān (Madrid 1972-1975) adındaki hacimli çalışması ise zecellerin doğuşunu, bu bağlamda müveşşahlardan zecellere olan geçişi ve Endülüs halk şiirindeki lirizmi ortaya koyması bakımından orijinal ve önemli bir eserdir. Onun üzerinde durduğu bir başka konu da Arap atasözleri ve bunların İspanyol atasözlerine yaptığı etkidir. Bu hususta Arap edebiyatının meşhurlarından İbn Hişâm el-Lahmî, Ebû Bekir İbn Âsım, İbn Şeref el-Kayrevânî, İbn Liyûn (Lüyûn) ve İbn Abdürabbih’ten söz eden birçok makale kaleme aldı. Bunlar arasında özellikle “Una prueba de que el refranero árabe fue incorporado en traducción al refranero español” başlıklı olanı (al-Andalus, XLII [1977], s. 375-390), işaret edilen tesiri örnekleme yoluyla ele alması bakımından önemli bir çalışmadır.
1958-1969 yılları arasında sırasıyla Irak, Lübnan ve Türkiye’de büyükelçilik yapan García Gómez, İspanya’dan başka Amerika Birleşik Devletleri ile çeşitli Avrupa ve Arap ülkelerinde bulunan pek çok akademik kuruluşun üyeliğine seçilmiş ve bazılarında idarecilik yapmış, ayrıca başta Légion d’Honneur olmak üzere birçok nişan, ödül ve şeref diploması ile taltif edilmiştir (sayısı 200’ü geçen çalışmalarının 1985 yılına kadar yayımlanmış olanlarının tam listesi için bk. Vallvé, VI, 16-28).
BİBLİYOGRAFYA
Necîb el-Akīkī, el-Müsteşriḳūn, Kahire 1980, II, 213-215.
R. Arié, Historia de España: España Musulmana, Barcelona 1984, III, 347.
E. Terés, “En la Jubilación de Don Emilio Garcia Gómez”, al-Andalus, XL/1, Madrid 1975, s. I-VII.
J. Vallvé, “En el ochenta cumpleaños de Don Emilio Garcia Gómez”, al-Qantara, VI, Madrid 1985, s. 5-28.
Tal‘at Şâhin, “Raḥîlü şeyḫi’l-müstaʿribîne’l-Esbân: Emîlyû Ġārs̱iyâ Ġūmîs̱”, el-Endelüs, sy. 46, Madrid 1416/1995, s. 35.
Soledad Gibert, “Ha Muerto Emilio Garcia Gómez”, al-Qantara, XVI, Madrid 1995, s. 217-220.