Beyâzîzâde Ahmed Efendi’nin (ö. 1098/1687) Ebû Hanîfe’nin itikadî görüşlerini ele aldığı el-Uṣûlü’l-münîfe adlı eserine yine kendisinin yazdığı şerh.bk. el-USÛLÜ’l-MÜNÎFE الأصول المنيفة
Lafzın, sevkediliş amacı dışında kalan, fakat asıl mânadan ayrılmayan ve onun gereği olan ikincil bir mânaya delâleti anlamında fıkıh usulü terimi.bk. DELÂLET الدلالة
Örtülü olarak anlatılmak isteneni (meknî anh) doğrudan veya az bir vasıtayla anlatan alâkası açık kinaye türü; ima.bk. KİNAYE الكناية
İŞARET الإشارة Bir mânayı, düşünceyi veya duyguyu üstü kapalı bir şekilde anlatma anlamında tasavvuf terimi.
İŞÂRET-i ALİYYE إشارت عليّه Şeyhülislâmın kendi yetki alanına giren karar ve icraatını sadrazama teklifi için kullanılan tabir.
İŞÂRÎ TEFSİR Sûfînin kalbine doğduğu kabul edilen işaretlere dayanarak âyetleri yorumlaması; mutasavvıfların bu yöntemle yaptıkları tefsirler için kullanılan bir tabir.
NOTA Özel yazılı işaretlerle müziğin yansımasına verilen ad.
ALÂMET العلامة Bir hükmün varlığının işareti olan, ancak o hükmün ne varlığıyla ne de gerekli olmasıyla ilgisi bulunmayan şey anlamında bir usûl-i fıkıh terimi.
Harekeye sessizce dudaklarla işaret etmek anlamında kıraat terimi.bk. REVM الروم
LATİFE اللطيفة İnsandaki ilâhî cevhere işaret eden tasavvuf terimi.
ÂYET الآية Allah’ın varlığına, peygamberlerin doğruluğuna işaret eden delil ve mûcize anlamında, ayrıca Kur’ân-ı Kerîm sûrelerinin belli bölümlerinden her biri için kullanılan bir terim.
CEDVEL الجدول Çeşitli amaçlarla üzerine isim, işaret, harf ve rakamların yazıldığı çizelge, tablo.
HÛ هو Sûfîlere göre Allah’ın zâtına işaret eden ismi.