https://islamansiklopedisi.org.tr/ubbi
745 (1344-45) yılı civarında doğduğu tahmin edilmektedir. Berberî asıllı Veştât kabilesinden ve Tunus’un kuzeybatısında yer alan Kâf bölgesindeki Übbe köyündendir. En önemli hocası kendisinden naklî ve aklî ilimler sahasında çok faydalandığı İbn Arafe’dir. Küçük yaşlardan itibaren İbn Arafe’nin derslerine devam etti. Kelâm, fıkıh, tefsir ve tasavvufa dair birçok konuda onunla tartıştı, kendisine itirazlarda bulundu ve zamanla hocasının önde gelen talebelerinden biri oldu. Talebesinin itirazlarına cevap yetiştirmek için geceleri dahi çalışmak zorunda kaldığını belirten İbn Arafe’nin, “Bir yanımda Übbî, bir yanımda Burzülî gibi iki aslan varken beni uyku tutar mı?” dediği nakledilmektedir (Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, s. 488). Übbî’nin diğer hocaları arasında Ebü’l-Abbas Ahmed b. İdrîs el-Bicâvî, Kādî Ebü’l-Abbas Ahmed b. Haydere, Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-Kassâr, Ebû Abdullah Muhammed b. İdrîs el-Muhâsibî ve Ebü’l-Hasan Muhammed b. Ahmed el-Batranî’nin adları anılır.
Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, Übbî’nin birçok ilmî seyahat (rihle) yaptığını ve hacca gittiğini zikretmekle birlikte bir dönem bulunduğu Mehdiye dışında (Abdurrahman Avn, s. 121) nerelere seyahat ettiği bilinmemektedir. Übbî’nin hacca gitmiş olması ihtimali sonraki bazı kaynaklar tarafından zayıf görülmekle birlikte (a.g.e., s. 127-128) onun Ahmed b. Abdullah el-Gazzî ile Hicaz’da görüştüğüne dair kayıtlar vardır (DİA, XIII, 536). Erken yaşlarda Medresetü’t-Tevfîk’te (bugün Câmiatü’z-Zeytûne’ye bağlı el-Ma‘hedü’l-âlî li’l-hadâreti’l-İslâmiyye) ilim tahsiline başlayan Übbî, tahsilinden sonra aynı medresenin yakınlarındaki Câmiu’l-hevâ, el-Câmiu’l-kebîr ve el-Câmiu’l-a‘zam’da imamlık yaptı. Bu görevleri sırasında kendisinden pek çok talebe fıkıh, hadis ve tefsir okudu. İbn Nâcî, Ebû Hafs Ömer b. Muhammed el-Bâcî, Ebû İshak İbrâhim b. Fâid ez-Zevâvî, Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed b. Kuheyl et-Tûnisî, Ebû Zeyd es-Seâlibî onun talebelerinden bazılarıdır. 808’de (1405) Cezîre-i Kıbeliyye (Kuzeydoğu Tunus) kadılığına tayin edilen Übbî, Ebû Fâris Azzûz’un idareciliği döneminde Tunus şehri müftülüğüne getirildi ve ölünceye kadar bu görevde kaldı. Übbî hem naklî hem aklî ilimlere vâkıf çok yönlü bir âlim olup kaynaklarda “Mağrib âlimi, hâfız, müdekkik ve muhakkik” gibi nitelikleriyle zikredilmiştir. Daha çok hadis yönü ön plana çıkmakla birlikte aynı zamanda hocasının tefsirine notlar ilâve edecek derecede tefsir bilgisine ve kadılık yapacak derecede fıkıh ilmine sahipti. Şiirle uğraşmışsa da bu alandaki eserleri başarılı bulunmamıştır.
Eserleri. 1. İkmâlü İkmâli’l-Muʿlim bi-fevâʾidi Müslim. Übbî’nin en meşhur telifi olan bu eser Müslim’in ilk şerhlerinden ve fıkhü’l-hadîs literatürünün en güzel örneklerinden biri olan Mâzerî’nin el-Muʿlim’i üzerine Kādî İyâz tarafından yazılan İkmâlü’l-Muʿlim’in şerhi olup Ṣaḥîḥu Müslim ile birlikte neşredilmiştir (I-VII, Kahire 1327-1328/1909-1910; nşr. Muhammed Sâlim Hâşim, I-IX, Beyrut 1415/1994). Übbî İkmâlü’l-İkmâl’i telif ederken Mâzerî, Kādî İyâz, Ahmed b. Ömer el-Kurtubî ve Nevevî’nin şerhlerini esas almış, ayrıca hocası İbn Arafe’nin görüşlerine sık sık atıfta bulunmuştur. Yararlandığı müelliflerin görüşlerini nakletmekle kalmayıp onları eleştirmiş, özellikle hadis usulüne dair konulara yer vermiş, dini doğru anlayabilmek için sünnete önem vermenin gerekliliği üzerinde durmuştur. Eserde Übbî’nin kendi dönemi ve çevresi hakkında başka kaynaklarda bulunmayan bilgiler de yer almaktadır. Muhammed b. Yûsuf es-Senûsî, İkmâlü’l-İkmâl üzerine Mükemmilü İkmâli’l-İkmâl adıyla bir muhtasar yazmış ve bu iki eser birlikte neşredilmiştir (Riyad, ts. [Mektebetü’t-Taberiyye]; nşr. Muhammed Sâlim Hâşim, Beyrut 1415/1994). Übbî’ye ve bu eserine dair Abdurrahman Avn tarafından hazırlanan doktora tezi yayımlanmıştır (bk. bibl.).
2. et-Taḳyîdü’l-kebîr. Bazı kaynaklarda Tefsîrü’l-Ḳurʾâni’l-ʿaẓîm şeklinde kaydedilen eser Übbî’nin, hocası İbn Arafe’nin tefsir derslerinde kaydettiği notlardan meydana gelmektedir. Nitekim esere Tefsîru İbn ʿArafe bi-rivâyeti’l-Übbî veya Taḳyîdü’l-Übbî ʿalâ Tefsîri İbn ʿArafe şeklinde atıf yapıldığı gibi (Abdurrahman Avn, s. 154) eserin çoğunun İbn Arafe’ye ait olduğu da zikredilmektedir (Sa‘d Gurâb, s. 107). Kitabın iki cüzü Hasan Mennâî tarafından Tefsîrü’l-İmâm İbni ʿArafe bi-rivâyeti’l-Übbî adıyla yayımlanmıştır (Tunus 1986, 1987, 1990).
3. Şerḥu Fürûʿi İbni’l-Ḥâcib. Übbî’ye nisbet edilen eserin (Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1256) günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir.
4. Şerḥu’l-Müdevvene. Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî tarafından müellife izafe edilmektedir (Neylü’l-ibtihâc, s. 487).
5. ed-Dürretü’l-vüsṭâ fî müşkili’l-Muvaṭṭaʾ. İkmâlü İkmâli’l-Muʿlim’in nâşiri M. Sâlim Hâşim eseri Übbî’ye nisbet etmekle birlikte (neşredenin girişi, s. 8) aslında eserin Ebû Abdullah Muhammed b. Halef el-İlbîrî’ye ait olduğu anlaşılmaktadır (el-Fihrisü’ş-şâmil, II, 781).
BİBLİYOGRAFYA
Übbî, İkmâlü İkmâli’l-Muʿlim bi-fevâʾidi Müslim (nşr. M. Sâlim Hâşim), Beyrut 1415/1994, neşredenin girişi, s. 7-8.
İbn Hacer, Tebṣîrü’l-müntebih, I, 21.
Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, Neylü’l-ibtihâc (nşr. Abdülhamîd Abdullah el-Herrâme), Trablus 1989, s. 487-488.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 557-558; II, 1256.
Sezgin, GAS (Ar.), I, 265-266.
Abdurrahman Avn, Ebû ʿAbdillâh el-Übbî ve kitâbühû el-İkmâl, Tunus 1983, s. 121, 127-128, 154.
Hasan Hüsnî Abdülvehhâb, Kitâbü’l-ʿÖmr fi’l-muṣannefât ve’l-müʾellifîne’t-Tûnisiyyîn (nşr. Muhammed el-Arûsî el-Matvî – Beşîr el-Bekkûş), Beyrut 1990, I, 330-335.
el-Fihrisü’ş-şâmil: el-Ḥadîs̱ (nşr. el-Mecmau’l-melekî), Amman 1411/1991, II, 781.
Sa‘d Gurâb, İbn ʿArafe ve’l-menzeʿu’l-ʿaḳlî, Tunus 1993, s. 99-109.
Necm Abdurrahman Halef, İstidrâkât ʿalâ Târîḫi’t-türâs̱i’l-ʿArabî, Cidde 1422, IV, 279-280.
M. Yaşar Kandemir, “el-Câmiu’s-sahîh”, DİA, VII, 126.
Ahmet Akgündüz, “Gazzî, Ahmed b. Abdullah”, a.e., XIII, 536.
Hasan el-Mennâî, “el-Übbî”, Mv.AU, I, 222-224.