GÖKMEN, Mehmet Fatin - TDV İslâm Ansiklopedisi

GÖKMEN, Mehmet Fatin

Müellif: MUAMMER DİZER
GÖKMEN, Mehmet Fatin
Müellif: MUAMMER DİZER
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1996
Erişim Tarihi: 21.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/gokmen-mehmet-fatin
MUAMMER DİZER, "GÖKMEN, Mehmet Fatin", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/gokmen-mehmet-fatin (21.11.2024).
Kopyalama metni

Akseki’de doğdu. İlk öğrenimini burada ve Alanya’da, medrese hazırlık sınıflarını İstanbul’da Fâtih Medresesi’nde tamamladı. Sultan Selim Camii Muvakkithânesi’nde o dönemin başmüneccimi Hüseyin Hilmi Efendi’nin yanında çalışırken astronomi ve matematiğe olan büyük merakı sebebiyle tanınmış ilim adamlarından Sâlih Zeki Bey’in dikkatini çekti ve onun teşvikiyle 1901 yılında yeni açılan Riyâziyyât Medresesi’ne (fen fakültesi) girdi. Bu medreseyi 1904’te birincilikle bitirdi ve ardından kısa bir süre Dârüşşafaka’da matematik öğretmenliği yaptı. Daha sonra Sâlih Zeki Bey’in isteği üzerine mezun olduğu medreseye astronomi ve hesâb-ı ihtimâliyyât müderrisi olarak girdi; bir süre de bu medresenin yöneticiliğini yaptı. Çevresinde daha çok Fatin Hoca olarak tanındı.

21 Haziran 1910 tarihinde, İttihat ve Terakkî döneminin maarif nâzırı Emrullah Efendi, Fatin Hoca’yı 1868’den beri faal olup Otuzbir Mart Vak‘ası sırasında tahrip edilen ve yeniden kurulması istenen Rasathâne-i Âmire’nin müdürlüğüne tayin etti. Fatin Hoca yaptığı incelemeler sonunda rasathâne yeri olarak, o zamanlar üzerinde Boğazlar Komutanlığı’na bağlı bir topçu birliğiyle İstanbul Belediyesi’ne ait yangın haber verme memurlarının oturduğu bir kâgir kule ve iki küçük odadan ibaret bir binanın bulunduğu bugünkü İcadiye tepesini seçti ve maarif nâzırının verdiği 500 altın lira ile derhal mevcut binaların tanzim işine başladı. Hemen arkasından Fransız Meteoroloji Birliği Müdürü Angot ile temasa geçerek birinci sınıf bir meteoroloji istasyonu için gerekli aletlerin siparişini verdi. Kısa sürede sağladığı aletlerle 1 Temmuz 1911 tarihinden itibaren sürekli ve sistematik meteoroloji faktörlerinin ölçüm ve kayıtlarını başlattı.

Balkan Harbi, I. Dünya ve Kurtuluş savaşlarına rastlayan yıllarda Rasathâne-i Âmire’de önemli bir gelişme olmamıştır. Her ne kadar bu müessese meteoroloji gözlemleriyle işe başlamışsa da Fatin Hoca’nın amacının bundan ibaret olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim 1923 yılında Cumhuriyet kurulur kurulmaz hükümete verdiği bir öneriyle rasathâneden ayrı bir meteoroloji teşkilâtı oluşturulmasının gereğine işaret etti. Daha sonra da bu konu üzerinde ısrarla durup rasathânenin meteoroloji çalışmalarının dışında, örnek aldığı Belçika’daki Uccle Kraliyet Gözlemevi gibi bir astronomi ve jeofizik gözlemevi olması için çaba harcayarak bina yapımını ve ilgili aletlerin satın alınmasını gerçekleştirdi.

1933 üniversite reformu sırasında medrese kökenli olduğu için öğretim üyesi kadrosuna alınmayan Fatin Hoca kendini tamamen rasathânedeki faaliyetlerine adadı; fakat üniversiteden uzaklaştırılması olayı hayatında önemli bir yara halinde kaldı. İdealindeki Batılı anlamda bir rasathâne kurmak için güç şartlar altında yoğun bir çalışma ortamına girdi ve sonuçta bugünkü Kandilli Rasathânesi’nin sağlam temellere oturmasını sağladı. Osmanlılar’ın son dönemlerinde kurulan bu ikinci rasathâne artık bir Ortaçağ rasathânesi olmayıp Türkiye’de ilk defa ve henüz üniversitede ders konusu dahi değilken zaman tayini, oşinografik ölçümler, depremler ve yer manyetizmi konularında gözlem yapacak tesis ve aletleri sağlayarak bu alanlardaki ilk çalışmaları başlatmış modern bir gözlemevi idi. Fatin Hoca’nın on beş yıllık bir çabayla Almanya’dan getirterek ancak 1935’te yerine monte ettirebildiği 200 milimetrelik Zeiss marka dürbünle bizzat topladığı birçok yazma ve matbu eserden oluşan rasathâne kitaplığı büyük önem taşımaktadır. Bugün onun kurduğu servisler daha da modernleşerek çalışmalarına devam etmekte ve artık Kandilli Rasathânesi milletlerarası düzeyde ilmî araştırmalar yapmaktadır.

Fatin Hoca 1943 yılında yaş haddi sebebiyle emekli olarak hayatını adadığı Kandilli Rasathânesi’nden ayrıldı; fakat bu kurumla ilgisi ölünceye kadar devam etti. Emekliye ayrıldıktan sonra, gençliğinde İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin faal bir üyesi olarak sürdürüp Meşrutiyetin ilânıyla çekildiği siyasî hayata tekrar döndü ve 1943-1950 yılları arasında Konya milletvekilliği görevinde bulundu. Fatin Gökmen’in en büyük eseri hiç şüphesiz Kandilli Rasathânesi’dir. Hemen hemen bütün ömrünü harcadığı bu eseri modern Türkiye’nin yükselişinde önemli bir yapı taşı olmuş ve halkın ona büyük mânevî değer taşıyan “hoca” unvanını lâyık görmesine yol açmıştır.

Eserleri. Fatin Hoca’nın gazete ve dergilerde özellikle bilim tarih konularında yayımladığı çeşitli yazılarının yanında Türk Takvimi (İstanbul 1936), Eski Hitay Takvimi (1936), 19 Haziran 1936 Küsûf-i Küllîsi (1936), Eski Türklerde Heyet ve Takvim (İstanbul 1937), Rubu Tahtası: Nazariyatı ve Tersimi (İstanbul 1948) adlı kitapları ile İslâm Ansiklopedisi için tamamen veya kısmen telif (“Astronomi”, “Bîrûnî”, “İbnüzzerkale”) veya tadil ve ikmal ettiği (“Kelb”, “Kıble”, “Kıran”, “Saat”) maddeleri bulunmaktadır.


BİBLİYOGRAFYA

Süheyl Ünver, İstanbul Rasathanesi, İstanbul 1969, bk. İndeks.

Cumhuriyetin 50. Yılında Türk Rasathaneleri (Kandilli Rasathanesi yayını), İstanbul 1973, s. 1-3.

“Gökmen, Fatin”, , XVII, 501-502.

“Gökmen, Mehmet Fatin”, Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, İstanbul 1983-85, V, 2459.

“Gökmen, Mehmet Fatin”, , IX, 588.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1996 yılında İstanbul’da basılan 14. cildinde, 142 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER