https://islamansiklopedisi.org.tr/pir-muhammed-kufrevi
Siirt’in Küfra (Şirvan) kasabasında doğdu (1191/1777). Babası Şeyh Yûsuf İzzeddin Medine’den Irak’a, oradan da Küfra’ya gelip yerleşmiştir. Önce babasının medresesinde tahsil gören Pîr Muhammed, daha sonra Doğubayazıt’taki Şeyh Muhammed Celâlî Medresesi ile diğer bazı medreselerde öğrenimini sürdürdü. Siirt’te bölgenin meşhur âlimlerinden Molla Halil Siirdî’den icâzet aldı ve Küfra’da müderrislik yapmaya başladı. Bir süre sonra gördüğü rüyalar üzerine buradaki görevini bırakarak Şemdinli’ye bağlı Nehrî (Bağlar) kasabasına gidip Nakşibendî-Hâlidî şeyhi Tâhâ-yı Hekkârî’ye intisap etti. Onun yanında tasavvuf eğitimi alarak seyrüsülûkünü tamamlamasının ardından şeyhi tarafından Bitlis’e gönderildi. Orada kurduğu tekkede irşad faaliyetinde bulundu; Ağrı, Kars, Van, Erzurum ve Muş gibi yakın vilâyetlerden birçok kişi kendisine intisap etti, Kafkasya, Tiflis ve İran’a da halifeler gönderdi. Bitlis’te irşad faaliyetlerini altı oğlundan Abdurrahman, onun vefatından sonra da diğer oğlu Abdülhâdî ile birlikte yürüttü.
Pîr Muhammed Küfrevî Bitlis’te vefat etti ve orada defnedildi (1316/1898). 1899 yılında Sultan II. Abdülhamid İtalyan bir mimar göndererek mezarı üzerine türbe yaptırdı. Türbenin içinde ayrıca şeyhin aile fertlerine ait dokuz sanduka daha bulunmaktadır. Bazı arşiv belgelerinde, çevredeki etkisi sebebiyle Osmanlı yönetiminin de önem verdiği Pîr Muhammed Küfrevî’ye aylık beş yüz kuruş maaş bağlandığı, ondan sonra da bu maaşın ailesi ve çocuklarına verildiği öğrenilmektedir.
Küfrevî’den sonra oğlu ve halifesi Şeyh Abdülhâdî vefatına (1914) kadar Bitlis’teki tekkenin postnişini olmuştur. Küfrevî’nin diğer halifelerinden oğlu Abdülhâlik Efendi I. Dünya savaşı sırasında 1916’da Bitlis’te şehit düşmüş, Abdülbârî Efendi de Ağrı’da irşad faaliyetlerinde bulunurken 1918 yılında vefat etmiş ve oradaki Feran (Ziyaret) köyüne defnedilmiştir.
Küfrevî Tekkesi’nde Şeyh Abdülhâdî’den sonra Pîr Muhammed Küfrevî’nin en küçük oğlu Şeyh Abdülbâki postnişin oldu. I. Dünya Savaşı yıllarına denk gelen bu dönemde Şeyh Abdülbâki devlete destek olmuş, halkın birlik ve beraberliği için çalışmıştır. Mustafa Kemal Paşa 1916 yılında Bitlis’e geldiğinde bu aileyi ziyaret etmiş ve sonrasında Şeyh Abdülbâki ile mektuplaşmış, verdiği destek ve yardımlardan duyduğu memnuniyeti dile getirmiştir (Mustafa Kemal Paşa’nın 1917-1922 yılları arasında gönderdiği beş mektup için bk. Nalbantoğlu, s. 49-57).
Şeyh Abdülbâki, Sultan V. Mehmed Reşad döneminde Trablusgarp’a sürgüne gönderilmesinin ardından 1925’teki Şeyh Said isyanına katılmadığı halde ailesi ile İstanbul’da zorunlu iskâna tâbi tutulmuş, Mustafa Kemal Paşa ile olan irtibatından dolayı kendisine Üsküdar’da bir köşk tahsis edilmiştir (1926). 1943 yılında İstanbul’da vefat eden ve Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedilen Şeyh Abdülbâki’nin naaşı vasiyeti üzerine bir yıl sonra ailesi tarafından Bitlis’teki türbeye nakledilmiştir. 1951’de oğlu Nesim Küfrevî’nin Demokrat Parti hükümetine müracaatı üzerine, halka kapalı olan türbenin yeniden ziyarete açılmasına izin verilmiştir.
Bitlis’teki Küfrevî Tekkesi’nde daha sonra sırasıyla aileden şu şeyhler postnişin olmuştur: Şeyh Abdülhâdî’nin oğlu ve halifesi Abdullah Efendi (ö. 1953); Şeyh Abdülbâki’nin oğlu ve halifesi Nesim Küfrevî (ö. 1953); Şeyh Nesim’in oğlu Cesim Küfrevî (ö. 1992). Şeyh Cesim’den sonra da küçük oğlu Mustafa Efendi tekkeyi idare etmiştir.
Şeyh Abdülbâki’nin diğer oğlu ve halifesi olan Kasım Küfrevî (ö. 1992) üç dönem Demokrat Parti’den ve iki dönem de diğer bazı partilerden Ağrı milletvekili, ayrıca 1973-1980 yılları arasında bu ilden senatör olarak seçilmiş bir ilim adamıdır (bk. KÜFREVÎ, Kasım).
Hâlidiyye’nin Pîr-i Küfrevî kolunda hilâfet verme yetkisi sadece şeyhin ailesine mensup halifelere tanınmış, Alvarlı Muhammed Lutfi gibi bazı halifeler nadiren kendilerinden sonra halife tayin etmiştir. Küfrevî’nin aile dışından halifeleri içinde en çok tanınmış olanları Bitlis’ten Şeyh Muhammed Emin Nüveynî (ö. 1908) ve Erzurum’dan “Efe hazretleri” unvanıyla tanınan Alvarlı Muhammed Lutfi’dir (ö. 1956). Muş’un Korkut ilçesine bağlı Kod (Tan) köyünden Şeyh Yûsuf-i Kodî (ö. 1925), Alvarlı Muhammed Lutfi’nin babası Hoca Hüseyin Efendi (ö. 1918) ve kardeşi Mahmud Vehbi Efendi (ö. 1945) de Pîr-i Küfrevî’nin halifeleri arasındadır. Şeyhin Ağrı, Muş, Van ve Kars’ın çeşitli ilçelerinde faaliyet gösteren birçok halifesi yanında İstanbul, Kazan (Rusya) ve Yemen’de de bazı halifeleri olduğu kaydedilmektedir.
BİBLİYOGRAFYA
BA, İ.HUS, 50/1314, 18 Ca 1314/25 Ekim 1896.
BA, BEO, 4466/334884, 04 Ra 1320/11 Haziran 1902.
Âsım Ohinî, Birketü’l-kelimât, Bitlis Ohin Medresesi Ktp., vr. 72, 95.
Van Tarihi ve Kürtler Hakkında Tetebbuat, İstanbul 1928, s. 84.
İlhami Nalbantoğlu, Kasım Küfrevi’nin Ardından, Ankara 1994, tür.yer.
Hüseyin Kutlu, Hâce Muhammed Lutfî (Efe Hazretleri): Hayâtı, Şahsiyeti ve Eserleri, İstanbul 2006, s. 23.
M. Şefik Korkusuz, Nehri’den Hazne’ye Meşayihi Nakşibendi, İstanbul 2010, s. 32-35.
Vahyeddin Küfrevî, Pir Muhammed Küfrevî, İstanbul 2013.
Abdulcebbar Kavak, Hakkâri’den Yükselen İlim ve Tasavvuf Güneşi Seyyid Taha-i Nehrî: Hayatı, Tasavvufî Yönü ve Tesirleri, Van 2016, s. 125-129.
a.mlf., “Bitlis Küfrevi Tekkesinin Ağrı’daki Temsilcileri ve Şehrin İlmî ve Manevî Hayatına Tesirleri”, Akademik Bakış, sy. 66 (2018), s. 348-356.
Mehmet Saki Çakır, Seyyid Tâhâ Hakkarî ve Nehrî Dergâhı, İstanbul 2021, s. 152-157.