ŞEBRÂVÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

ŞEBRÂVÎ

الشبراوي
Müellif: MUSTAFA ÇAĞRICI
ŞEBRÂVÎ
Müellif: MUSTAFA ÇAĞRICI
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2010
Erişim Tarihi: 17.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/sebravi
MUSTAFA ÇAĞRICI, "ŞEBRÂVÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/sebravi (17.11.2024).
Kopyalama metni

1091 (1680) yılında Kahire’de doğdu. İlim ehli saygın bir aileye mensuptur. Dedesinin doğum yeri olan Menûfiye vilâyetindeki Şebrâ köyünden dolayı Şebrâvî nisbesiyle anılır. Zebîdî’nin bu şekilde kaydettiği yerin adını Muhammed Remzî, Şübrâ diye zikretmekte ve bazı kaynaklarda nisbesi Şübrâvî olarak da geçmektedir. İlk öğrenimini dedesinden ve babasından aldı. Hocalarının isimlerini sıralayıp her biri hakkında bilgi verdiği Fehrese adlı eserinde belirttiğine göre henüz on yaşında iken Ezher şeyhi Muhammed b. Abdullah el-Haraşî’den hadis okuyup Kütüb-i Sitte icâzeti aldı. Diğer âlimlerden hadis, fıkıh, kelâm, usul, mantık ve edebiyat dersleri gördü. Aynı eserde verdiği bilgilerden hocaları arasında en çok Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed el-Huleyfî’den faydalandığı anlaşılmaktadır. Ezher şeyhi ve Mâlikî âlimi İbrâhim b. Mûsâ el-Feyyûmî vefat edince onun yerine Şebrâvî getirildi (1137/1725), böylece bu mevki Mâlikîler’den Şâfiîler’e geçmiş oldu (Cebertî, I, 296). Şebrâvî’nin o dönemdeki en büyük Şâfiî âlimleri arasında yer aldığı, cömertliğiyle tanındığı ve değerli kitapları toplamaya düşkün olduğu bildirilmektedir. Vezir Ahmed Paşa Mısır valiliğine geldikten kısa bir müddet sonra Şebrâvî ile arasında samimi bir münasebet gelişti. Şebrâvî her cuma valinin yanına giderek kendisiyle görüşür, vali de onun hutbelerini dinlerdi. Şebrâvî’den ders alanlar arasında kendisinin takdirle andığı (Fehrese, s. 91) Mısır Valisi Köprülü Abdullah Paşa ile Ömer b. Ali b. Yahyâ et-Tahlâvî, Ali b. Şemseddin el-Hudarî, Ahmed el-Arûsî, Şeyh ez-Zemzemî el-Mekkî gibi isimler zikredilmektedir. 6 Zilhicce 1171’de (11 Ağustos 1758) Kahire’de vefat eden Şebrâvî, Ezher Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Mücâvirîn Kabristanı’na defnedildi. Abdurrahman el-Cebertî, Şebrâvî’nin özellikle Ezher şeyhi olduktan sonra yürüttüğü öğretim ve telif çalışmalarındaki başarıları sayesinde halk, ulemâ ve yönetici kadro nezdinde büyük itibar ve nüfuz kazandığını, onun yönetimi sırasında Ezher öğrencilerinin davranışlarına tam bir disiplinin hâkim olduğunu kaydeder (ʿAcâʾibü’l-âs̱âr, I, 297).

Eserleri. 1. Kitâbü’l-İtḥâf bi-ḥubbi’l-eşrâf. Sekiz bölümden oluşan, müellifin kendisine ve bazı Ehl-i beyt mensuplarıyla başka şairlere ait manzumelerle zenginleştirilen eserde Ehl-i beyt’in kısaca hayatları ve faziletleri hakkında bilgi verilmekte, sahâbîlerin Ehl-i beyt’e saygı duyduğu anlatılmakta, bu arada âyet ve hadislere de yer verilerek Ehl-i beyt’i sevmenin önemi vurgulanmaktadır. Ardından Kerbelâ Vak‘ası, Yezîd’e lânet okumanın hükmü ve Hz. Hüseyin’in başının defnedildiği yerle ilgili görüşler üzerinde durulmaktadır. Kitabın çeşitli baskıları yapılmıştır (Kahire 1316 [bu baskının kenarında Abdülkāhir el-Fâkihî’nin Ḥüsnü’t-tevessül fî âdâbi ziyâreti efḍali’r-rusül ve Celâleddin es-Süyûtî’nin Kitâbü İḥyâʾi’l-meyt bi-feḍâʾili Ehli’l-beyt adlı eserleri de bulunmaktadır], 1317, 1318; Kum, ts.).

2. ʿUnvânü’l-beyân ve bustânü’l-eẕhân ve mecmûʿu neṣâʾiḥ fi’l-ḥikem. Mensur ve manzum sözlerden derlenen bir ahlâk ve nasihat kitabı olup Maarif Nezâreti tarafından okullarda okutulmak üzere 1290’da (1873) Matbaa-i Âmire’de basılmış, eserin başka baskıları da yapılmıştır (Kahire 1251, 1275, 1282, 1287, 1300, 1305, 1317; Bağdat 1257).

