SAVTİYYE - TDV İslâm Ansiklopedisi

SAVTİYYE

الصوتيّة
SAVTİYYE
Müellif: İSMAİL DURMUŞ, AHMET YÜKSEL
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2009
Erişim Tarihi: 22.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/savtiyye
İSMAİL DURMUŞ, AHMET YÜKSEL, "SAVTİYYE", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/savtiyye (22.12.2024).
Kopyalama metni

Dil biliminin bir dalı olan ses bilimi (fonetik) dildeki seslerin oluşumunu, çıkış yerlerini, niteliklerini ve seslerle ilgili diğer konuları inceler. Dilciler ilk zamanlardan beri sesler üzerinde durmuştur. Arap filolojisinde “savtiyye, ilmü’l-asvât, ilmü’s-savtiyyât”; Batı dillerinde “fonetik” ve “fonoloji” karşılığı olarak müstakil bir bilim dalı hüviyetinde modern zamanlarda ortaya çıkmış olmakla birlikte seslerle ilgili konu ve meseleler sarf, nahiv, aruz ve belâgatla tıp, felsefe, mûsiki, kıraat ve tecvide dair eserlerin içinde dağınık şekilde çok eski zamanlardan beri ele alınmıştır.

Gırtlak sesin oluşumu ve biçimlenmesinde yardımcı olan ilk organdır. Hava akımı titreşerek ya da titreşmeden gırtlakta sese dönüşür. Burada oluşan tınılar güzel bir ses için gereken özelliklerden yoksundur ve konuşma sesi biçimini almamış salt seslerdir. Bunların biçimlenerek konuşma sesine dönüşmesi ağız, burun ve boğaz boşluklarının oluşturduğu titreşim bölgelerinde gerçekleşir. Dişler seslerin oluşmasında önemli görevler üstlenirse de bu konuda en etkili organ güçlü kaslarla örülü ve her türlü biçimi alabilen dildir. Bu organlar ses yolunu (hançere), yani seslerin çıktığı noktaları (mahreç) meydana getirir. Her harfin kendine has veya bazı harflerle ortaklaşa fonetik özellikleri vardır. Bunlara harflerin sıfatları denir. Arap dilinde -“lâm elif”in (لا) tek harf sayılıp sayılmamasına göre- yirmi sekiz veya yirmi dokuz harf (ses) bulunur. Bunların hepsi de ünsüzdür. Ünlüler ise hareke adı verilen işaretlerle (fetha, zamme, kesre) gösterilir. Arap dilinde bu kısa ünlülerin uzatılmış biçimi olan ve med harfleri (sâkin vâv, yâ ve elif) adı verilen uzun ünlüler de bulunur. Ayrıca harfler aslî harfler-zâit harfler, aslî harfler-fer‘î harfler şeklinde kategorilere ayrılır. Fer‘î harfler aslî harflerin imtizaç ve etkileşiminden doğan, belirli şekilleri olmayan ara sesler olup bir kısmı kıraatte ve şiir inşadında güzel bulunmuş, bir kısmı ise güzel bulunmamıştır (harflerin mahreç, sıfat ve çeşitleri hakkında geniş bilgi için bk. HARF).

