https://islamansiklopedisi.org.tr/kulsum-b-hidm
Evs kabilesinin kollarından Amr b. Avf oğullarına mensuptur. Hicretten önce İslâmiyet’i kabul ettiği, Kubâ’da yaşadığı, Kays adlı bir oğlu, Umeyre adlı bir kızı ve Hilâl b. Ümeyye’nin annesi Üneyse adlı bir kız kardeşinin olduğu bilinmektedir. Resûl-i Ekrem hicret sırasında Kubâ’ya geldiğinde o sırada bir hayli yaşlı bulunan Külsûm b. Hidm’in yanında Hz. Ali gelinceye kadar misafir kaldı. Kaynaklarda farklı rivayetler bulunmakla birlikte (Buhârî, “Menâḳıbü’l-enṣâr”, 46; İbn Hişâm, II, 494; Taberî, II, 382) Resûl-i Ekrem’in 8 Rebîülevvel 1 (20 Eylül 622) tarihinde Kubâ’ya ulaştığı ve 12 Rebîülevvel (24 Eylül) Cuma günü Medine’ye gitmek için hareket ettiği genellikle kabul edilmektedir. Yola çıkmadan önce Hz. Peygamber geceleri Külsûm’ün evinde kaldı, gündüzleri de Sa‘d b. Hayseme’nin evinde kendisini ziyarete gelenlerle görüştü. Kubâ’da iken Külsûm’ün evinin önündeki hurma kurutma yerini de içine alan (Şâmî, III, 380) ilk mescidin yapımında bizzat çalıştı. Külsûm’ün evi kıblenin değişmesinden sonra yeniden inşa edilen Kubâ Mescidi’nin güneyinde kaldı.
Külsûm b. Hidm’e ait evin o dönemin şartları içerisinde misafir ağırlamaya en uygun evlerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber’le birlikte Hz. Ali, Zeyd b. Hârise, Hz. Peygamber’in âzatlıları Enese (Üneyse) ile Ebû Kebşe, Hz. Hamza, Ebû Ubeyde b. Cerrâh, Habbâb b. Eret, Süheyl b. Beyzâ, Safvân b. Beyzâ, İyâz b. Züheyr, Abdullah b. Mahreme, Vehb b. Sa‘d b. Ebû Serh, Ma‘mer b. Ebû Serh, Amr b. Ebû Amr, Umeyr b. Avf, Ebû Mersed Kennâz b. Hasîn (Husayn) ve oğlu Mersed ile Sa‘d b. Havle de Külsûm’ün evinde kaldı. Bu evde hicretten sonra da misafir ağırlama işi sürdürüldü. Habbâb b. Eret’in hicretten sonra Külsûm’ün vefatına kadar onun evinde kaldığı bilinmektedir. Ayrıca Habeşistan’dan Mekke’ye dönmüş olan Mikdâd b. Amr da Medine’ye gelince bir süre Külsûm’ün evinde misafir kaldı. Cömert ve sâlih bir zat olan Külsûm b. Hidm, Resûlullah tarafından Hamza b. Abdülmuttalib ile kardeş ilân edildi. Külsûm Medine’de, hicretten kısa bir süre sonra vefat eden ilk sahâbîlerdendir (Taberî, II, 397).
BİBLİYOGRAFYA
İbn Hişâm, es-Sîre, II, 137-138, 494.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, I, 233; III, 9, 22, 44, 47-49, 161, 165, 404, 407-408, 410, 415, 417-418, 623-624; VIII, 349.
Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), II, 382, 397.
İbn Abdülber, el-İstîʿâb, III, 1327-1328.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, IV, 495-496.
İbn Kesîr, el-Bidâye, III, 174, 197, 229, 235.
İbn Hacer, el-İṣâbe, III, 305.
Semhûdî, Vefâʾü’l-vefâ bi-aḫbâri dâri’l-Muṣṭafâ (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Beyrut 1374/1955, I, 244.
Şâmî, Sübülü’l-hüdâ, III, 379-383.
Köksal, İslâm Tarihi (Medine), I, 6-7, 148.
Muhammed Hamîdullah, İslâm Peygamberi (trc. Mehmet Yazgan), İstanbul 2014, s. 155.