https://islamansiklopedisi.org.tr/radi-el-esterabadi
Hayatı hakkında çok az bilgi vardır. Taberistan’ın Esterâbâd (Esterâbâz) şehri halkından olup Necef’e yerleşmiştir. Şöhretini İbnü’l-Hâcib’in el-Kâfiye ve eş-Şâfiye adlı kitaplarına yazdığı şerhlerle sağlamıştır. Zekâsı, olgunluğu, fazileti, dinî ilimler alanındaki titizliğiyle âlimlerin dikkatini çekmiş ve “necmü’l-eimme” lakabıyla anılmıştır. Üstün bir hitabet ve ifade gücüne sahip olduğu kaynaklarda belirtilmektedir (Hasan es-Sadr, s. 131 vd.). Şiî mezhebine mensuptu. Süyûtî 684 veya 686 (1285, 1287) yılında vefat ettiğini kaydeder (Buġyetü’l-vuʿât, I, 568). Ancak Seyyid Hasan es-Sadr, Abdülkādir el-Bağdâdî’den naklen müellifin Şerḥu’l-Kâfiye’yi 688 Rebîülâhirinde (Mayıs 1289) bitirdiğini söyler (Teʾsîsü’ş-Şîʿa, s. 132). Buna göre söz konusu tarihten sonra vefat etmiş olması gerekir, zira Şerḥu’ş-Şâfiye’yi el-Kâfiye şerhinden sonra kaleme almıştır.
Eserleri. 1. Şerḥu’l-Kâfiye. İbnü’l-Hâcib’in el-Kâfiye fi’n-naḥv’ine yazdığı şerhtir. Müellif bu çalışmasında nahiv meselelerini basit bir üslûpla ele alarak tartışmış, tercihlerde ve ictihadlarda bulunmuş, nahiv ve lugatın felsefesini yapmış, hükümlerin illetlerini açıklamıştır. Eser bu özellikleriyle sahasında yapılmış diğer çalışmalardan daha üstün kabul edilmiştir. Süyûtî de muhteva, tahkik ve hüsn-i ta‘lîl bakımından el-Kâfiye’ye ve diğer nahiv kitaplarına böyle bir şerhin yazılmadığını belirtmektedir (Buġyetü’l-vuʿât, I, 567). Esterâbâdî, Basra nahiv ekolüne meyletmekle birlikte belli bir mektebe bağlanmayarak kendi görüş ve ictihadlarını esas almıştır. Bu husus İbnü’l-Hâcib’in katılmadığı görüşlerini eleştirmesinden de anlaşılmaktadır (Maʿa’l-Mektebe, s. 282). Ayrıca diğer nahivcilerin görüşlerini ortaya koymuş ve bunlara da eleştiriler yöneltmiştir. Esterâbâdî, İbnü’l-Hâcib’in muhtasar ifadelerini Kur’an, hadis, şiir, edebî sözler ve darbımesellerden şâhidlerle açıklamıştır. Eserde yaklaşık 1000 beyit, 1000’i aşkın âyet, on iki atasözü, on bir fasih söz ve geleneğin aksine kırk bir hadis şâhid olarak kullanılmıştır. Abdülkādir el-Bağdâdî eserdeki hadislerin tahrîcini yapmış (Taḫrîcü eḥâdîs̱i’r-Raḍî fî Şerḥi’l-Kâfiye, nşr. Mahmûd Fa‘câl, Demmâm 1414), Ḫizânetü’l-edeb’ini de şerhte geçen 957 şâhid beytin açıklamasına ayırmıştır. Şerḥu’l-Kâfiye üzerine Sa‘deddin et-Teftâzânî, Seyyid Şerîf el-Cürcânî ve Sirâceddin el-Halebî gibi âlimler hâşiye yazmıştır. Eserin birçok baskısı yapılmıştır (Tahran 1271; Tebriz 1274, 1298; İstanbul 1275, 1292, 1305 [Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin Taʿlîḳāt’ı (hâşiyesi)], 1310; Leknev 1280/1863; Bulak 1299; Kazan 1302/1885, 1305, 1314/1896; Kahire 1305; nşr. Yûsuf Hasan Ömer, I-V, Beyrut 1974 [İstanbul 1305 baskısının tıpkıbasımı]; I-II, Bingazi 1973-1975; Riyad 1417/1996; nşr. Emîl Bedî‘ Ya‘kūb, I-V, Beyrut 1419/1998; ayrıca bk. el-KÂFİYE). M. Vecîh Tikrîtî, Menhecü’r-Raḍî el-Esterâbâdî fî Şerḥi’l-Kâfiye fi’n-naḥv adıyla yüksek lisans tezi (Dımaşk Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü), Yahyâ Beşîr el-Mısrî de Şerḥu’r-Raḍî li-Kâfiyeti’bni’l-Hâcib ismiyle bir doktora tezi hazırlamıştır (I-II, 1417/1996, Riyad, Câmiatü’l-İmâm Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye).
2. Şerḥu’ş-Şâfiye. İbnü’l-Hâcib’in eş-Şâfiye adlı risâlesine yazılmış sistematik bir şerhtir. Esterâbâdî’nin açıklamaları eserini sarf ilminin ana kaynaklarından biri haline getirmiştir (Leknev 1262, 1326/1846; Tahran 1280; Delhi 1283; İstanbul 1290; Lahor 1315; nşr. Muhammed Muhyiddin Abdülhamîd, Kahire 1348, Beyrut 1395/1975; nşr. M. Nûr el-Hasan v.dğr., I-IV, Kahire 1395/1975; ayrıca bk. eş-ŞÂFİYE).
3. Naẓmü’l-leʾâli’l-mübdeʿa fî ṣıfati’l-kitâbeti’l-muḫtereʿa. Kitâbet sanatına dair didaktik bir manzumedir (DMBİ, VIII, 180).
4. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi Tecrîdi’l-ʿAḳāʾidi’l-cedîde ve’l-Ḥâşiyeti’l-ḳadîme (Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 134).
5. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi’l-Celâl ed-Devvânî li-Tehẕîbi’l-manṭıḳ ve’l-kelâm (a.g.e., a.y.).
6. Şerḥu’l-Ḳaṣâʾidi’s-sebʿi’l-ʿAleviyyât li’bn Ebi’l-Ḥadîd (Aʿyânü’ş-Şîʿa, IX, 152).
BİBLİYOGRAFYA
Süyûtî, Buġyetü’l-vuʿât, I, 567-568.
Abdülkādir el-Bağdâdî, Ḫizânetü’l-edeb, I, 12.
Hür el-Âmilî, Emelü’l-âmil (nşr. Ahmed el-Hüseynî), Necef-Bağdad 1385/1965, II, 255.
Brockelmann, GAL, I, 367-368, 370; Suppl., I, 532/5, 535/1, 713.
Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 134.
Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, IX, 183.
Hânsârî, Ravżâtü’l-cennât (nşr. Esedullah İsmâiliyyân), Kum 1391, III, 346-347.
Abdullah Efendi el-İsfahânî, Riyâżü’l-ʿulemâʾ ve ḥiyâżü’l-fużalâʾ (nşr. Ahmed el-Hüseynî), Kum 1401, V, 53-54.
Hasan es-Sadr, Teʾsîsü’ş-Şîʿa, Beyrut 1401/1981, s. 131-133.
Aʿyânü’ş-Şîʿa, IX, 151-153.
Maʿa’l-Mektebe, s. 281-283.
H. Fleisch, “Note sur al-Astarābādhī”, Historiographia Linguistica, I/2, Amsterdam 1974, s. 165-168.
Nebhân Yâsîn, “Şerḥu’r-Raḍî ʿalâ Kâfiyeti’bni’l-Ḥâcib”, Mecelletü Âdâbi’l-Müstanṣıriyye, III, Musul 1978, s. 163-190.
P. Larcher, “Note sur trois éditions...”, Arabica, XXXVI, Leiden 1989, s. 109-113.
M. Vecîh Tikrîtî, “el-ʿİlletü’n-naḥviyye”, MMLAÜr., XXV/61 (1422/2001), s. 47-75.
A. J. Mango, “al-Astarābād̲h̲ī”, EI2 (Fr.), I, 742-743.
Mihrân Erzende, “İsterâbâdî”, DMBİ, VIII, 179-180.