İslâm geleneğinde Kur’an’ın nâzil oluşuyla birlikte Arap dilinde yer alan sesler konusuna ilgi gösterilmeye başlanmış, Kur’an öğreticileri ve okuyucuları (kurrâ) seslerin çıkış yerleri (mehâric), birbirinden ayıran nitelikleri, telaffuzu güç seslerin söylenişi, benzer seslerin birbirinden ayırt edilmesi gibi meseleler üzerinde önemle durmuştur. Kurrânın ve Kur’an öğreticilerinin seslerle ilgili birikimleri özellikle ilk dönem Arapça gramer eserlerine yansımıştır. Meselâ kadim kurrâdan ve nahiv âlimlerinden olan İbn Ebû İshak el-Hadramî’nin (ö. 117/735), özellikle Kur’an kıraatinde ortaya çıkardığı meseleler dolayısıyla hemze sesiyle ilgili beyanları ve öğrencilerine bu konuda yazdırdığı notların müstakil bir kitap oluşturacak kadar çok olduğu, bundan dolayı kendisine Kitâbü’l-Hemz adlı bir eser nisbet edildiği kaydedilir (Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, Merâtibü’n-naḥviyyîn, s. 12). Onun öğrencisi olan, kadîm kurrâdan ve nahiv âlimlerinden Îsâ b. Ömer es-Sekafî’nin zamanımıza ulaşmayan el-Câmiʿ ve el-İkmâl’i ile diğer gramer eserleri de kıraat ve fonetik konuları itibariyle yoğun olmalıdır. Nitekim Sekafî’nin öğrencisi Halîl b. Ahmed’in Kitâbü’l-ʿAyn’ında kelimeler ses esasına göre sıralanmış ve bu eser ilk düzenli ses bilimi çalışması kabul edilmiştir. Aynı şekilde temel kaynaklarından biri Sekafî’nin el-Câmiʿi olan Kitâbü Sîbeveyhi de bu konuda yoğun bilgiler içermektedir. Günümüze ulaşmış ilk gramer eseri olan Kitâbü Sîbeveyhi’de kıraate (sesler) dair verilen bilgiler geniş yer tutmaktadır. Bu eserde hemzenin gerçek ses değeriyle telaffuzu (tahkîk) ve yumuşak telaffuzuna (teshîl) dair hükümler, imâle ve feth, i‘lâl, ibdâl ve idgam gibi seslerin değişim ve dönüşüm kurallarıyla ilgili meseleler ayrıntılarıyla ele alınmıştır. Sîbeveyhi bu tür konulara Arap harflerinin sayısı, aslî-fer‘î, ünlü-ünsüz harfler, harflerin mahreç ve ses özellikleri gibi ses düzeninin oluşumu kapsamında ele alınan bilgileri zikrederek başlar. Bütün bunlar nahiv, dil ve kıraat âlimleri için temel teşkil eden konulardan sayılmıştır.

Sîbeveyhi’den sonra harflerin mahreçleri ve sıfatlarıyla ilgili hususlarda onun ifade ve kavramlarını tekrar eden ve ses bilimi çalışmalarına özel bölümler ayırarak onun izinden giden gramer, lugat ve dil bilimi eserleri kaleme alınmıştır. Bunlardan zamanımıza ulaşanların başında Müberred’in el-Muḳteḍab’ı, İbnü’s-Serrâc’ın el-Uṣûl fi’n-naḥv ve Risâletü’l-İştiḳāḳ’ı, İbn Düreyd’in Cemheretü’l-luġa’sı, Zeccâcî’nin el-Cümelü’l-kübrâ’sı, Ezherî’nin Tehẕîbü’l-luġa’sı, Ebû Ali el-Fârisî’nin el-Îżâḥ’ı, Abdullah b. Ali es-Saymerî’nin et-Tebṣıra ve’t-teẕkire’si gelir. Kitâbü Sîbeveyhi’nin bir tür özeti niteliğindeki Zemahşerî’nin el-Mufaṣṣal’ı ile buna İbn Yaîş’in yazdığı şerh seslerin mahreç ve sıfatları ile i‘lâl, ibdâl, imâle, idgam gibi ses değişim ve dönüşümlerine dair zengin mâlûmat içerir. Ses değişim ve dönüşümlerine dair meseleler sarf ilminin esasını teşkil ettiğinden bunlar Ebû Osman el-Mâzinî’nin et-Taṣrîf’i, İbn Cinnî’nin et-Taṣrîfü’l-mülûkî’si, İbn Usfûr el-İşbîlî’nin el-Mümtiʿ fi’t-taṣrîf’i, İbnü’l-Hâcib’in eş-Şâfiye’si ile bunun Radî el-Esterâbâdî şerhi gibi müstakil sarf kitaplarında ayrıntılarıyla incelenmiştir.

Sırru ṣınâʿati’l-iʿrâb adlı hacimli eseriyle Arap dilindeki sesleri ilk defa müstakil bir bilim dalı olarak ele alıp inceleyen İbn Cinnî (ö. 392/1002) Arap dilinde fonetiğin öncüsü ve kurucusu kabul edilmiştir. Müellif bu kitapta Arap harflerinin mahreçleri ve sıfatları ile bu harflere ârız olan i‘lâl, ibdâl, idgam, nakl, hazf gibi değişim ve dönüşümleri, ayrıca savt-harf farkı, savt ve harfin etimolojisi, hareke-harf farkı, aslî, fer‘î ve zâit harfler, güzel ve çirkin görülen fer‘î harfler, harflerin ses yolundaki çıkış noktalarını belirleme yöntemi ve buna göre sıralanışı, kısa ünlüler (harekeler) ve uzun ünlüler (med harfleri), bir kelimeyi oluşturan seslerin uygun olan ve olmayan kompozisyonu gibi meselelerden sonra her harfi (sesi) teker teker ele alıp ona ârız olan asıl-ziyade, i‘lâl, ibdâl, kalb, idgam, hazif gibi değişim ve dönüşümleri ele almıştır. İbn Cinnî’nin diğer eserlerinde ve özellikle el-Ḫaṣâʾiṣ’inde de fonetik meselelerle ilgili zengin bilgiler yer alır.

