385 Ramazanında (Ekim 995) Horasan’ın Tûs şehrinde doğdu. Horasan’da yirmi üç yaşına kadar geçen yılları ile ailesi ve eğitimi hakkında fazla bilgi yoktur; kendisi de otobiyografisinde (el-Fihrist, s. 192-194) bu konuda yeterli bilgi vermemiştir. İlk bilgileri Tûs’ta İmâmiyye’ye mensup hocalardan aldı. Çevrede Sünnîliğin hâkim olması dolayısıyla bazı Sünnî hocaların derslerine devam etti. Öğrenimini büyük ihtimalle Tûs yakınlarında yeni kurulan Meşhed’de sürdürdü. 408 (1017) yılında halkının çoğunluğu Şâfiî mezhebine mensup bulunan Horasan’dan ayrılarak ömrünün büyük kısmını geçireceği, Şiî Büveyhîler’in hüküm sürdüğü Bağdat’a gitti. Hüseyin b. Ubeydullah el-Gadâirî, Ebü’l-Hasan b. Ebû Cûd, Ahmed b. Muhammed b. Mûsâ el-Ahvâzî ve Ebû Abdullah İbn Abdûn gibi dönemin ileri gelen âlimlerinden ders aldı (hocaları için ayrıca bk. Akhtar, s. 207-211). Burada İmâmiyye fıkhının yanı sıra Şâfiî fıkhını da öğrendi, özellikle Mu‘tezile düşüncesine yakın olan Şeyh Müfîd’den ders gördü. Kısa sürede hocasının önde gelen talebeleri arasına girmeyi başardı. Müfîd’in 413 (1022) yılında ölümü üzerine onun talebelerinden Şerîf el-Murtazâ’nın derslerine devam etti. Kendisini takdir eden hocası yetişmesi için gerekli ilgiyi gösterdi ve ihtiyaçlarını karşılamasında yardımcı oldu. Tûsî, zaman içinde Şerîf el-Murtazâ’nın düşünce ve metoduna vâkıf olup bir anlamda onu geleceğe taşıyacak halefi seviyesine ulaştı. Yirmi üç yıl boyunca çalışmalarını beraber sürdürdüğü hocası henüz hayatta iken önemli eserlerini yazmaya ve çeşitli beldelerden gelen mektupları cevaplandırmaya yöneldi. Şerîf el-Murtazâ’nın 436 (1044) yılında ölümünün ardından, Şeyh Müfîd’in eski öğrencilerinden Ahmed b. Ali en-Necâşî ve Muhammed el-Kerâcekî gibi önemli âlimler henüz hayatta iken Şeyh Müfîd ile Şerîf el-Murtazâ’nın ilmî silsilesi ve temelini attıkları Usûlî düşüncesi Tûsî ile temsil edilmeye ve kendisi “Şeyhüttâife” unvanıyla anılmaya başlandı. Bu unvan daha sonra Nasîrüddîn-i Tûsî ile karıştırılmaması için Şîa tarafından özellikle kullanılacaktır. Tûsî’nin Bağdat’ın Kerh semtindeki evi ilim öğrenmek, istişarelerde bulunmak ve dinî meselelerini çözmek amacıyla gelen kişi ve heyetlerle dolup taşıyordu. Kendisinden faydalanan öğrenci sayısının 300’e ulaştığı belirtilmektedir. Bağdat’ta öğrencilik ve hocalık devresinde Şiî Büveyhîler’in güvenini kazandı. Ayrıca Abbâsî Halifesi Kāim-Biemrillâh kendisini takdir ederek ona kelâm ve irşad dersleri için bir kürsü hediye etti. Takdir gördüğü bu çevrede faaliyetlerine devam eden ve eser telifine ağırlık veren Tûsî, Bağdat’ta mevcut kütüphanelerle birlikte Büveyhî Hükümdarı Bahâüddevle’nin veziri Ebû Nasr Sâbûr b. Erdeşîr tarafından kurulan, 100.000 kadar kitabın bulunduğu belirtilen Dârülilim’den, ayrıca hocası Şerîf el-Murtazâ’nın 80.000 kitap ihtiva ettiği rivayet edilen kütüphanesinden büyük ölçüde faydalanarak on yılı aşan süre içinde eserlerinin büyük bölümünü telif etmeye muvaffak oldu.
Tûsî kırk yıl süreyle kaldığı Bağdat’ta ortaya çıkan isyanlar, kıtlık ve hastalıklar yüzünden pek çok kişinin ölmesi, bilhassa mezhep kavgalarında Kerh ve Bâbüttâk semtlerinin yağmalanması, nihayet Tuğrul Bey’in Büveyhîler’i bertaraf edip Bağdat’a hâkim olması dönemlerinde kendisini gizlemeyi tercih etti. Daha sonra devam eden karışıklıklar ve fitneler neticesinde evi, kütüphanesi ve halifenin verdiği ders kürsüsü yağmalanıp yakıldı; kendisi de Necef’e sığınmak zorunda kaldı (448/1056). Ondan ilim öğrenmek isteyen pek çok kişi de Necef’e gelip yerleşti. Böylece Necef önemli bir ilim merkezi haline geldi. Hayatının sonuna kadar kaldığı Necef’te kendisinden sonra ilmî halefi sayılan oğlu Ebû Ali Hasan başta olmak üzere Süleyman eş-Şehreştî, Şeyh Sadûk’un yeğeni Hasan b. Hüseyin b. Bâbeveyh ve torunu İshak b. Muhammed el-Kummî, İbn Şehrâşûb’un dedesi Şehrâşûb el-Mâzenderânî ve İbn Fettâl en-Nîsâbûrî gibi sınırlı sayıdaki öğrenci grubuna ders verdi, bu arada eser yazmayı sürdürdü. 22 Muharrem 460 (2 Aralık 1067) tarihinde vefat etti ve Necef’te defnedildi.
Eserleri. Ebû Ca‘fer et-Tûsî’nin sayısı elliyi aşan teliflerinden kırk üçünün ismi onun el-Fihrist adlı eserinde kendisi tarafından kaydedilmiştir (s. 192-194), En çok bilinen ve yayımlanan eserleri şunlardır. A) Tefsir. et-Tibyân fî tefsîri’l-Ḳurʾân. Klasik dönem İmâmiyye Şîası’nın en önemli tefsirlerinden biri kabul edilir. Eserde bazı durumlarda rivayetlere yer verilmekle birlikte dirâyet yöntemi kullanılarak istidlâllerde bulunulmuş, kıraat, meânî ve i‘rab meselelerine temas edilmiş, müteşâbih âyetler üzerinde durulmuş, Cebriyye, Müşebbihe ve Mücessime gibi grupların görüşleri eleştirilmiş, dinî hükümlerin usul ve fürûu hakkında açıklamalar yapılmıştır. et-Tibyân, Ali b. Şîrâzî’nin tashihiyle iki cilt olarak (Tahran 1364/1945), Âgā Büzürg-i Tahrânî’nin takdimi ve Ahmed Habîb Kasîr el-Âmilî’nin tahkikiyle on cilt halinde (Necef 1957-1965; Beyrut, ts., [Dâru ihyâi’t-türâsi’l-Arabî]) yayımlanmış, müellifin çağdaşlarından İbn İdrîs Muhammed b. Ahmed el-İclî ve Ebû Abdullah Hârûn tarafından Muḫtaṣarü’t-Tibyân adıyla ihtisar edilmiştir. Şiî müfessiri Tabersî Mecmaʿu’l-beyân’ını kaleme alırken Tibyân’ın kendisi için örnek teşkil ettiğini belirtmekle beraber eserin dilini ve tertibini eleştirmiştir (bk. MECMAU’l-BEYÂN).
B) Hadis. 1. Tehẕîbü’l-aḥkâm (fî şerḥi’l-Muḳniʿa). İmâmiyye’nin “kütüb-i erbaa” diye adlandırılan dört temel hadis kitabının üçüncüsüdür. Müellifin hocası Şeyh Müfîd’in er-Risâletü’l-muḳniʿa adlı fıkıh kitabı esas alınarak ilgili konulara ait 13.590 hadisin derlenip şerhedilmesiyle meydana gelen eser Tahran (I-II, 1316-1318), Necef (I-IX, 1377-1382) ve Beyrut’ta (I-X, 1401/1981) basılmış, üzerine çok sayıda şerh ve hâşiye yazılmıştır (bk. KÜTÜB-i ERBAA). 2. el-İstibṣâr (fî ma’ḫtülife mine’l-aḫbâr). Bir önceki eserin muhtasarı olup yaklaşık 5500 hadis ihtiva eden eser kütüb-i erbaanın dördüncüsünü teşkil etmektedir (Leknev 1307/1889; Tahran 1317, 1363; I-IV, Necef 1375-1376; Beyrut 1390; nşr. Hasan el-Harsân, Tahran 1390, 1395). 3. Emâli’ş-Şeyḫ eṭ-Ṭûsî. Daha çok müellifin sünnetle ilgili imlâlarını ihtiva eden iki ciltlik bir eserdir ve Muhammed Sâdık Bahrülulûm’un bir mukaddimesiyle yayımlanmıştır (Necef 1964; Beyrut 1401; Meşhed 1410/1990; Kum 1414/1994).
C) Kelâm. 1. Temhîdü’l-uṣûl fî ʿilmi’l-kelâm. Hocası Şerîf el-Murtazâ’nın Cümelü’l-ʿilm ve’l-ʿamel adlı Şîa akaidine dair esaslarla birlikte bazı fıkhî konuların da ele alındığı eserinin hacimli şerhidir (nşr. Abdülmuhsin Dînî, Tahran 1358 hş./1980, 1983). 2. el-İḳtiṣâd* fîmâ yeteʿallaḳu bi’l-iʿtiḳād. Müellifin Temhîdü’l-uṣûl’ünün muhtasarıdır. Eserde ilim, amel, tevhid, adl, va‘d, vaîd, nübüvvet, imâmet ve şer‘î ibadetler gibi konular ele alınmaktadır. İmâmet bahsi hariç Mu‘tezilî anlayışın Şîa akaidine yansıdığını ortaya koyan eser el-İḳtiṣâd fîmâ yeteʿallaḳu bi’l-iʿtiḳād adıyla yayımlanmıştır (Necef 1399/1979; Beyrut 1406). 3. Telḫîṣü’ş-Şâfî. Şerîf el-Murtazâ’nın, hocası Kādî Abdülcebbâr’ın el-Muġnî adlı eserinin imâmetle ilgili kısımlarına reddiye mahiyetinde yazdığı eş-Şâfî fi’l-imâme’sinin muhtasarıdır (Tahran 1302/1884; I-IV, nşr. Bahrülulûm Hüseyin b. Muhammed Takī, Necef 1963-1965). 4. Kitâbü’l-Ġaybe. On ikinci imamın 260 (874) yılından itibaren başlayan küçük ve büyük gaybet dönemlerini, ilk dönemde görevlendirilen sefirleri ve imamdan onlara gelen tevkī‘leri ele alan bir eserdir (nşr. Muhammed b. Hasan et-Tebrîzî, Tebriz 1324/1906; nşr. Âgā Büzürg-i Tahrânî, Necef 1385/1966; nşr. Ali Ahmed en-Nâsıh, Kum 1990; nşr. İbâdullah et-Tahrânî-Ali Ahmed en-Nâsıh, Kum 1411; Beyrut 2008).
D) Fıkıh. 1. el-ʿUdde fî uṣûli’l-fıḳh (ʿUddetü’l-uṣûl). Kitapta yazıldığı döneme kadar tartışılan hemen bütün usul meseleleri ele alınmış ve farklı mezhep görüşlerine yer verilmiştir (Bombay 1312/1894; Tahran 1314/1896; nşr. Necef Mehdî, Necef 1403/1983 [Müessesetü Âli’l-beyt]; el-ʿUdde fî uṣûli’l-fıḳh, nşr. Muhammed Rızâ el-Ensârî el-Kummî, Kum 1417). 2. el-Mebsûṭ fi’l-fıḳh. İmâmiyye fıkhının fer‘î hükümleriyle ilgili olan kitap Tûsî’nin son eserlerindendir. Müellifin en-Nihâye’sinde özet şeklinde verilen pek çok mesele burada genişçe işlenir. Eser tahkik edilerek sekiz cilt halinde yayımlanmıştır (Tahran 1270/1853; nşr. Muhammed Takī el-Keşfî, Tahran 1387/1967; nşr. Muhammed Bâkır el-Behbûdî, Tahran, ts. [el-Mektebetü’l-Mustafaviyye]; el-Mebsûṭ fî fıḳhi’l-İmâmiyye, Kum 2007), 3. en-Nihâye fî mücerredi’l-fıḳh ve’l-fetâvâ. Müellifin İmâmiyye fıkhına dair diğer önemli bir eseri olup Şiî medreselerinde ders kitabı olarak okutulmuş (Tahran 1276, 1333 hş.; Beyrut 1390/1970), daha sonra Muhakkık el-Hillî’nin Şerâʾiʿu’l-İslâm adlı eseri bunun yerini almıştır. Muhakkık el-Hillî tarafından Nüketü’n-Nihâye (en-Nihâye ve nüketühâ) adıyla şerhedilen eser (Tahran 1276; I-III, Kum 1412) Farsça’ya (trc. Muhammed Bâkır Sebzevârî, Tahran 1360/1981) ve İngilizce’ye (A Concise Description of Islamic Law and Legal Opinions, trc. A. Ezzati, London 2008) çevrilmiştir. 4. el-Îcâz fi’l-ferâʾiż ve’l-mevârîs̱. en-Nihâye’nin ilgili kısımlarının özetidir (nşr. Muhammed Hâdî el-Emînî, Necef 1963). 5. Kitâbü’l-Ḫilâf (el-Ḫilâf fi’l-aḥkâm, Mesâʾilü’l-ḫilâf). Fıkıh mezhepleri arasındaki ihtilâfları konu edinmektedir (nşr. Hâcî Âgā Hüseyin Tabâtabâî el-Burûcirdî, Tahran 1370/1950, 1376, 1377; Necef 1376; Kum 1950, 1963, 1993). 6. Resâʾilü’ş-Şeyḫ eṭ-Ṭûsî (er-Resâʾilü’l-ʿaşr). Müellifin daha çok fıkıh konularında yazdığı çeşitli risâlelerinden oluşmuştur (Kum, ts. [Müessesetü’n-neşri’l-İslâmî]). 7. Miṣbâḥu’l-müctehid. İbadet ve dua hakkında olan eseri (Meşhed 1338/1919; Beyrut 1991), İbnü’l-Mutahhar el-Hillî ihtisar etmiştir. 8. el-Cümel ve’l-ʿuḳūd (fi’l-ʿibâdât). İbadetleri ve bazı şer‘î akidleri sade bir dille ve özet halinde anlatmak amacıyla yazılmıştır (nşr. M. Vâizzâde Horasânî, Kum, ts. [Müessesetü’n-neşri’l-İslâmî]; Meşhed 1348 hş./1969). Muhakkık el-Hillî bu eseri el-Maḳṣûd mine’l-Cümel ve’l-ʿuḳūd adıyla ihtisar etmiştir.
E) Tabakat/Ricâl. 1. el-Fihrist (Fihristü’ṭ-Ṭûsî). Şîa ricâl ve ulemâsının alfabetik sıraya göre ele alınıp eserlerinin incelendiği bir kitaptır (nşr. A. Sprenger-Mevlâ Abdülhak, Kalküta 1271/1855; nşr. Muhammed Sâdık Âl-i Bahrülulûm, Necef 1937, 1961; Beyrut 1403/1983; nşr. Cevâd el-Kayyûmî, [baskı yeri yok] 1417 [Müessesetü neşri’l-fukahâ]). 2. İḫtiyârü maʿrifeti’r-ricâl. Keşşî’nin er-Ricâl’inden oluşturulan, çok sayıda Şiî âlimi ve ileri gelenlerini içeren bir eserdir (nşr. Hasan el-Mustafavî, Meşhed 1348 hş./1969; nşr. Mehdî er-Recâî, Kum 1404/1984; Tahran 1424/2004). 3. Ricâlü’ṭ-Ṭûsî (er-Ricâl). Hz. Peygamber’den ve Ehl-i beyt’ten rivayette bulunan râvilerin on ikinci imam dönemine kadar alfabetik sıraya göre kaydedildiği güvenilir Şîa hadis ricâli kitaplarındandır (nşr. Muhammed Sâdık Âl-i Bahrülulûm, Necef 1381/1961; nşr. Cevâd el-Kayyûmî el-İsfahânî, Kum 1415; kaynaklarda müellife nisbet edilen diğer eserlerin bir listesi ve değerlendirilmeleri için bk. Kays Âl-i Kays, III, 247-271; Akhtar, s. 217- 244).
BİBLİYOGRAFYA Ebû Ca‘fer et-Tûsî, et-Tibyân fî tefsîri’l-Ḳurʾân (nşr. Ahmed Habîb Kasîr el-Âmilî), Beyrut, ts. (Dâru ihyâi’t-türâsi’l-Arabî), Âgā Büzürg-i Tahrânî’nin takdimi, I, s. e-ebk; a.mlf., el-Fihrist, Beyrut 1403/1983, s. 192-194; Ahmed b. Ali en-Necâşî, er-Ricâl (nşr. M. Cevâd en-Nâînî), Beyrut 1408/1988, II, 332; İbn Şehrâşûb, Meʿâlimü’l-ʿulemâʾ (nşr. M. Sâdık Âl-i Bahrülulûm), Beyrut, ts. (Dârü’l-edvâ), s. 114-115; İbnü’l-Cevzî, el-Muntaẓam (Atâ), XVI, 110; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, X, 58; Hasan b. Ali b. Dâvûd el-Hillî, er-Ricâl (nşr. M. Sâdık Âl-i Bahrülulûm), Necef 1392/1972, s. 169-170; Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XVIII, 334-335; a.mlf., Târîḫu’l-İslâm: sene 441-460, s. 490-491; Safedî, el-Vâfî, II, 349; Sübkî, Ṭabaḳāt (Tanâhî), IV, 126-127; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, V, 35; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, Kahire 1353/1935, V, 82; Dâvûdî, Ṭabaḳātü’l-müfessirîn, II, 126-127; Muhammed b. Ali el-Hâirî el-Erdebîlî, Câmiʿu’r-ruvât, Beyrut 1403/1983, II, 95; Bahrülulûm-i Tabâtabâî, Ricâlü’s-seyyid Baḥri’l-ʿulûm: el-Fevâʾidü’r-ricâliyye (nşr. M. Sâdık Bahrülulûm-Hüseyin Bahrülulûm), Tahran 1363 hş., III, 227-239; M. İkbâl el-Ensârî, “Şeyḫu’ṭ-Ṭaʾife Ebû Caʿfer ḥayâtühû ve müʾellefâtüh”, eẕ-Ẕikra’l-elfiyye li’ş-Şeyḫ eṭ-Ṭûsî, Meşhed 1972, s. 491-572; Seyyid Rızâ Sadr, “Negâhî be Âs̱âr-i Fıḳhî Şeyḫ Ṭûsî”, Yâdnâme-i Şeyḫ Ṭûsî (nşr. M. Vâizzâde Horasânî), Meşhed 1976, s. 264-317; Hasan es-Sadr, Teʾsîsü’ş-Şîʿa li-ʿulûmi’l-İslâm, Beyrut 1401/1981, s. 266-267; Aʿyânü’ş-Şîʿa, IX, 159-167; Abbas el-Kummî, el-Künâ ve’l-elḳāb, Beyrut 1403/1983, II, 394; Âgā Büzürg-i Tahrânî, eẕ-Ẕerîʿa ilâ teṣânîfi’ş-Şîʿa, Beyrut 1403/1983, I, 365; II, 14, 36, 269, 486; III, 328; IV, 423; V, 9, 145; XX, 363; XXII, 91; a.mlf., Zindegînâme ve Âs̱âr-ı Şeyḫ Ṭûsî, Tahran 1376, s. 1-137; Kays Âl-i Kays, el-Îrâniyyûn, III, 226-271; S. Waheed Akhtar, Early Shī‘ite Imāmiyyah Thinkers, New Delhi 1988, s. 205-244; Muʿcemü ṭabaḳāti’l-mütekellimîn, Kum 1424/1382, II, 233-236; M. Vâizzâde Horasânî, Şerḥ-i Ḥâl ve Âs̱âr-ı Şeyḫ Ṭûsî, Meşhed, ts. (Dânişgede-i İlâhiyyât ve Maârif-i İslâmî), s. 2-33; Seyyid Sâmir Hâşim el-Amîdî, “Devrü’ş-şeyḫ eṭ-Ṭûsî fî ʿulûmi’ş-şerîʿati’l-İslâmiyye”, Türâs̱ünâ, XIII/52, Kum 1418, s. 36-65; Mohammad Ali Amir-Moezzi, “al-Ṭūsī”, EI
2 (İng.), X, 745-746.
Bu bölüm ilk olarak 2012 senesinde İstanbul'da basılan TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 41. cildinde,
433-435 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.