3. Şerḥu’ṣ-ṣadr bi-ġazveti Bedr. Müellif, 1164 (1751) yılında Vali Abdullah Paşa’nın isteği üzerine yazdığı eserin ilk şeklinde Bedir Gazvesi’ne katılan sahâbîler hakkında bilgi vermiş ve menkıbelerini anlatmış, daha sonra esere Mısır’ın tarihine dair mâlûmat ve Ali Paşa dönemine kadar Mısır valiliği yapanlarla ilgili kısa bilgiler eklemiştir (Kahire 1297, 1303, 1305).

4. Fehresetü ʿAbdillâh eş-Şebrâvî. Şebrâvî, yine Köprülü Abdullah Paşa’nın talebi üzerine eseri 1142 (1729-30) yılında kaleme aldığını belirttikten sonra kendisinin ve on hocasının hangi âlimlerden hangi kitapları okuduğunu anlatmakta, hâtimede birçok Mısırlı âlimin vefat tarihini sıralamakta ve bazıları hakkında bilgi vermektedir. Muhammed ez-Zâhî, Paris Millî Kütüphanesi’nde bulunan 2120 numaralı mecmua içindeki yazmasına dayanarak eseri el-Mevrid’de yayımlamıştır (bk. bibl.).

5. Menâʾiḥu’l-elṭâf fî medâʾiḥi’l-eşrâf (Dîvân) (Bulak 1282, 1302, 1306, 1314).

6. Ḥamlü zecel (Bulak 1290).

7. el-Manẓûmetü’ş-Şebrâviyye fi’n-naḥv. Bir ders kitabı olup çeşitli baskıları yapılmıştır (Kahire 1276, 1296, 1297, 1303, 1314, 1323). Eser Muhammed b. Muhammed b. Mansûr, Süleyman b. Ahmed, Ömer b. Ali et-Tahlâvî el-Mâlikî ve Abdülkādir b. Muhammed el-Meccâvî tarafından şerhedilmiştir (, II, 391). ed-Dürerü’n-naḥviyye ʿale’l-Manẓûmeti’ş-Şebrâviyye başlığını taşıyan son şerh basılmıştır (Cezayir, ts.).

8. ʿArûsü’l-âdâb ve ferḥatü’l-elbâb. Ahlâkı güzelleştirmenin yolları, bazı şairlerin hal tercümeleri ve şiirlerinden örneklerle cömertlik, dostluk gibi konuları içermektedir (Zeydân, III, 289).

Şebrâvî’nin diğer eserleri de şunlardır: Şerḥu’ş-Şebrâvî ʿale’r-Risâleti’l-vażʿiyye (Adudüddin el-Îcî’nin mantığa dair kısa risâlesinin şerhidir; bk. , I, 566; Habeşî, II, 984), el-ʿİḳdü’l-ferîd fi’stinbâṭi’l-ḥaḳāʾiḳ min kelimâti’t-tevḥîd, el-İstiġās̱etü’ş-Şebrâviyye, Telḫîṣü’l-ʿaḳīde, Naẓmü esmâʾi buḥûr (ebḥur)i’ş-şiʿr ve eczâʾihâ, el-Menhelü’l-mevrûd fî şerḥi Ḳaṣîdeti İbn Mesʿûd, Nüzhetü’l-ebṣâr fî reḳāʾiḳi’l-eşʿâr (yazma nüshaları için bk. , II, 362-363; Suppl., II, 391).


BİBLİYOGRAFYA

, “şbr” md.

Şebrâvî, Fehrese (nşr. Muhammed ez-Zâhî, el-Mevrid içinde), XI/4, Bağdad 1403/1982, s. 89-112.

, III, 107.

, I, 275-278, 295-297, 338.

, I, 1098-1099.

, II, 362-363; , II, 288, 390-391.

, I, 566.

, IV, 274.

M. Abdullah İnân, Târîḫu’l-Câmiʿi’l-Ezher, Kahire 1378/1958, s. 145.

Muhammed Remzî, el-Ḳāmûsü’l-coġrâfî li’l-bilâdi’l-Mıṣriyye, Kahire 1958, III, 219.

, s. 1065-1066.

, III, 289-290.

Muhyiddin et-Tu‘mî, en-Nûrü’l-ebher fî ṭabaḳāti şüyûḫi’l-Câmiʿi’l-Ezher, Beyrut 1412/1992, s. 81.

, III, 358-359.

Abdullah Muhammed el-Habeşî, Câmiʿu’ş-şürûḥ ve’l-ḥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, II, 984; III, 1889.

Muhammed el-Kādirî – Muhammed Melşûş, Fihrisü’l-maṭbûʿâti’l-ḥaceriyyeti’l-Maġribiyye, Dârülbeyzâ 2004, s. 136.

M. Abdülalîm Hüseyin, “Meşyeḫatü’l-Ezheri’ş-şerîf”, el-Ezherü’ş-şerîf fî ʿîdihi’l-elfî, Kahire, ts. (el-Hey’etü’l-Mısriyyetü’l-âmme li’l-kitâb), s. 241.

Abdülmün‘im Hafâcî – Ali Ali Subh, el-Ḥareketü’l-ʿilmiyye fi’l-Ezher fi’l-ḳarneyni’t-tâsiʿ ʿaşer ve’l-ʿişrîn, Kahire 2007, s. 108-123.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2010 yılında İstanbul’da basılan 38. cildinde, 396-397 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER