https://islamansiklopedisi.org.tr/mearicun-nubuvve
Tam adı Meʿâricü’n-nübüvve fî medârici’l-fütüvve olan eserin muhtevasını bir giriş, dört bölüm (rükün) ve bir hâtime olarak ele almak mümkündür. Resûl-i Ekrem’in özellikleri, faziletleri ve ona salavat getirmenin faydaları gibi konulara ayrılan girişten sonra birinci bölümde Hz. Peygamber’e ait nurun (nûr-ı Muhammedî) başlangıçtan itibaren annesi Âmine’ye intikal edişinin devreleri ve ataları olan diğer peygamberlerin kısaca hayatları anlatılır. Burada nûr-ı Muhammedî’nin yaratılış keyfiyetine ilişkin rivayetler aktarılır; Âdem’in topraktan yaratılmasından sonra bedenine ruhun üflenmesi ve yeryüzünün halifesi yapılması, sırtından soyunun çıkarılması ve peygamber seçilmesi, Şît, İdrîs, Nûh, Hûd, İbrâhim ve İsmâil’in soyu aracılığıyla nûr-ı Muhammedî’nin ebeveynine intikal etmesi hakkında bilgi verilir. İkinci bölüm, Resûlullah’ın doğumundan önce ve dünyaya gelişinden vahiy almaya başladığı zamana kadar vuku bulan nübüvvet delillerine dairdir. Bu bölümde Hz. Peygamber’in nübüvvetinin öncü haberleri, geçmiş ilâhî kitaplarda bulunan kayıtlar (beşâirü’n-nübüvve), kâhinlerle cinlerin bu konuda verdiği haberler, peygamberlerin portreleri, isimleri ve lakapları; Resûl-i Ekrem’in doğumu sırasında ve çocukluğunda gerçekleşen ilginç olaylar, onun nübüvvetten önceki hayatı, ticarî seferleri, Kâbe’nin imarı gibi konular ele alınır.
Eserin üçüncü bölümü Resûlullah’ın Mekke dönemine ayrılmıştır. Vahyin başlaması, ilk müslümanlar, müşriklerin Hz. Peygamber’e ve ashabına yaptığı eziyetler, Habeşistan hicreti, Kureyş halkının Resûlullah’ı öldürmek üzere anlaşması, mi‘racın vuku bulması, Birinci ve İkinci Akabe biatları burada temas edilen belli başlı konulardır. Dördüncü bölüm Hz. Peygamber’in Medine’ye hicretinden vefatına kadar geçen hayatına dairdir. Bu bölümde hicret yolculuğu, Bedir, Uhud ve Hendek gazveleri, Mekke’nin fethi, peygamberlik iddiasında bulunan bazı kişilerin türemesi, Resûl-i Ekrem’in vefatı, vefatından sonra ortaya çıkan bazı olaylar hakkında bilgi verilir. Kitabın son kısmında Hz. Peygamber’in hissî, zatî ve aklî mûcizeleri anlatılır. Hissî mûcizelere dair verilen bilgilerin bir kısmının sahih hadis kaynaklarında yer almaması dikkat çekicidir.
Tasavvufî bir üslûpla kaleme alınan Meʿâricü’n-nübüvve’de sahih olmayan bazı rivayetlerin yanı sıra yer yer anlatılan olaylarla ilgili hikâyeler de nakledilmiş, bu husus eserin halk arasında rağbet görmesine vesile olmuştur. Eser genel muhtevasıyla Resûl-i Ekrem hakkında Kur’an’ın çizdiği tablodan farklı bir imaj uyandırmakta ve onun sünnetullaha uyan bir “beşer peygamber” olduğu gerçeğine aykırı tasvirler içermektedir.
Meʿâricü’n-nübüvve’nin Süleymaniye Kütüphanesi’nde çeşitli nüshaları vardır (Ayasofya, nr. 3258, 3387, 3442-3444). Eser Farsça aslından Celâlzâde Mustafa Çelebi (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 4289, Serez, nr. 1813; Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, nr. 1131) ve Altıparmak Mehmed Efendi (İstanbul 1257, 1290, 1306, 1327-1328; Bulak 1271) tarafından Delâil-i Nübüvvet-i Muhammedî ve Şemâil-i Fütüvvet-i Ahmedî adıyla Osmanlı Türkçesi’ne çevrilmiştir. İkinci tercüme çevirenin adına nisbetle daha çok Altıparmak diye meşhur olmuş ve M. Faruk Meyan tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır (İstanbul 1976).
BİBLİYOGRAFYA
Muîn el-Miskîn, Delâil-i Nübüvvet-i Muhammedî ve Şemâil-i Fütüvvet-i Ahmedî (trc. Altıparmak Mehmed Efendi), İstanbul 1273.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1723-1724.
Sicill-i Osmânî, IV, 148-149.
Osmanlı Müellifleri, I, 212-213.
M. Tayyib Gökbilgin, “Celâlzâde”, İA, III, 62.