İbn Sînâ, Esbâbü ḥudûs̱i’l-ḥurûf’ta Arap dilindeki seslerin hançerede çıktığı yerlerle ses özelliklerini tabiattan ve hariçten verdiği eşdeğer ses örnekleriyle somutlaştırarak açıkladığı gibi el-Ḳānûn ve eş-Şifâʾ adlı eserlerinde de fonetikle ilgili bilgilere yer vermiş, onun halefi olan bazı filozoflar da benzer konulara temas etmiştir. Bunlardan biri Abdüllatîf el-Bağdâdî olup Maḳāletân fi’l-ḥavâṣ, en-Nefs ve’ṣ-ṣavt ve’l-kelâm, el-Luġa ve keyfiyyetü tevellüdihâ adlı eserleri konuyla ilgili çalışmalardan bazılarıdır. Öte yandan Halîl b. Ahmed, İbnü’s-Sikkît, Ebü’l-Hüseyin el-Müzenî, Fârâbî ve Ahmed b. Muhammed er-Râzî gibi müellifler tarafından yazılan ve “Kitâbü’l-Ḥurûf” genel başlığını taşıyan eserler içinde sadece Râzî’ninki bazı fonetik bilgiler içermektedir.

Seslerin değişim ve dönüşümleriyle ilgili meseleler sarf kitaplarında “ibdâl”, “i‘lâl”, “kalb” gibi başlıklar altında ve sarfî ibdâl kategorisi olarak incelendiği gibi Arap dilindeki kelimelerin bünyesinde meydana gelen ses değişim ve dönüşümleri lugavî ibdâl kategorisi içinde “ibdâl” genel başlığıyla müstakil eserlerde ele alınmıştır. Asmaî’nin Kitâbü’l-İbdâl’i, İbnü’s-Sikkît’in Kitâbü’l-Ḳalb ve’l-ibdâl’i, Zeccâcî’nin Kitâbü’l-İbdâl ve’l-muʿâḳabe ve’n-neẓâʾir’i, Ebü’t-Tayyib el-Lugavî’nin Kitâbü’l-İbdâl’i, İbn Cinnî’nin Teʿâḳubü’l-ʿArabiyye’si ile çağdaş yazarlardan Ahmed Muhammed Herrât’ın Muʿcemü müfredâti’l-ibdâl’i bu tür eserlerin başlıcalarıdır. Lugavî ses dönüşümleri daha çok ibdâl adıyla anıldığı gibi değişik eserlerde bedel, mebdûl, kalb, maklûb, muhavvel, muzâraa, nezâir, teâkub, muâkabe, i‘tikāb ve iştikak (kebîr/ekber) adlarıyla da anılmıştır. İbn Cinnî, el-Ḫaṣâʾiṣ’inde “Biri diğerinin yerine kullanılan iki harf (ses) bölümü” başlığı altında bu tür dönüşümlerden söz etmiştir. Âlimler eserlerinde bu tür fonetik dönüşümlerin dayandığı kural ve ilkeleri tesbit etmiştir (Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, Kitâbü’l-İbdâl, neşredenin girişi, I, 5-42). XX. yüzyılda ses bilimi ve meseleleriyle ilgili olarak Abdülkādir el-Cedîdî el-Binyetü’ṣ-ṣavtiyye fi’l-kelimeti’l-ʿArabiyye, Hüsâm Saîd Naîmî ed-Dirâsâtü’l-leheciyye ve’ṣ-ṣavtiyye, Gānim Kaddûrî Hamed el-Medḫal ilâ ʿilmi eṣvâti’l-ʿArabiyye ve ed-Dirâsâtü’ṣ-ṣavtiyye ʿinde ʿulemâʾi’t-tecvîd, Gālib Fâzıl Matlabî Fi’l-eṣvâti’l-luġaviyye ve Hasan Abbas Ḫaṣâʾiṣü’l-ḥurûfi’l-ʿArabiyye ve meʿânîhâ adıyla eserler yazmış, ayrıca İbrâhim Enîs ve Alyân b. Muhammed el-Hâzimî tarafından bazı eserler kaleme alınmıştır (bk. bibl.).

Kıraat ve tecvid kitapları da harflerin mahreçleriyle fonetik özelliklerini konu aldığından ses bilimiyle doğrudan ilgilidir. Başta Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ı olmak üzere temel gramer kitaplarını esas alan bu eserler, Arap dilindeki ve Kur’an’daki seslerin tını ve nağme özelliklerine münhasır olarak ses bilimi çalışmalarının işlevsel-pratik yönünü temsil eder. Bunlara örnek olmak üzere İbn Mücâhid’in Kitâbü’s-Sebʿa adlı eseri, Mûsâ b. Ubeydullah b. Hâkān’ın el-Ḳaṣîdetü’l-Ḥâḳāniyye fi’t-tecvîd’i, Muhammed b. Ubeydullah b. Süheyl en-Nahvî’nin Kitâbü’ḍ-Ḍâd ve’ẓ-ẓâʾ min ḥurûfi’l-hicâ’sı, Ebû Amr ed-Dânî’nin et-Taḥdîd fi’l-itḳān ve’t-tecvîd adlı risâlesi, İbnü’l-Bennâ el-Bağdâdî’nin Beyânü’l-ʿuyûbe’lletî yecibü en yectenibehe’l-ḳurrâʾ ve îżâḥu’l-edevâte’lletî büniye ʿaleyhe’l-iḳrâʾ adlı kitabı, Mekkî b. Ebû Tâlib’in Kitâbü’r-Riʿâye li-tecvîdi’l-kırâʾe ve taḥḳīḳi(lafẓi)’t-tilâve’si, Batalyevsî’nin el-Farḳ beyne’l-ḥurûfi’l-ḫamse’si, İbnü’t-Tahhân’ın Meḫâricü’l-ḥurûf ve ṣıfatühâ’sı, İbnü’l-Cezerî’nin et-Temhîd fî ʿilmi’t-tecvîd ve el-Muḳaddimetü’l-Cezeriyye adlı meşhur kasidesiyle en-Neşr fî ḳırâʾâti’l-ʿaşr’i, İbn Vesîḳ diye tanınan İbrâhim b. Muhammed el-Endelüsî’nin Fî Tecvîdi’l-kırâʾe ve meḫârici’l-ḥurûf’u zikredilebilir.


BİBLİYOGRAFYA

Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, Merâtibü’n-naḥviyyîn (nşr. M. Ebü’l-Fazl İbrâhim), Kahire 1375/1955, s. 12.

a.mlf., Kitâbü’l-İbdâl (nşr. İzzeddin et-Tenûhî), Dımaşk 1379/1960, neşredenin girişi, I, 5-42.

İbn Cinnî, Sırru ṣınâʿati’l-iʿrâb (nşr. Hasan Hindâvî), Dımaşk 1405/1985, I-II, tür.yer.

Ahmed Ateş v.dğr., Arapça Dilbilgisi I, İstanbul 1964, s. 4-14.

Demirhan Ünlü, Kur’ân-ı Kerîm’in Tecvîdi, Ankara 1971, s. 47-55, 59-64.

Nevin Selen, Söyleyiş Sesbilimi Akustik Sesbilim ve Türkiye Türkçesi, Ankara 1979, s. 1-7.

Ahmet Bulut, Arap Dili Araştırmaları I, İstanbul 2000, s. 8-16, 24-46.

İbrâhim Enîs, el-Eṣvâtü’l-luġaviyye, Kahire, ts. (Mektebetü nehdati Mısr), s. 21-24.

a.mlf., “Cühûdü ʿulemâʾi’l-ʿArab fi’d-dirâseti’ṣ-ṣavtiyye”, , XV (1962), s. 41-49.

Alyân b. Muhammed el-Hâzimî, “el-Eṣvâtü’l-ʿArabiyye beyne’l-Ḫalîl ve Sîbeveyhi”, Buḥûs̱ü Külliyyeti’l-luġati’l-ʿArabiyye, XI, Mekke 1405, s. 347-377.

M. Hassân et-Tayyân, “ʿİlmü’l-eṣvât ʿinde’l-ʿArab”, , LXIX/4 (1415/1994), s. 777-802.

Semîh Ebû Mağlî, “Cühûdün türâs̱iyye fi’d-dirâseti’ṣ-ṣavtiyye”, Mecelletü Külliyyeti’l-âdâb, LIX/3, Kahire 1999, s. 325-343.

Salman H. Al-Ani, “Ṣawtiyya”, , IX, 100-101.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2009 yılında İstanbul’da basılan 36. cildinde, 204-206 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER