https://islamansiklopedisi.org.tr/talim-i-edebiyyat
Recâizâde’nin Mekteb-i Mülkiyye’de verdiği ders notlarından oluşan Ta‘lîm-i Edebiyyât 1860’lı yıllardan itibaren başlayan Batı tesirindeki yeni Türk edebiyatı örnekleri göz önünde bulundurularak kaleme alınmıştır. Başta adı olmak üzere belâgat ve inşâ geleneğinden büyük ölçüde farklılık gösteren eser Arap belâgatının meânî, beyân ve bedî‘ tasnifinin yerine yeni bir sınıflandırmayla dört ana bölümden (fasıl) meydana gelmiştir: 1. “Kuvâ-yi Zihniyenin Edebiyatta Fiili” başlıklı bu bölümde edebiyatın psikolojiyle ilişkisi ele alınarak edebî eserlerde varlığı kabul edilen fikir, his ve hayal üzerinde durulur. Güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayırma, edebî eserdeki güzelliği kavrama yeteneği “Hüsn-i Tabîat”; güzelliğin, zarafetin, inceliğin ve nüktenin mahiyeti “Zarafet ve Nüktedanlık”; güzel sanatlarda ve edebî eserde güzellik “Sanâyide Güzellik Neden İbarettir?” başlıkları altında incelenir. Aynı bölümdeki “Deha ve Hünerverî” başlığı müellifin sanata nasıl baktığını göstermesi bakımından ayrı bir önem taşır. 2. “Esâlîb” başlığını taşıyan bu bölüm fesahat, meânî, beyân ve bedî‘ alt bölümlerinden meydana gelir. Fesahati üslûbun bir niteliği kabul eden müellif sıhhat-i ifâde ve mutâbakāt-ı elfâz ayırımı ile klasik belâgattaki fesahatin konularını ele alır. Bu bölümün diğer alt başlıkları üslûbun nitelikleri olarak vuzuh, tâbiiyyet, münakkahiyyet, âheng-i selâset ve muvâfakat sırasıyla incelenir. Fransızca armoniyi “âheng-i selâset” diye karşılayan Recâizâde Ekrem üslûbu da üslûb-ı sâde, üslûb-ı müzeyyen ve üslûb-ı âlî şeklinde üçe ayırır; üslûb-ı âlîye bağlı olarak ulviyeti söz konusu eder. Kitabın bu kısmında Emile Lefranc’ın Traité théorique et pratique de littérature adlı eserinin (Paris 1837) “Style et composition” bölümü esas alınmıştır. 3. “Tezyînât-ı Üslûb ve Envâ-ı Mecâz” adlı bu bölümde üslûbu süsleyen unsurlar olarak edebî sanatlar klasik tasniften farklı bir ayırıma tâbi tutulur. Konuya daha çok mecaz noktasından yaklaşan müellif mecazları mecâz-ı tahyîlî ve mecâz-ı teblîgī şeklinde ikiye ayırır. Birinci gruptakiler istiare, istiâre-i temsîliyye, teşbih, mecâz-ı mürsel, ta‘riz ve kinaye, tevriye, telmih, tezat, mukabele, edeb-i kelâm, teşhis, intak ve müşâkele adları altında ele alınır. Buradaki edeb-i kelâmla teşhis ve intak önceki belâgat kitaplarında görülmez. İlki E. Lefranc’taki “périphrase ou circonculation”, diğeri “prosopopée”nin karşılığı olarak kullanılmıştır. Böylece Recâizâde Türk edebiyatında kullanılan, ancak adı konmayan iki sanatı edebiyat bilgilerine kazandırmış olur. Mecâz-ı teblîgī grubunda ise iltifat, terdîd, rücû, aks, tekrîr sanatları yanında ilk defa Ta‘lîm-i Edebiyyât’ta söz konusu edilen istifham, nidâ, kat‘ ve tedrîc sanatlarından bahsedilir. 4. “Sanâyi-i Lafzıyye” başlığını taşıyan bu bölümde îhâm, îhâm-ı tenâsüb, îhâm-ı tezâd, tensîk-i sıfât, iktibas ve tazmin, tecnîs, iştikak, kalb, secî ve tarsî‘, vasf-ı tahsînî, îcad ve tervîc-i elfâz sanatları ele alınır. Bunlardan vasf-ı tahsînî ile îcad ve tervîc-i elfâz yine ilk defa bu kitapta söz konusu edilmiştir. Bu şema ile Ta‘lîm-i Edebiyyât Batı retoriğini esas alan, aynı zamanda eski belâgat kuralları ile tariflerinden de yararlanılan yeni bir üslûp kitabı özelliği göstermektedir.
Yayımlandıktan sonra büyük ilgiyle karşılanan Ta‘lîm-i Edebiyyât hakkındaki yazılardan bazılarında eser yeni bir bakış açısına sahip olması bakımından takdir edilirken özellikle eski edebiyat mensupları tarafından tenkide uğramıştır. Kitap hakkında yazı yazanlar arasında başta Hacı İbrâhim Efendi ve Ahmed Midhat Efendi olmak üzere Abdülhak Hâmid, Şemseddin Sâmi, Mustafa Reşid, Fâik Reşad, Hikmet ve M. Nûri bulunmaktadır. 1886’da Recâizâde Ekrem ile Muallim Nâci arasında cereyan eden “Zemzeme”-“Demdeme” tartışmasının ardından yeniden gündeme gelen eser hakkında tekrar Hacı İbrâhim Efendi (Rusuhî imzasıyla), Adanalı Hayret, M. Zeki, M. Zîver, Ebüzziyâ M. Tevfik, Ali Râif ve M. Salâhî gibi şahsiyetler yazılar kaleme almıştır. Sadece Hacı İbrâhim Efendi’nin elliden fazla eleştiri yazmış olması eserdeki konuların ne kadar ilgi çektiğini gösterir. Ta‘lîm-i Edebiyyât söz konusu tartışmalarda daha çok bir kısım ifade zaafları, tariflerin yetersizliği, örneklerin isabetsizliği, olumlu örneklerin yeni edebiyattan, tenkit edilen örneklerin eski edebiyattan seçilmiş olması yüzünden eleştirilmiştir. Bu tartışma bir süre sonra eski-yeni tartışması şekline dönüşmüştür. Kitap hakkında o sırada Midilli’de sürgünde bulunan Nâmık Kemal’in kaleme almaya başladığı, ancak vefatı sebebiyle tamamlayamadığı risâle daha sonra Namık Kemal’in Talim-i Edebiyat Üzerine Bir Risalesi adıyla yayımlanmıştır (nşr. Necmettin Halil Onan, Ankara 1950). Türk edebiyatı tarihinde bir dönüm noktası teşkil eden Ta‘lîm-i Edebiyyât, yeni tarif ve bakış açılarıyla geniş sayılabilecek bir çevrede II. Meşrutiyet’e kadar ilgi görmüştür. Eseri bir ders kitabı olmaktan ziyade edebiyat teorisi alanına getirdiği yeni bakış açısı ve kavramlar bakımından önemli bulan Ahmet Hamdi Tanpınar onun bu tarafı üzerinde ayrıntılı biçimde durur (bk. bibl.).
Basılmadan önce bazı bölümleri Hazîne-i Evrâk’ta neşredilen Ta‘lîm-i Edebiyyât’ın ilk baskısı 1879’da litografya usulüyle yapılmış, 1882 ve 1914 yıllarında da basılmıştır. Hakkında çıkan yazılarda yöneltilen eleştiriler dolayısıyla müellifin verdiği cevaplarda eserin gerekli kısımlarının tashih edileceği yolundaki açıklamasına rağmen yeni baskılarda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Numûne-i Zeyl-i Ta‘lîm-i Edebiyyât ile (Tercümân-ı Hakîkat, nr. 1307, 20 Teşrînievvel 1298 / 1 Kasım 1882) Kudemâdan Birkaç Şâir ise (1305) eserin ikinci kısmı değil zeyli mahiyetindedir. Kâzım Yetiş Ta‘lîm-i Edebiyyât’ın Rhétorique ve Edebiyat Nazariyâtı Sâhasında Getirdiği Yenilikler başlıklı bir doktora tezi (1981, İÜ Türkiyat Enstitüsü) hazırlamıştır (bk. bibl.).
BİBLİYOGRAFYA
Ahmet Hamdi Tanpınar, XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul 2007, s. 446-447.
Kâzım Yetiş, Talîm-i Edebiyat’ın Retorik ve Edebiyat Nazariyâtı Sâhasında Getirdiği Yenilikler, Ankara 1996.
a.mlf., Belâgattan Retoriğe, İstanbul 2006, s. 12-36.
Christopher Ferrard, “The Contribution of Recā‘īzāde Maḥmūd Ekrem’s Ta‘līm-i Edebiyāt to the Development of Ottoman Rhetoric, Part II”, Osm.Ar., sy. 6 (1986), s. 139-161.
“Talim-i Edebiyat”, TDEA, VIII, 216.