https://islamansiklopedisi.org.tr/semerkandi-muhammed-b-yeman
Nisbesinden Semerkant şehrinde veya köylerinden birinde doğduğu tahmin edilmektedir. Kureşî, İbn Kutluboğa ve Kefevî tarafından Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’nin (ö. 333/944) mensup bulunduğu tabakadan biri diye zikredilmiştir. Ancak Ebü’l-Muîn en-Nesefî’nin, “Muhtemelen Kerrâmiyye mezhebine ilk reddiye yazandır, çünkü söz konusu mezhep onun döneminde zuhur etmişti” şeklindeki ifadesi (Tebṣıratü’l-edille, I, 358) ve bu mezhebin kurucusu Muhammed b. Kerrâm’ın 255 (869) yılında vefat etmiş olması dikkate alındığında Semerkandî’nin Mâtürîdî’den önceki nesilden olduğu söylenebilir. Mâtürîdî’nin gençlik döneminde öldüğü anlaşılmakla birlikte ona hocalık yapıp yapmadığı bilinmemektedir. Eğitimini Semerkant’ta aldığı ve hayatını orada geçirdiği tahmin edilmektedir. Nesefî, aynı nesilden saydığı Kadı Ebû Abdullah Muhammed b. Eslem el-Ezdî’nin 268’de (881) vefat ettiğini yazmış, ancak Semerkandî’nin ölüm tarihini belirtmemiştir. Kâtib Çelebi onun da bu tarihte öldüğünü kaydetmiş, daha sonra bu tarih Semerkandî’nin vefat tarihi olarak kabul edilmiştir.
Nesefî’nin Semerkant kelâmcılarının eskilerinden (kudemâ) saydığı Muhammed b. Yemân’ın Semerkant’ta ve genelde Mâverâünnehir ulemâsı arasında oldukça saygın bir konuma sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bazı kaynaklarda fakih, mütekellim ve muhaddis diye zikredilen Semerkandî’nin başta kelâm olmak üzere fıkıh ve hadis ilimlerinde yetkin bir âlim olduğu söylenebilir. Kerrâmiyye mezhebini eleştirmek için kaleme aldığı eseri görenlerin onun kelâm ilmindeki derinliğini ve usûlü’d-dîndeki bilgisini anlayacağını söyleyen Nesefî, Semerkandî’ye Meʿâlimü’d-dîn, el-İʿtiṣâm ve er-Red ʿale’l-Kerrâmiyye adlı eserleri nisbet etmekte ve kelâm ilmine dair başka teliflerinin de bulunduğunu belirtmektedir (Tebṣıratü’l-edille, I, 358). Brockelmann ve Sezgin, Meʿâlimü’d-dîn’in Meşhed’de bir nüshasının olduğunu kaydetmekte (GAL Suppl., I, 342; GAS, I, 600), Rudolph ise bu kitapta özellikle fıkıh meselelerinin ele alındığını söylemektedir (al-Māturīdī, s. 81). Nitekim Meʿâlimü’d-dîn fî fıḳhi’l-ʿâmme adını taşıyan eserde Gazzâlî, Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî, Nevevî ve Beyzâvî gibi Şâfiî mezhebinin muahhar dönem âlimlerine sıkça referanslarda bulunulmasından (meselâ bk. vr. 128b, 171a, 172b, 181a, 204a) söz konusu telifin Semerkandî’nin kelâma dair Meʿâlimü’d-dîn’i değil geç döneme ait bir Şâfiî fıkıh kitabı olduğu anlaşılmaktadır. Nesefî, Semerkandî’nin er-Red ʿale’l-Kerrâmiyye’sinden ilk Kerrâmîler’e ait bir görüş de nakleder (Tebṣıratü’l-edille, I, 164, 358). Yine onun kaydında el-İʿtiṣâm’ın kelâm ilmini ilgilendirdiği belirtilmekle beraber Kâtib Çelebi’nin ifadesinden (Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 119) eserin hadis ilmine dair olduğu sonucu çıkarılarak bu tesbit esas alınmıştır. Bağdatlı İsmâil Paşa müellife Kitâbü’l-Envâr adlı bir eser daha nisbet etmektedir (Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 17). Ancak kütüphane kataloglarında bu eserin yazma nüshalarına rastlanmamıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Nesefî, Tebṣıratü’l-edille (Salamé), I, 164, 358.
Kureşî, el-Cevâhirü’l-muḍıyye, III, 400-401.
Meʿâlimü’d-dîn, Meşhed Ktp., Âsitân-i Kuds-i Razavî, nr. 2605 (fotokopisi için bk. İSAM Ktp., nr. 174059), vr. 1a, 128b, 171a, 172b, 181a, 204a, 248b.
İbn Kutluboğa, Tâcü’t-terâcim, s. 68.
Mahmûd b. Süleyman el-Kefevî, Ketâʾibü aʿlâmi’l-aḫyâr min fuḳahâʾi meẕhebi’n-Nuʿmâni’l-muḫtâr, Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1931, vr. 133a.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 119, 839; II, 1726.
Leknevî, el-Fevâʾidü’l-behiyye, s. 202.
Brockelmann, GAL Suppl., I, 342.
Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 17.
Sezgin, GAS, I, 600.
U. Rudolph, al-Māturīdī und die Sunnitische Theologie in Samarkand, Leiden 1997, s. 80-82.
I. Abbas, “Abū Bakr Moḥammad b. al-Yamān al-Samarqandī”, EIr., I, 264-265.