NEVÂ - TDV İslâm Ansiklopedisi

NEVÂ

نوا
NEVÂ
Müellif: İSMAİL HAKKI ÖZKAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2007
Erişim Tarihi: 12.10.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/neva
İSMAİL HAKKI ÖZKAN, "NEVÂ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/neva (12.10.2024).
Kopyalama metni

Türk mûsikisinin kimin tarafından oluşturulduğu bilinmeyen en eski makamlarındandır. Dügâh perdesinde karar veren bir makam olduğundan bu perde üzerinde kurulu olan dizisi, yerinde bir uşşak dörtlüsüne nevâ perdesinde bir rast beşlisinin eklenmesiyle meydana gelmiştir. Basit makamların güçlülerinin diziyi meydana getiren çeşnilerin ek yerinde olması kuralına uygun şekilde güçlüsü, uşşak dörtlüsü ile rast beşlisinin ek yerindeki nevâ perdesi olup bu perde üzerinde karakteristik yarım karar yapılır.


Genel olarak lirik, dinî-tasavvufî bir karakter taşıyan nevâ makamının nota yazımında donanımına si için koma bemolü, fa için bakiye diyezi yazılır, gerekli değişiklikler eser içerisinde gösterilir. Makamın yedeni rast (sol) perdesidir. Nevâ makamı daha çok inici-çıkıcı bir karakterde olduğundan genişlemesi tiz taraftan yapılmıştır. Bu genişleme, nevâ perdesi üzerinde bulunan rast beşlisine muhayyer perdesinde bir bûselik dörtlüsü ilâvesiyle olur. Makam seyrinde en çok tercih edilen bu genişleme sonucunda nevâ üzerinde bir acemli rast dizisi teşekkül eder.


Bu genişlemenin dışında gerektiği takdirde yerindeki uşşak dörtlüsünün simetrik olarak tiz durak muhayyer perdesi üzerine göçürülmesiyle ikinci çeşit bir genişleme de yapılabilir. Simetrik göçürme ile yapılan bu çeşit genişleme sonucu tiz tarafta herhangi bir yeni dizi oluşmaz. Ancak her iki şekil genişlemede de muhayyer perdesinde asma kalış yapılamayacağını hatırlatmak gerekir.


Nevâ makamı asma karar bakımından zengindir. Rast makamında, yerindeki rast beşlisinin üçüncü derecesi olan segâh perdesinde segâh çeşnili bir asma kararın yer aldığı bilinmektedir (bk. RAST). Nevâ makamında da nevâ perdesi üzerinde bir rast beşlisi yer almaktadır. Bu beşlinin, yerindeki rastın üçüncü derecesi olan segâha tekabül eden sesi eviç perdesidir. Bu sebeple nevâ seyrinde eviç perdesinde segâh çeşnisiyle asma karar yapılır. Bu durumda bakiye diyezli “mi” (acem) perdesi de yeden olarak kullanılır. Güçlü nevâ perdesinde rast çeşnisiyle karakteristik yarım karar yapıldıktan sonra aynı perdede eviç yerine acem perdesi kullanılarak inilirse bûselik çeşnili asma veya yarım karar da yapılabilir. Gerek rastın gerekse bûseliğin yedeni yarım seslidir. Nevâ perdesinde bu çeşnilerle kalış yapılırken bakiye diyezli “do” (nîm-hicaz perdesi) yeden olarak kullanılabilir. Hatta bazan nevâ perdesi nim hicazla alt oya da yapabilir. Ancak nevâ makamında nim hicaz perdesinin belirtilen şekilde kullanılmasının doğru olmadığı da söylenmektedir. Bunların dışında segâhta segâhlı, rastta rastlı, eviç yerine acem perdesi kullanılarak yapılan inişlerde çârgâhta çârgâhlı asma kararlar yapılabilir.

Nevâ makamının seyrine güçlü civarından başlanır. Bu perdenin iki tarafında diziyi meydana getiren çeşnilerde karışık gezinildikten sonra güçlü perdesinde rastlı, nâdiren bûselik çeşnili yarım karar yapılır. Bu arada gerekli yerlerde asma kararların belirtilmesinin ardından yine karışık gezinilip genişlemiş bölgede de dolaşıldıktan sonra ana diziyle inilip dügâh perdesinde uşşak çeşnili tam karar yapılır. Nevâ makamının icrasından sonra yerinde bûselik beşli veya dizisiyle karar verilirse nevâ-bûselik, kürdî dörtlüsü veya dizisiyle karar verilirse nevâ-kürdî makamları oluşur.

Solakzâde Mehmed Hemdemî’nin darb-ı fetih, Zeki Mehmed Ağa ile Tanbûrî Cemil Bey’in devr-i kebîr usulündeki peşrevleri; II. Gazi Giray Han’ın aksak semâi usulündeki saz semâisi; Itrî’nin, “Gülbün-i iyş mîdemed sâkī-i gül‘izâr kû?” mısraıyla başlayan nîm-sakīl, değişmeli kârı; Hamâmîzâde İsmâil Dede’nin muhammes usulünde, “Zeyn eden bâğ-ı cihânı gül müdür bülbül müdür” mısraıyla başlayan bestesi; Kadri Efendi’nin, “Sevdi bu gönül seni, yaman eylemedi” mısraıyla başlayan aksak semâisi; Şerif İçli’nin, “Birlikte bu akşam çıkalım seyre civânım” mısraıyla başlayan yürük semâisi; Tanbûrî Mustafa Çavuş’un aksak usulünde, “Muntazırım teşrîfine, reftâr ile revişine”; Zekâi Dede’nin yürük semâi usulünde, “Yine bağlandı dil bir nevnihâle” mısraıyla başlayan şarkılarıyla Hâfız Post’un, “Vakt-i seherde açıla perde” ve Muallim İsmâil Hakkı Bey’in, “Bir tahta yaratmışsın” mısraıyla başlayan sofyan ilâhileri, Zekâi Dede’nin, “Rabbünallāhüllezî lâ ilâhe illâ hû” mısraıyla başlayan sofyan şuğulü bu makamın en güzel örneklerindendir.


BİBLİYOGRAFYA

Abdülbâki Nâsır Dede, Tedkīk u Tahkīk, Süleymaniye Ktp., Nâfiz Paşa, nr. 1242/1, vr. 10b, 14b, 45a.

Hâşim Bey, Mûsikî Mecmuası, İstanbul 1280, s. 30.

Tanbûrî Cemil Bey, Rehber-i Mûsikî, İstanbul 1321, s. 98.

Suphi Ezgi, Nazarî-Amelî Türk Musikisi, İstanbul 1933-40, I, 105-111; IV, 220-221.

, s. 168-171.

Hüseyin Sâdeddin Arel, Türk Mûsıkîsi Nazariyatı Dersleri (haz. Onur Akdoğu), Ankara 1991, s. 51, 130.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2007 yılında İstanbul’da basılan 33. cildinde, 27-28 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER