https://islamansiklopedisi.org.tr/serif-el-girnati
696 (1297) yılında Sebte’de (Ceuta) birçok edip, âlim ve kadı yetiştirmiş bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk tahsilini ve hıfzını Sebte’de bir edip ve âlim olan babası Ebü’l-Abbas’ın yanında tamamladı. Ardından Arap dili ve edebiyatı âlimi Ebû Abdullah Muhammed b. Ali b. Hânî es-Sebtî, hadis âlimi, hatip ve seyyah İbn Rüşeyd, İbnü’ş-Şât, Kadı Ebû İshak el-Gāfikī, Kadı Muhammed b. Muhammed el-Lahmî el-Kurtubî’den ders aldı. Öğrencileri arasında Lisânüddin İbnü’l-Hatîb, İbrâhim b. Mûsâ eş-Şâtıbî, vezir ve kâtip İbn Zümrek, İbn Kunfüz, Ebü’l-Kāsım İbn Rıdvân el-Mâlekī, Ebû Abdullah Muhammed b. Muhammed İbn Cüzey el-Kelbî, edip ve şair İbn Hâtime ve tarihçi İbn Haldûn gibi meşhur simalar bulunur.
Şerîf el-Gırnâtî, Endülüs’teki ilim adamlarıyla görüşmek ve ders vermek amacıyla Endülüs’ün liman şehri Mâleka’ya (Malaga) gitti. Burada kısa zamanda tanındı. Reîsülküttâb Ebü’l-Hasan İbnü’l-Ceyyâb onu Dîvân-ı İnşâ’ya kâtip olarak aldı; kısa bir süre sonra kadılığa tayin edildi. Önce Reyye’de, ardından Mâleka’da kadılık yaptıktan sonra Ebü’l-Velîd I. İsmâil zamanında (1314-1325) Gırnata’ya geçti. Burada Benî Ahmer’den (Nasrîler) yakın ilgi gördü. Ebü’l-Velîd ona inşâ kâtipliği, kadılık ve büyük camide hatiplik görevleri verdi; ayrıca Kastilya (Castilla) ve Mağrib’deki (Kuzey Afrika) Merînîler’in devlet adamlarıyla ilişkilerde kendisinden elçi sıfatıyla yararlandı. Sultan Ebü’l-Haccâc Yûsuf b. İsmâil tarafından kadılıktan azledilince (747/1346-47) Arap dili ve edebiyatı ile fıkıh dersleri vermeye başladıysa da kadılık görevi iade edilip önce Vâdîâş, ardından Gırnata’da görevini sürdürdü. Ebü’l-Haccâc’ın oğlu Ganî-Billâh onun rütbesini yükselterek Gırnata’daki kadılık görevine devam etmesini istedi. Âdil kararlarıyla mağdurların haklarını koruyan Şerîf el-Gırnâtî kadılık görevinde iken 21 Şâban 760 (18 Temmuz 1359) tarihinde vefat etti. Kadılık yapan Ebü’l-Meâlî ile Ebü’l-Abbas adında iki oğlu vardı. Öğrencisi İbn Zümrek başta olmak üzere birçok şair onun için mersiye yazmıştır.
Zeki, dürüst ve cesur bir âlim olan, vakur ve mütevazi bir kişiliğe sahip bulunan Şerîf el-Gırnâtî çeşitli alanlarda kendini kabul ettirmiş bir ilim adamı, edip, kâtip ve şairdi. Arap dili ve edebiyatı, tefsir, hadis, fıkıh, aruz, ahbâr ve tarih sahalarında tanınmıştır. Zamanının önde gelen şairleri arasında yer alan Şerîf el-Gırnâtî kadim şairlerin üslûbunu benimsemiş, yenilerin kelime oyunları kabilinden lafzî süslerine itibar etmemiştir. Memleketi Sebte’ye özlemini, Gırnata’da çektiği sıkıntıları ve kişisel duygularını dile getirdiği öznel şiirleri bulunduğu gibi gazel, övgü, tasvir ve mizah türünden geleneksel temalara dair şiirleri de mevcuttur (Muhammed el-Hacvî, V/18 [1418/1997], s. 24).
Eserleri. 1. Refʿu’l-ḥucübi’l-mestûre ʿan meḥâsini’l-Maḳṣûre. Hâzim el-Kartâcennî’nin İbn Düreyd’in el-Maḳṣûre’sine nazîre olarak yazdığı ve Tunus Hafsî Sultanı Müstansır-Billâh’tan düşman eline geçmeye başlayan Endülüs için yardım talebinde bulunduğu 994 (veya 1006) beyitlik el-Maḳṣûre’sinin geniş bir şerhi ve tahlilidir (I-II, Kahire 1344; nşr. Muhammed el-Hacvî, I-IV, Rabat 1418/1997).
2. Şerḥu’l-Ḳaṣîdeti’l-Ḫazreciyye. Abdullah b. Osman el-Hazrecî’nin aruz ve kafiyeye dair kasidesinin şerhidir (nşr. Muhammed Heysem Gurre, Dımaşk 2003).
3. Taḳyîd ʿalâ Düreri’s-Simṭ fî ḫaberi’s-Sıbṭ. İbnü’l-Ebbâr’a ait eserin şerhidir.
4. Cühdü’l-muḳıl. Öğrencisi İbnü’l-Hatîb’e hediye ettiği, az sayıda şiirini içeren divanıdır.
5. ed-Dürretü’n-naḥviyye fî şerḥi’l-Âcurrûmiyye. İbn Âcurrûm’a ait eserin şerhidir.
6. et-Taḳyîdü’l-celîl ʿalâ Kitâbi’t-Teshîl. İbn Mâlik et-Tâî’nin Teshîlü’l-Fevâʾid ve tekmîlü’l-Maḳāṣıd adlı eserinin şerhidir.
7. Şerḥu’t-Tenbîh. Ebû İshak eş-Şîrâzî’ye ait eserin şerhidir.
8. Şerḥu’l-Mufaṣṣal (li’z-Zemaḫşerî).
Gırnâtî’nin kaynaklarda ayrıca el-Lüʾlüʾ ve’l-mercân ile Muḫtaṣar fi’l-ves̱âʾiḳ adlı eserleri zikredilmektedir (Şerîf el-Gırnâtî, Şerḥu’l-Ḳaṣîdeti’l-Ḫazreciyye, neşredenin girişi, s. 33-34).
BİBLİYOGRAFYA
Şerîf el-Gırnâtî, Refʿu’l-ḥucübi’l-mestûre (nşr. Muhammed el-Hacvî), Rabat 1997, neşredenin girişi, s. 23-67.
a.mlf., Şerḥu’l-Ḳaṣîdeti’l-Ḫazreciyye (nşr. M. Heysem Gurre), Dımaşk 2003, neşredenin girişi, s. 21-43.
İbnü’l-Hatîb, el-İḥâṭa, II, 181-186.
Nübâhî, Târîḫu ḳuḍâti’l-Endelüs (nşr. E. Lévi-Provençal), Kahire 1948, s. 171-177.
Burhâneddin İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müẕheb (nşr. Me’mûn b. Muhyiddin el-Cennân), Beyrut 1417/1996, s. 384-385.
İbnü’l-Ahmer, Nes̱îru ferâʾidi’l-cümân fî naẓmi fuḥûli’z-zamân (nşr. M. Rıdvân ed-Dâye), Beyrut 1967, s. 231-235.
İbn Haldûn, el-ʿİber, VII, 691-692.
Makkarî, Nefḥu’ṭ-ṭîb, V, 189-199.
Muhammed b. Abdülazîz ed-Debbâğ, Min Aʿlâmi’l-fikr, Dârülbeyzâ 1413/1992, s. 76-115.
Abdullah Muhammed el-Habeşî, Câmiʿu’ş-şürûh ve’l-ḥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, III, 1786.
Muhammed el-Hacvî, “Şâʿiriyyetü Ebi’l-Ḳāsım eş-Şerîf es-Sebtî”, Âfâḳu’s̱-s̱eḳāfe ve’t-türâs̱, V/18, Rabat 1418/1997, s. 24-34.
Maribel Ferro – Manuela Marin, “al-S̲h̲arīf al-G̲h̲arnātī”, EI2 (İng.), IX, 339-340.
Reşîd es-Selâmî, “eş-Şerîf es-Sebtî”, Maʿlemetü’l-Maġrib, Rabat 1423/2002, XVI, 5366-5367.