MÂLİK b. NEBÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

MÂLİK b. NEBÎ

مالك بن نبي
Müellif: SAÎD MURÂD
MÂLİK b. NEBÎ
Müellif: SAÎD MURÂD
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2003
Erişim Tarihi: 15.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/malik-b-nebi
SAÎD MURÂD, "MÂLİK b. NEBÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/malik-b-nebi (15.11.2024).
Kopyalama metni

28 Ocak 1905’te Kostantîne (Kosantîne) doğdu. İlk ve orta öğrenimini ailesinin memleketi olan Tibisse’de (Tebessa) ve Kostantîne’deki bir Fransız okulunda tamamladıktan sonra tahsiline devam etmek üzere 1930 Eylülünde Fransa’ya gitti. Gençlere maddî yardımda bulunan Paris’teki bir hıristiyan gençlik derneğine üye oldu. Bu arada Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nün giriş sınavına katılma başvurusu dinî ve siyasî sebeplerle geri çevrilince Elektrik Mühendisliği Enstitüsü’ne girdi. İhtida ederek Hatice adını alan ve Fransa’da kaldığı yıllar boyunca kendisine büyük destek sağlayan eşiyle de bu sırada tanışıp evlendi. 1935’te elektrik mühendisi oldu. Paris’te Sorbon, Fransız Koleji ve Doğu Dilleri Enstitüsü gibi akademik çevrelerden birçok araştırmacı ve fikir adamıyla tanıştı. Zamanının büyük kısmını felsefe, sosyoloji ve tarih çalışmalarına ayıran Mâlik b. Nebî, Fransa’da öğrenim gören Arap ve müslüman gençlerin aksine kimliğini kaybetmeden Fransa şartlarında kültür, medeniyet, yenileşme, kalkınma, sömürgecilik ve bağımsızlık gibi konularda birikim sahibi olmaya çalıştı. Ayrıca Fransa’da yaşayan Kuzey Afrikalı gençlerin sömürgeci yönetimlere karşı bilinçlenmesini sağlamaya yönelik faaliyetlerde bulundu. Cezayirli işçileri eğitmek üzere kurulan Cezayir İslâm Kültür Merkezi’nin müdürlüğünü yaptı. Özellikle ülkesindeki Fransız sömürgeciliğine karşı tavrı ve görüşleri sebebiyle Paris’te çeşitli sıkıntılarla karşılaştı. Elektrik mühendisi olmasına rağmen Fransa’da kendisine iş verilmediği gibi Cezayir’deki babası da memuriyetten uzaklaştırıldı. II. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine Paris’te yaşaması daha da zorlaşınca 1939’da Cezayir’e gittiyse de aynı yılın eylülünde geçim sıkıntısı yüzünden Fransa’ya dönmek zorunda kaldı. Almanlar’ın Paris’i işgali sırasında bazı mücadeleci gençlerle birlikte Paris’te Kuzey Afrika’nın kurtuluşu için bir hareket oluşturmaya çalıştı. 1944 yılında tutuklandı ve on ay kadar hapiste kaldı. Cezayir’de vuku bulan kanlı olaylardan sonra ikinci defa hapsedildi.

1956’da Fransa’dan ayrılan Mâlik b. Nebî hac görevini ifa ettikten sonra Kahire’ye gitti. Burada Cemal Abdünnâsır’la görüştü. Çalışmalarını sürdürebilmesi için Mısır hükümeti kendisine maaş bağladı. Kahire’de Arapça’sını ilerletti. Bir kültür merkezi haline gelen evinde gençlere İslâm dünyasının meseleleri ve bunların çaresiyle ilgili fikirlerini aktardı. Aynı amaçla Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan ve Küveyt’e giderek konferanslar verdi. Kahire’deki İslâm Konferansı’nın danışmanlığını yaptı. Bu arada telif çalışmalarını sürdürdüğü gibi daha önce Fransızca yazdığı eserleri Arapça’ya çevrildi ve Arap dünyası onun fikirlerini tanımaya başladı. Cezayir’in istiklâlini kazanması üzerine 1963’te ülkesine dönen Mâlik b. Nebî Cezayir Üniversitesi rektörlüğüne, ardından yüksek öğretim danışmanlığına getirildi. 1967’de görevinden ayrılarak bütün vaktini ilmî ve fikrî çalışmalara ayırdı. 31 Ekim 1973’te vefat etti.

Mâlik b. Nebî üniversite öğrenciliği döneminden itibaren hayatını, İslâm dünyasının sömürge durumuna düşmesinin temel sebeplerini ve kurtuluş çarelerini tesbit etmeye ve yazmaya adamıştır. Onun asıl konusu medeniyettir. Müslümanların meselelerini bir medeniyet meselesi olarak gören Mâlik b. Nebî bir milletin insanlık gerçeğini, medeniyeti kuran ve yıkan etkenleri doğru kavramadıkça kendi medeniyet problemini aşmasının da mümkün olmayacağını söyler. Medeniyet, bir topluma her ferdinin ilerlemesi için gerekli olan bütün unsurları sağlayan mânevî ve maddî âmillerin tamamıdır (Müşkiletü’l-efkâr, s. 50). Diğer bir ifadeyle medeniyet bir topluma, fertlerinden her birinin çocukluğundan yaşlılığına kadar varlığının her aşamasında ilerlemesi için gerekli desteği sağlayan ahlâkî ve maddî şartların toplamıdır (Âfâḳ Cezâʾiriyye, s. 38). Böylece medeniyet, onu inşa etmek isteyen milletin her gün ortaya koyduğu gayretlerin neticesini oluşturur. Mâlik b. Nebî, medeniyetler arasında demir perdeler bulunmadığını belirterek İslâm ve Arap dünyasının kendi kimliğini korumak şartıyla Batı medeniyetine açılmasının ve ondan bazı şeyler almasının zaruri olduğunu ifade eder (Vichetü’l-ʿâlemi’l-İslâmî, s. 57-58). Kültür kavramını medeniyetten farklı gören Mâlik b. Nebî kültürün bilgiden ziyade davranışla ilgili olduğunu ve ahlâk ilkesi, estetik zevk, pratik mantık, üretim (teknik yönelim) olmak üzere dört unsuru içerdiğini belirtir. Kültürle toplum arasında güçlü bir bağ vardır; o kadar ki kültürünü kaybeden millet tarihini de kaybeder (Müşkiletü’s̱-s̱eḳāfe, s. 76).

Siyasî yönetimi toplumun zihniyet ve yaşayışının bir ürünü olarak gören Mâlik b. Nebî, toplumsal ortamın temiz ve özgür olması halinde yönetimin bu ortama yabancı şeyleri topluma dayatamayacağını, ancak ortam sömürge olmaya elverişli ise yönetimin sömürgeci olmasının da kaçınılmaz olduğunu, dolayısıyla sömürgeciliği yerleştirenin siyasetçiler değil fertlerin bizzat kendileri olduğunu ileri sürer (Şürûṭu’n-nehḍa, s. 60 vd.). İslâm dünyasındaki dikta yönetimlerini tarihten gelen bozuk mirasın bir sonucu olarak gören ve kişileri kutsallaştırmanın İslâm ülkelerinde hâlâ devam ettiğini belirten Mâlik b. Nebî, Cemâleddîn-i Efgānî’nin önerdiği şekilde gelenekte bir ayıklamaya gitmenin ve mevcut düzeni geleneğin yükünden kurtarmanın gerekli olduğunu söyler (a.g.e., s. 57). Ayrıca dini de bütün ıslah ve uyanış faaliyetlerinin temeli olarak görür. Ona göre günümüz müslümanları Kur’an’ı anlamada hem fıtrî hem ilmî zevki kaybettikleri için ondan gerektiği şekilde yararlanmaları mümkün değildir.

Mâlik b. Nebî, İntâcü’l-müsteşriḳīn ve es̱eruhû fi’l-fikri’l-İslâmî el-ḥadîs̱ adlı eserinde (s. 8-11, 186), İslâm’a ve müslümanlara haksız eleştiriler yönelten kötü niyetli şarkiyatçılar yanında ilmî hakikatlere saygısı olan, İslâm’ın ve müslümanların bilime ve insanlığa katkısını ortaya koyan Joseph-Toussaint Reinaud, Reinhart Pieter Anne Dozy, Jean-Jacques Sédillot, Miguel Asin Palacios gibi isimlerin de bulunduğunu belirterek müslümanların Batı medeniyeti karşısındaki kompleksini yenme çabalarında bunların da payı olduğunu ifade etmektedir.

Eserleri. Mâlik b. Nebî, Fransız sömürgesinin dayattığı Batılılaşma’nın etkisiyle hayatının ilk dönemlerinde eserlerini Fransızca kaleme almış, ancak Kahire’de Arapça’sını ilerlettikten sonra çalışmalarını Arap diliyle yazmıştır. Sayısı otuzu bulan kitaplarından bazıları şunlardır:

1. Le phénomène coranique (Paris 1946, 1976). Kur’an’ı doğru anlamanın yöntemi ve onun müslümanlar için taşıdığı önemi ortaya koyan eser müellifin en iyi çalışması olarak kabul edilir. Eseri Abdüssabûr Şâhin eẓ-Ẓâhiretü’l-Ḳurʾâniyye adıyla Arapça’ya tercüme etmiş, Mahmûd Muhammed Şâkir buna Kur’an’ın i‘câzıyla ilgili uzun bir giriş yazmıştır (Dımaşk 1406/1986). Kitap Ergun Göze tarafından Kur’ân-ı Kerîm Mucizesi adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir (İstanbul 1969; Ankara 1991).

2. Les conditions de la renaissance (Cezayir 1948). Cezayir’de İslâmın Yeniden Doğuşu ismiyle Türkçe’ye tercüme edilmiştir (trc. Ergun Göze, İstanbul 1972, 1992).

3. Vocation de l’Islam (Paris 1954). Muhammed el-Mübârek’in bir mukaddime yazdığı eseri Abdüssabûr Şâhin Vichetü’l-ʿâlemi’l-İslâmî adıyla Arapça’ya çevirmiştir (Kahire 1959). Esmâ Râşid tarafından Islam in History and Society ismiyle İngilizce’ye tercüme edilen eseri (İslâmâbâd 1988) Ergun Göze İslâm Davası adıyla Türkçe’ye tercüme etmiştir (İstanbul 1967).

4. L’Afroasiatisme conclusions la conférence de Bandoeng (Kahire 1959). Fikretü’l-İfrîḳıyyeti’l-Âsyeviyye fî ḍavʾi müʾtemeri Bândûnc adıyla Arapça’ya çevrilmiştir (trc. Abdüssabûr Şâhin, Dımaşk 1402/1981).

5. Müşkiletü’s̱-s̱eḳāfe (trc. Abdüssabûr Şâhin, Kahire 1959).

6. eṣ-Ṣuʿûbât ʿalâmetü’n-nümüvvi fi’l-müctemaʿi’l-ʿArabî (trc. Ömer Kâmil Meskāvî, Kahire 1960).

7. eṣ-Ṣırâʿu’l-fikrî fi’l-bilâdi’l-müstaʿmere (Kahire 1370/1951). Sömürge Ülkelerde Fikir Savaşı ismiyle İlhan Kutluer tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiştir (İstanbul 1984).

8. Şürûṭu’n-nehḍa. Millî uyanış, kalkınma ve gelişme şartlarının incelendiği eseri Abdüssabûr Şâhin Arapça’ya çevirmiştir (Kahire 1961).

9. Mîlâdü müctemaʿ (trc. Abdüssabûr Şâhin, Kahire 1382/1962). Mâlik b. Nebî’nin Müşkiletü’s̱-s̱eḳāfe ve Mîlâdü müctemaʿ adlı eserleri bir arada Kültür Sorunu ve Bir Toplumun Doğuşu adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir (trc. Salih Özer, Ankara 2000).

10. Perspectives algériennes (Cezayir 1964). Âfâḳ Cezâʾiriyye ismiyle Arapça’ya tercüme edilmiştir (trc. Tayyib eş-Şerîf, Cezayir 1964).

11. Mémoires d’un témoin du siècle (Cezayir 1965). Müẕekkerâtü şâhidin li’l-ḳarn adıyla Arapça’ya (Beyrut 1404/1984), Çağa Tanıklığım ismiyle İbrahim Aydın (İstanbul 1987) ve Asrın Şahidinin Hatıraları adıyla Ergun Göze tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir (İstanbul 1991).

12. Islam et démocratie (Cezayir, ts. [Révolution africaine]). İslâm ve Demokrasi ismiyle Türkçe’ye tercüme edilmiştir (trc. Ergun Göze, İstanbul 1968).

13. L’oeuvre des orientalistes son influence sur la pensée islamique moderne. İntâcü’l-müsteşriḳīn ve es̱eruhû fi’l-fikri’l-İslâmî el-ḥadîs̱ adıyla Arapça’ya çevrilen bu çalışmanın (Kahire 1970) Türkçe tercümesi Oryantalistlerin Eserleri ve Çağımız İslam Dünyasına Etkisi ismiyle, Mâlik b. Nebî’nin Fransızca olarak yazdığı bazı makalelerin çevirilerinin de yer aldığı İdeolojik Savaş Ajanları adlı kitapta yayımlanmıştır (trc. Cemal Aydın, İstanbul 1997).

14. Le musulman et le monde de l’économie. Mehmet Keskin tarafından Ekonomi Dünyasında Müslüman ismiyle Türkçe’ye (İstanbul 1976), Abdüssabûr Şâhin tarafından el-Müslim fî ʿâlemi’l-iḳtiṣâd adıyla Arapça’ya (Dımaşk 1987) tercüme edilmiştir.

15. Teʾemmülât fi’l-müctemaʿi’l-ʿArabî (Beyrut 1401/1981).

16. Fî mehebbi’l-maʿreke irhâṣâtü’s̱-s̱evre (Dımaşk 1402/1981).

17. Le problème des idées dans le monde musulman (Cezayir, ts.). Müşkiletü’l-efkâr fi’l-ʿâlemi’l-İslâmî adıyla Arapça’ya tercüme edilen eser (trc. Bessâm Bereke – Ahmed Şa‘bû, Dımaşk 1408/1988) İslâm Dünyasında Fikir ve Put ismiyle Türkçe’ye çevrilmiştir (trc. Cemal Aydın, İstanbul 1992).

18. Ḥadîs̱ fi’l-binâʾi’l-cedîd (trc. Ömer Kâmil Meskāvî, Beyrut, ts., el-Mektebetü’l-asriyye).

Mâlik b. Nebî’nin hayatı, kişiliği, düşünceleri ve eserleriyle ilgili çeşitli çalışmalar yayımlanmıştır (Abdülhamîd H. Hasan, XXI/4-5 [1421/2000], s. 426-428).


BİBLİYOGRAFYA

Mâlik b. Nebî, Vichetü’l-ʿâlemi’l-İslâmî (trc. Abdüssabûr Şâhin), Kahire 1959, s. 57-58.

a.mlf., Müşkiletü’s̱-s̱eḳāfe (trc. Abdüssabûr Şâhin), Kahire 1959, s. 76.

a.mlf., Şürûṭu’n-nehḍa (trc. Abdüssabûr Şâhin), Kahire 1961, s. 55-86.

a.mlf., Âfâḳ Cezâʾiriyye (trc. Tayyib eş-Şerîf), Cezayir 1964, s. 38.

a.mlf., İntâcü’l-müsteşriḳīn ve es̱eruhû fi’l-fikri’l-İslâmî el-ḥadîs̱, Kahire 1970, s. 8-11, 186.

a.mlf., Müşkiletü’l-efkâr fi’l-ʿâlemi’l-İslâmî (trc. Bessâm Bereke – Ahmed Şa‘bû), Dımaşk 1408/1988, s. 50.

İbrâhim el-Ba‘sî, Şaḫṣiyyât İslâmiyye muʿâṣıra, Kahire 1970, II, 196-304.

Enver el-Cündî, Aʿlâmü’l-ḳarni’r-râbiʿ ʿaşer el-hicrî, I: Aʿlâmü’d-daʿve ve’l-fikr, Kahire 1981, s. 139-162.

Es‘ad es-Sahmerânî, Mâlik b. Nebî: Müfekkiren ıṣlâḥiyyen, Beyrut 1406/1986, s. 13-19.

M. Abdüsselâm el-Cefâirî, “Mefâhîm esâsiyye fî fikri Mâlik b. Nebî”, Mecelletü Külliyyeti’d-daʿveti’l-İslâmiyye, sy. 7, Trablus 1990, s. 141.

Abdülhamîd H. Hasan, “Mâlik b. Nebî: Bibliyûcrâfyâ”, ʿÂlemü’l-kütüb, XXI/4-5, Riyad 1421/2000, s. 423-429.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2003 yılında Ankara’da basılan 27. cildinde, 513-514 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER