https://islamansiklopedisi.org.tr/tezkiretul-evliya
Müellif, 617 (1220) yılında tamamladığı eserin önsözünde daha geniş bir kitleye hitap edebilmek için Farsça kaleme aldığı eserine Teẕkiretü’l-evliyâʾ adını koyduğunu belirtmiş ve yazılış sebeplerini maddeler halinde sıralamıştır. Bunlar, velîlerin Kur’an ve Sünnet’i en güzel şekilde açıklayan sözlerinden hem halkın hem âlimlerin faydalanmasını sağlamak, insanlar üzerinde mânevî etkisi bulunan bu sözler vasıtasıyla kalplere Allah sevgisinin yerleşmesine vesile olmak şeklinde özetlenebilir. Attâr ayrıca bu eserinden dolayı, “Kişi sevdiğiyle beraber olur” hadisinin tecellisine mazhar olup evliyanın ruhaniyetinden istifade etmeyi ve şefaatlerine ermeyi ümit ettiğini söyler.
Ca‘fer es-Sâdık’a ayrılan bölümle başlayıp Hallâc-ı Mansûr ile son bulan eser aralarında İmâm-ı Âzam, İmam Şâfiî, Ahmed b. Hanbel’in de bulunduğu toplam yetmiş iki kişinin hayatına dair bilgilerle menkıbe ve sözlerini içermektedir. Her şahıs için bir bölüm ayrılmış, her bölümün başına “zikr” (anmak) kelimesi konulmuştur. Müellif, mânevî gücünden faydalanmak amacıyla eserine Ehl-i beyt mensuplarından tasavvufa dair en çok söz söyleyen Ca‘fer es-Sâdık ile başladığını belirtir. Özellikle Veysel Karanî ve Râbia el-Adeviyye hakkında verilen bilgiler başka kaynaklarda yer almamaktadır. Esere İbrâhim el-Havvâs ile başlayıp Muhammed el-Bâkır ile sona eren yirmi beş kişiyi içeren bir zeyil yazılmıştır. Bu ilâveleri kimin yaptığı bilinmemektedir. Jan Rypka, bunlardan yirmi üçünün XIII. yüzyılda Alî-i Tûsî adlı bir kişi tarafından yapıldığı kanaatindedir (HIL, s. 239).
Attâr, eserin girişinde yararlandığı kaynaklardan kendisine ait Şerḥu’l-ḳalb adlı eserle yazarları bilinmeyen Keşfü’l-esrâr ve Maʿrifetü’n-nefs adlı eserleri zikretmiştir. Tezkirenin kaynakları arasında Abdülkerîm el-Kuşeyrî’nin er-Risâle’si ve Hücvîrî’nin Keşfü’l-maḥcûb’u da bulunmaktadır. Teẕkiretü’l-evliyâʾ esasen bir tabakat kitabı olmakla birlikte bazı tasavvuf terimlerini de içermektedir. Daha önce sûfîlerin hal tercümesine dair yazılan ve muhtemelen Attâr’ın kaynakları arasında olan Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî’nin Ṭabaḳātü’ṣ-ṣûfiyye’si ve Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin Ḥilyetü’l-evliyâʾ adlı eseriyle Teẕkiretü’l-evliyâʾ arasında benzerlikler vardır. Ancak sûfîlerden nakledilen sözlerle menkıbelerin çokluğu ve bunların tasavvuf anlayışına daha uygun biçimde kaydedilmesi Teẕkiretü’l-evliyâʾyı bu eserlerden farklı kılmaktadır. Ayrıca üslûbu kendisinden öncekilere göre daha sadedir. Bununla birlikte bölüm başlarında secili sözlerle ağır ifadelere de yer verilmiştir. Soyut açıklamalar ve aklî yorumlar yerine saf duygu, düşünce ve coşkular üzerinde durulduğundan eser çok ilgi görmüştür.
Teẕkiretü’l-evliyâʾ, ilk defa Reynold Alleyne Nicholson tarafından zeyliyle birlikte iki bölüm halinde neşredilmiştir (I-II, London 1905-1907; The Tadhkiratu’l-Awliyā [Memoirs of the Saints] of Muhammad Ibn İbrāhīm Farudu’d-dīn Attār). Mirza Muhammed Kazvînî’nin bir giriş yazısını içeren bu neşir eski nüshalara dayanmadığı için oldukça eksiktir. Eserin Hindistan’da yapılan baskılarında da (Delhi, ts.; Lahor 1306/1889, 1308/1891) birçok yanlış vardır. Mirza Muhammed Kazvînî’nin bazı düzeltmelerle gerçekleştirdiği yayımla (Tahran 1346 hş. [4. bs.]) Muhammed İsti‘lâmî’nin eski yazmalar ve matbu nüshalardan yararlanarak gerçekleştirdiği yayımda da (Tahran 1346 hş.) hatalar ve noksanlıklar bulunmaktadır (trc. Süleyman Uludağ, tercüme edenin girişi, s. 26-28). Eser, Timur’un torunu Sultan İbrâhim b. Şâhruh’un talebi üzerine Hâfız el-Allâf tarafından Farsça olarak nazma çekilip 821’de (1418) sultana takdim edilmiştir. Velînâme adı verilen bu çalışmanın 24.000 beyit içerdiği belirtilmektedir (nşr. M. Edîb el-Câder, neşredenin girişi, s. 33). Eseri Ahmed b. Muhammed et-Tûsî Esrârü’l-ebrâr (Ḫulâṣa-i Teẕkiretü’l-evliyâʾ) adıyla ihtisar etmiştir.
Türkçe, Arapça, Fransızca, İsveççe ve Urduca’ya çevrilen Teẕkiretü’l-evliyâʾnın mütercimi bilinmeyen Doğu Türkçesi’ne tercümesi üzerine Verdi Kankılıç doktora çalışması yapmıştır (1972, Uygurca Tezkiretü’l-Evliyâ Tercümesi: Araştırma-Metin, İÜ Türkiyat Enstitüsü, nr. 1300). Eserin 1511’de Mısır’da Nûreddin Ali tarafından Doğu Türkçesi’ne yapılan çevirisiyle ilgili Mustafa Kuğu tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır (2006, MÜ Türkiyat Araştırmaları Merkezi). Ali Şîr Nevâî, Nefeḥâtü’l-üns’ün tercümesi olan Nesâyimü’l-mahabbe adlı eserine Teẕkiretü’l-evliyâʾnın bazı bölümlerini Çağatay Türkçesi’ne çevirerek eklemiştir. Eser Anadolu sahasında Ahmed-i Dâî, Ali Rızâ Karahisârî, İbrâhim b. Bâyezîd, Mustafa Hemedânî gibi müellifler tarafından Türkçe’ye çevrilmiş, Ahmed-i Dâî çevirisini II. Murad’a sunmuştur. Eserin Anadolu sahasında yapılmış anonim tercümeleri de vardır. Bunlardan biri Aydınoğulları’nın kurucusu Mehmed Bey, bir diğeri Candaroğlu Beyi İsfendiyar Bey adına hazırlanmıştır (Levend, I, 440). XIII. yüzyılın ikinci yarısına ait olduğu tahmin edilen ve eksik varaklar sebebiyle tamamlanıp tamamlanmadığı belirlenemeyen bir başka anonim tercüme Orhan Yavuz’un doktora çalışmasına konu olmuştur (Ferîdüddin Attar Tezkiretü’l-evliyâ’sının Eski Türkiye Türkçesi ile Tercümesi, Ankara 1988). Eserin Macar Bilimler Akademisi’nde bulunan 741 (1341) tarihli tercümesi (Török F. 33), György Hazai tarafından Nuruosmaniye Kütüphanesi ile (nr. 2299) İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki (TY, nr. 937) nüshalarla karşılaştırılarak Archivum Ottomanicum dergisinde yayımlanmıştır (XX [2002], s. 274-333; XXI [2003], s. 259-340; XXII [2004], s. 213-324; XXIV [2007], s. 229-335). XV. yüzyıla ait olduğu sanılan anonim iki tercümeden biri M. Z. K. (Mehmet Zahit Kotku) (Ferîdüddin-i Attar’dan Tezkiretü’l-evliyâ, İstanbul 1959), diğeri Mahmut Sami Ramazanoğlu’nun (Ferîdüddin Attâr, Tezkiretü’l-evliyâ, İstanbul 1984) istinsahı esas alınarak Latin harfleriyle neşredilmiştir. Sinan Paşa’nın Tezkiretü’l-evliyâ adlı eseri Attâr’ın eserindeki ilk yirmi sekiz bölümün yer yer kısaltılıp ilâveler yapılarak hazırlanmış bir tercümesi niteliğindedir. Eserin ilmî neşri Emine Gürsoy Naskali tarafından gerçekleştirilmiştir (Sinan Paşa, Tezkiretü’l-evliyâ, Ankara 1987). Süleyman Uludağ da eseri geniş bir giriş ve zeyliyle birlikte Türkçe’ye çevirmiştir (İstanbul 1984, 1991, 2007).
Teẕkiretü’l-evliyâʾnın Muhammed el-Asîlî el-Vestânî (ö. 836/1432-33’ten sonra) tarafından yapılan Arapça tercümesini Muhammed Edîb el-Câder, Tahran Merkez-i Dânişgâh Kütüphanesi’ndeki eksik nüsha ile (nr. 337) Muhammed Riyâz el-Mâlih’in özel kitaplığındaki nüshayı karşılaştırarak neşretmiştir (Dımaşk 2009). Eser üzerine doktora çalışması yapan Menâl el-Yemenî Abdülazîz de Nicholson neşrini esas alıp eseri 2006’da Arapça’ya çevirmiştir (nşr. M. Edîb el-Câder, neşredenin girişi, s. 32). Pavet de Courteille, tezkireyi Uygurca tercümesine dayanarak Farsça bir nüshasıyla mukayese edip Fransızca’ya tercüme etmiş ve Uygurca metniyle birlikte neşretmiştir (Tezkereh-i-Evliâ: Le Mémorial des saints, Paris 1889-1890). Tezkireyi Mirza Jân (Envârü’l-ezkiyâ, Cawnpore 1914) ve Atâurrahman Sıddîkī tarafından Urduca’ya (Lahor 1925), Baron Erik Hermelin iki cilt halinde İsveççe’ye çevirmiştir (Ur Tazkiratu’l-Awliyâ skrifven af Shaikh Faridu’d-Dîn Attâr, Stockholm 1931-1932). Eserin ayrıca Bankey Behari (1965) ve Arthur John Arberry (Muslim Saints and Mystics: Episodes from the Tadhkirat al-Auliyā [Memorial of the Saints] by Farid al-Din Attar, London 1966) tarafından İngilizce’ye kısmî özet tercümeleri yapılmıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Ferîdüddin Attâr, Teẕkiretü’l-evliyâʾ (nşr. R. A. Nicholson), Leiden 1905, I, 2-9; a.e. (trc. Muhammed el-Asîlî el-Vestânî, nşr. M. Edîb el-Câder), Dımaşk 2009, neşredenin girişi, s. 5-38; a.e. (trc. Süleyman Uludağ), İstanbul 2007, tercüme edenin girişi, s. 11-42.
Ali Şîr Nevâî, Nesâyimü’l-mahabbe min şemâyimi’l-fütüvve (haz. Kemal Eraslan), Ankara 1996, s. 2.
Osmanlı Müellifleri, II, 223, not: 2.
Safâ, Edebiyyât, II, 1022-1023.
Storey, Persian Literature, I/2, s. 930-933.
Rypka, HIL, s. 239.
L. Rásonyi, “Feridüddin Attar Tezkeret ül-Evliyasının Budapeşte Yazması”, XI. Türk Dil Kurultayında Okunan Bilimsel Bildiriler (1966), Ankara 1968, s. 83-86.
A. Bodrogligeti, “Farīdūn Attar Tazkiratu’l-Avliyā Adlı Eserinin İlk Türkçe Tercümesi Hakkında”, a.e., s. 87-97.
Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, s. 439-441.
Ahmet Kartal, “Attâr’ın Tezkiretü’l-evliyâ İsimli Eseri ve Türkçe Tercümeleri”, Diriözler Armağanı: Prof. Dr. Meserret Diriöz ve Haydar Ali Diriöz Hatıra Kitabı (haz. M. Fatih Köksal – Ahmet Naci Baykoca), Ankara 2003, s. 383-405.
Neclâ Pekolcay, “Bir Tezkiretü’l-evliyâ Tercemesi Hakkında”, İslâm Düşüncesi, sy. 1, İstanbul 1967, s. 113-115.
Kadem Ali Serrâmî, “Ez Hergiz tâ Hemîşe: Nigâhî Dûbâre be Teẕkiretü’l-evliyâʾ”, Taḥḳīḳāt-ı İslâmî, VII/2, Tahran 1371/1992, s. 113-134.
G. Hazai, “Vorstudien zur Altanatolisch-Türkischen Version des Taẕkaratu l-Awliyā von Farīduddīn ʿAṭṭār”, Ar.Ott., XX (2002), s. 269-274.
Hellmut Ritter, “Attâr”, İA, II, 10.
M. Nazif Şahinoğlu, “Attâr, Ferîdüddin”, DİA, IV, 97-98.
Mustafa Kara, “Istılâhâtü’s-sûfiyye”, a.e., XIX, 210.
Muhammed İsti‘lâmî, “Teẕkiretü’l-evliyâʾ”, Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm, Tahran 1380/2002, VI, 781-783.