https://islamansiklopedisi.org.tr/paye--mimari
Farsça’da “iskemle, masa ayağı” mânasına gelen pâye yerine pilpâye veya filayağı da denir. Bu unsur sütunlardan farklı olarak büyük çaplı ve bir hayli yüksek bir ayaktır. Tuğla yahut kesme taş örgü şeklinde yükseltilen bu taşıyıcı unsur bir sütun gövdesi gibi silindir biçiminde inşa edilebileceği gibi kare, dikdörtgen, çokgen, yonca planlı olarak da inşa edilebilir. Pâyelerin şekil ve kalınlığı mimari mekânın ölçüleri, kullanılan inşa malzemesi ve yapının genel üslûbuna bağlı şekilde ortaya çıkar. Ancak pâye biçimsel bir tercih değil her durumda zorunlu başvurulmuş bir elemandır.
Mimarlık tarihi boyunca genişleyen iç hacim örtü unsurlarının da büyümesini gerektirdiğinden duvarlar giderek taşıyıcı işlevlerini iç desteklere bırakır. Bu sorun iç mekânda güçlü destek arayışlarının yeniden düşünülmesi anlamına gelir. Büyüyen mimari ölçülerde üst yapıyı çadır direği ya da biraz daha büyük sütunlarla karşılamak mümkün değildir. Genişleyen duvarların sınırladığı alanda düşey derinliğin de artması kaçınılmaz olduğundan bilinen destek sorununun yeniden tasarımlanması zorunluluk haline gelir.
İç mimaride belirli bir yükseklikten sonra tek parçadan oluşan sütun gövdesinin elde edilmesi güçtür. Böyle bir taşıyıcı gövde imal edilebilse de mukavemeti garanti edilemez. Fazla yüksek olmadığı halde pek çok sütunda ortaya çıkan düşey çatlaklar çemberlerle önlenmeye çalışılmıştır. O halde sütunun elverişsizliği bilinmektedir. Sütunlar üst üste konarak yükseltilebilmektedir; ancak düşey doğrultudaki çok parçalı destek sistemi iç mekânı bölerek olumsuz etkilediği gibi bu kurgu statik bakımdan da güvenilir değildir. Bağımsız taşıyıcı olarak yükseltilebildiğinden pâye düşey derinliği arttırmak isteyen mimarların karşılaştıkları sorunu çözmüştür.
Büyük bir alanı kapatan örtüyü destekleyecek pâyelerin bir hayli yüksek ve kalın tutulması gerektiğinden bu unsurun gövde kesiti de fonksiyonuna uygun olacaktır. Düz yüzeyli ve kalın pâyelerin hareketsiz, tekdüze yüzey etkisini azaltmak ve görsel sorunu çözmek üzere düşey yivler, nişler ve köşe pahlamaları yapılarak bir hareket sağlanmış, hareketli yüzey dokusuyla bu taşıyıcı unsurun mukavemeti arttırılmıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Doğan Hasol, Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, İstanbul 1975, s. 87, 182.
Adnan Turanî, Sanat Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1993, s. 18, 42.
Metin Sözen – Uğur Tanyeli, Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1996, s. 31, 84, 188.
SA, IV, 1598.
Emre Erenler, “Ayak”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, İstanbul 1997, I, 172-173.