https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-efendi-malulzade
940 (1533) yılında doğdu. Babası Kanûnî Sultan Süleyman dönemi kazaskerlerinden Mâlûl Mehmed Emin Efendi’dir. Nakîbüleşraflık yaptığından dolayı “nakîb” lakabıyla da anılır. Uzun müddet Ebüssuûd Efendi’nin mülâzımlığını yaptıktan sonra ona damat olan Mehmed Efendi, önce Bursa’da Emirsultan’da Kasım Paşa Medresesi’nde günlük 30 akçe ile müderrislik yaptı. Ardından 40 akçe yevmiye ile İstanbul’da Pîrî Paşa Medresesi’ne müderris oldu. Zilkade 963’te (Ekim 1556) Manav Seyyidî’nin yerine Edirne’de Halebiye haricine, Cemâziyelevvel 966’da (Şubat 1559) Dülgerzâde’nin yerine Bursa’da Sultânî pâyesine nâil oldu. Rebîülâhir 969’da (Aralık 1561) Müftîzâde Ahmed Çelebi’nin yerine Sahn-ı Semân’a, Cemâziyelâhir 970’te (Şubat 1563) Karamânî Ahmed Çelebi’nin yerine Sultan Selim Medresesi’ne tayin edildi. Ardından kadılığa geçti ve sırasıyla Halep (Şevval 973 / Mayıs 1566), Şam (Zilhicce 974 / Haziran 1567), Mısır (Muharrem 977 / Haziran-Temmuz 1569), Bursa (Cemâziyelâhir 978 / Kasım 1570) ve Edirne (Ramazan 979 / Ocak-Şubat 1572) kadılıklarında bulundu. Muharrem 981’de (Mayıs 1573) Anadolu kazaskeri oldu, ancak 983 Recebinde (Ekim 1575) bu görevden ayrılarak “vazîfe-i emsâl ile” uzlete çekildi, yerine Çivizâde Mehmed Efendi geçti. Rebîülâhir 984’te (Temmuz 1576) Bağdâdîzâde Hasan Çelebi’nin yerine nakîbüleşraflığa, Safer 987’de (Nisan 1579) Çivizâde Mehmed Efendi’nin yerine Rumeli kazaskerliğine getirildi. Bir yıl sonra da Kadızâde Ahmed Şemseddin Efendi’nin vefatı üzerine şeyhülislâmlığa tayin edildi (10 Rebîülâhir 988 / 25 Mayıs 1580). Günlük işlerin telâşından uzaklaşmak amacıyla 26 Zilhicce 989’da (21 Ocak 1582) kendi isteğiyle şeyhülislâmlıktan ayrıldı. İstifaya zorlandığı veya azledildiği de rivayet edilir (Danişmend, V, 117). Peçuylu İbrâhim, Hoca Sâdeddin Efendi’nin Mâlûlzâde’nin bazı fetvalarının yanlış olduğunu padişaha bildirerek azline yol açtığını belirtir (Târih, II, 32). Bir yıl yedi ay yirmi yedi gün süren şeyhülislâmlıktan ayrıldıktan sonra da nakîbüleşraflık vazifesini sürdürdü. Selânikî, 990 yılı Recebindeki (Ağustos 1582) olayları anlatırken onu “müftilenâm” olarak zikreder (Târih, I, 135). Mâlûlzâde, oğlu İshak Efendi’nin 992 Muharreminde (Ocak 1584) vefatından dolayı bir hayli sarsıldı ve acısına dayanamayarak 12 Muharrem 993’te (14 Ocak 1585) vefat etti, babasının Edirnekapı semtinde bulunan dârü’l-kurrâsının hazîresine defnedildi.
Kaynaklarda ulemâ arasında olgun kişiliği, iyi ve düzgün konuşmasıyla tanındığı belirtilen Mâlûlzâde Mehmed Efendi’nin eseri bulunduğuna dair bir bilgi yoktur. Selânikî, onun yetkisini kötüye kullanarak mal sahibi olan görevlilerin mallarının beytülmâle ait olduğuna dair fetva verdiğini kaydeder (a.g.e., I, 428-429).
BİBLİYOGRAFYA
Selânikî, Târih (İpşirli), I, 67, 85, 135, 155, 428-429.
Atâî, Zeyl-i Şekāik, s. 281-282.
Peçuylu İbrâhim, Târih, II, 32.
Devhatü’l-meşâyih, s. 29-30.
Sicill-i Osmânî, IV, 125.
İlmiyye Salnâmesi, s. 399-401.
Danişmend, Kronoloji2, V, 116-117.
Abdülkadir Altunsu, Osmanlı Şeyhülislâmları, Ankara 1972, s. 39.