HALA - TDV İslâm Ansiklopedisi

HALA

Müellif: VECDİ AKYÜZ
HALA
Müellif: VECDİ AKYÜZ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1997
Erişim Tarihi: 21.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/hala--fikih
VECDİ AKYÜZ, "HALA", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/hala--fikih (21.11.2024).
Kopyalama metni

Arapça asıllı olan hala kelimesi (hâle [خالة] çoğulu hâlât) “dayı” anlamındaki hâlin müennesi olup “annenin kız kardeşi” demektir. Ancak Türkçe’de bu anlamda değil, Arapça’da amme (çoğulu ammât) kelimesiyle ifade edilen “babanın kız kardeşi” anlamında kullanılmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de üç yerde çoğul olarak birlikte zikredilen bu iki kelime (en-Nisâ 4/23; en-Nûr 24/61; el-Ahzâb 33/50) hadislerde de geçmektedir (bk. , “ḫvl”, “ʿamm” md.leri).

İslâm hukukunda hala muharremât, hidâne, nafaka, nikâh, velâyet ve miras konularında söz konusu edilir. Devamlı evlenme yasağı bulunan kan hısımlarından biri de haladır (en-Nisâ 4/23). Diğer taraftan birden fazla evliliklerde bir kadınla halası aynı kişinin nikâhında bir araya gelemezler. Zira Hz. Peygamber, bir kadının halası ve teyzesi üzerine nikâhlanmasını yasaklamıştır (Buhârî, “Nikâḥ”, 27; Müslim, “Nikâḥ”, 37, 39; Ebû Dâvûd, “Nikâḥ”, 12). Vefat veya boşama gibi bir yolla evlilik bozulmuşsa öncelikle anneye ait olan hidâne hakkı, anne bulunmadığı veya gerekli şartları taşımadığı takdirde sırasıyla anneanneye, babaanneye, öz kız kardeşe, anne bir kız kardeşe, baba bir kız kardeşe, öz kız kardeş kızlarına, önce anneden, sonra babadan kız kardeş kızlarına, teyzelere ve sonunda halalara geçer.

Miras hukuku açısından hala zevi’l-erhâm sınıfındaki mirasçılar arasında yer alır ve ashâbü’l-ferâiz ile asabe mirasçıların bulunmaması halinde bu grup içinde belli şartlarla mirasa hak kazanır. Nafakaya gelince, Mâlikî ve Şâfiîler’e göre birbirinin usul ve fürûu olmayan akrabalar arasında nafaka mükellefiyeti yoksa da Hanefîler bunlardan birbiriyle evlenmeleri haram olanları nafaka mükellefi kabul etmiştir. Hanbelîler ise yalnız ashâbü’l-ferâiz ve asabe olarak başka akrabasına mirasçı olanları onlara karşı nafaka mükellefi saymıştır. Buna göre Hanefîler, hala ile yeğeni arasında karşılıklı nafaka mükellefiyeti bulunduğunu kabul etmişken Hanbelîler yalnızca yeğeni nafaka mükellefi saymıştır.

Bir kızın evliliği söz konusu olduğunda asabe velisi bulunmazsa bazı hukukçulara göre hâkim, bazılarına göre de aralarında bir öncelik sıralaması söz konusu olmakla birlikte erkek tarafından akraba olan kadınlar onu evlendirme yetkisine sahiptir. Hala da bunlardan biridir. Kişinin izinsiz girebileceği evlerden biri de halasının evidir (en-Nûr 24/61).


BİBLİYOGRAFYA

, “ḫvl”, “ʿamm” md.leri.

Buhârî, “Nikâḥ”, 27.

Müslim, “Nikâḥ”, 37, 39.

Ebû Dâvûd, “Nikâḥ”, 12.

Tirmizî, “Nikâḥ”, 30.

, IV, 41.

, VI, 231; VII, 621.

, II, 358, 363, 413; III, 314, 315.

Celâleddin el-Mahallî, Şerḥu Minhâci’ṭ-ṭâlibîn, Beyrut, ts. (Dârü’l-fikr), III, 241.

, V, 497.

, II, 284, 638.

, I, 258, 341, 351, 419.

, III, 87-89; XIX, 10-11; XXX, 337-338.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1997 yılında İstanbul’da basılan 15. cildinde, 221 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER