https://islamansiklopedisi.org.tr/sart--mantik
Mantıkta düşüncenin temel malzemesini sağlayan kavramların birbiriyle olan ilişkisini konu alan önermelerin analizi büyük önem taşımaktadır. Klasik mantıkta önermeler yüklemli (hamliyye) ve şartlı (şartiyye) olmak üzere ikiye ayrılır. Yüklemli önerme konu (mevzu), yüklem (mahmûl) ve bağlaçtan (râbıta) oluşan, olumlu veya olumsuz hüküm bildiren basit önerme türüdür: “Hava yağışlıdır; hava yağışlı değildir” gibi. Şartlı önermeler iki önermenin “ise, ya, veya, ya da” gibi şart ve seçenek bildiren edatlarla birbirine bağlanmasıyla meydana gelir: “Güneş doğarsa gündüz olur”, “Ya gündüz olur veya güneş batmış olur” gibi. Arapça’da bitişik şartlı önermeler “izâ kâne, küllemâ kâne, metâ kâne, in kâne”; ayrık şartlı önermeler “immâ en yekûne, ve immâ en yekûne” şeklinde ifade edilmektedir (İbn Sînâ, s. 37). Bir başka anlatımla bir önermede bağlaç kaldırıldığında geriye iki kelime (terim) kalıyorsa yüklemli önermedir: “Hava, yağışlı.” Eğer bağlaç kaldırıldığında geriye iki terim değil iki cümlecik kalıyorsa şartlı önermedir: “Güneş doğar”, “Gündüz olur”; “Gündüz olur”, “Güneş batmış olur.” İki cümlecikten oluşan şartlı önermede birincisine “mukaddem”, ikincisine “tâlî” adı verilir.
Klasik mantıkta şartlı önermeler bitişik (muttasıl) ve ayrık (munfasıl) şeklinde iki kısımda değerlendirilir. a) Bitişik şartlı önermeler. Şartlı önermelerde mukaddem ve tâlînin olumluda birleşmesine ve olumsuzda birleşmemesine dair yargıda bulunuluyorsa bunlara bitişik şartlı önermeler denilir: “Ne zaman yağmur yağarsa yerler ıslanır.” “Ne zaman yağmur yağarsa yerler kuru olur değildir.” Bu örneklerden ilkinde mukaddem ile tâlînin birlikteliğine vurgu yapılmıştır; yani mukaddem olan “yağmur yağar” ile tâlî olan “yerler ıslanır” önermelerinin ikisi de aynı zamanda gerçekleşir. İkinci önermede mukaddem olan “yağmur yağar” ile tâlî olan “yerler kuru olur değildir” ifadelerinin birleşmemesine dair yargıda bulunulmuştur. Buna göre birinci önermeye bitişik şartlı olumlu, ikincisine bitişik şartlı olumsuz adı verilir. b) Ayrık şartlı önermeler. Bu tür önermelerde mukaddem ile tâlînin birbirini ortadan kaldırmasına (nefiy) dair yargıda bulunulur. Bu şekildeki önermelerin olumlusunda önermeyi meydana getiren iki tarafın ayrılmasının gerçekleşmesi, olumsuzunda ise gerçekleşmemesine hükmedilir: “Ya gündüz olur veya güneş batmış bulunur.” Burada mukaddem ile tâlînin ayrılmasına hükmedilmiştir, yani biri varsa diğeri yoktur. Şu halde bu olumlu bir ayrık şartlı önermedir. “Bir şey taş ise ağaç değildir” önermesi olumsuz bir ayrık şartlı önermedir.
Fıkıhçıların ayrık şartlı önermeleri “sebr” ve “taksim” diye adlandırdıkları bilinmektedir. Klasik dönem Batı mantıkçıları yüklemli önermelere basit ve kategorik, birden fazla konu ve yüklemi bulunanlara birleşik önermeler demişlerdir. İslâm mantıkçılarının şartlı dedikleri önermeler Batılılar’ca birleşik önermeler içinde değerlendirilmektedir. Birçok çeşidi olan birleşik önermelerden İslâm mantıkçıları sadece bitişik şartlı ve ayrık şartlı önermeler üzerinde durmuşlardır (Öner, s. 46-47).
BİBLİYOGRAFYA
Tehânevî, Keşşâf (Dahrûc), I, 1013-1018.
Fârâbî, el-Manṭıḳ ʿinde’l-Fârâbî (nşr. Refîk el-Acem), Beyrut 1985, I, 146-147.
İbn Sînâ, eş-Şifâʾ el-Manṭıḳ (1), s. 37.
Necati Öner, Klasik Mantık, Ankara 1986, s. 46-47.
Şafak Ural, Temel Mantık, İstanbul 1995, s. 51, 64.
Ferîd Cebr v.dğr., Mevsûʿatü muṣṭalaḥâti ʿilmi’l-manṭıḳ ʿinde’l-ʿArab, Beyrut 1996, s. 426-434.