https://islamansiklopedisi.org.tr/ummul-benin
I. (VII.) yüzyılın ortalarında Medine’de doğduğu tahmin edilmektedir. Babası Mısır Valisi Abdülazîz b. Mervân, annesi Hz. Ömer’in torunu Ümmü Âsım’dır. Baba bir erkek kardeşleri Ömer, Âsım, Ebû Bekir, Muhammed, Asbağ ve Süheyl; kız kardeşleri Ümmü Muhammed, Ümmü Süheyl, Ümmü Osman ve Ümmü’l-Hakem’dir. Daha çok Emevî Halifesi Ömer b. Abdülazîz’in kardeşi olarak tanınmıştır. Ümmü’l-Benîn’in hadis ve fıkıh alanında hem aile içerisinde kendini yetiştirme imkânı bulduğu hem de Medine’nin ilim muhitinden faydalandığı anlaşılmaktadır. Emevî Halifesi I. Velîd muhtemelen 91 (710) yılında Medine’yi ziyaret ettiğinde güzelliği, ahlâkı ve bilgisiyle tanınan Ümmü’l-Benîn ile evlendi. Bu evlilikten Abdülazîz, Muhammed ve Âişe isimli çocukları dünyaya geldi. Ümmü’l-Benîn’in evlendikten sonraki hayatı Dımaşk’ta geçti. Dımaşk’ta biri Tâhûne’de, diğeri Bâbülferâdis’in dış kısmında iki evi vardı. Sarayda kalıp kalmadığı bilinmemektedir. Ümmü’l-Benîn ilmî faaliyetlerine devam etti. Başta hadis olmak üzere ilmî ve edebî toplantılara katılarak dönemin kadın muhaddisleri arasında seçkin bir yer edindi. Kaynaklarda hadis râvisi diye kaydedilen Ümmü’l-Benîn’den İbrâhim b. Ebû Able rivayette bulunmuş, rivayet ettiği hadislerden biri Nesâî’de yer almıştır (Bolelli, s. 112).
İslâm tarihinde siyasî gelişmelerle ilgilenen ilk halife eşlerinden biri olan Ümmü’l-Benîn, Dımaşk’a gelen heyetlerden eyalet valileri hakkında bilgi alırdı. Halka zulmettiğini, ağır vergiler koyduğunu ve haksız kazanç elde ettiğini öğrendiği valilerin hediyelerini kabul etmez, onların görevlerini sürdürmelerini engellemeye çalışırdı. Haccâc b. Yûsuf’un kardeşi olan ve kötü yönetimi dolayısıyla hakkında şikâyetler bulunan Yemen Valisi Muhammed b. Yûsuf es-Sekafî’nin I. Velîd’e Mekke’de sunduğu hediyeleri meşrû yollarla elde edilmediği gerekçesiyle iade ettirmişti. Görüşlerini delilleriyle ortaya koyup fikirlerini cesaretle ifade edebilmesi ve hitabet gücü Ümmü’l-Benîn’in belirgin özellikleri arasında sayılmaktadır. Irak Valisi Haccâc b. Yûsuf’u Abdullah b. Zübeyr’i katletmesi, Kâbe’yi mancınıkla yıkması ve kadınların görüşlerine değer verilmemesi hususundaki tavsiyeleri yüzünden açıkça eleştirirdi. Devrin meşhur şairlerinden Vaddâhu’l-Yemen Abdurrahman b. İsmâil, Ümmü’l-Benîn hakkında yazdığı bir gazel yüzünden öldürüldü. Şairle Ümmü’l-Benîn arasında duygusal bir yakınlık bulunduğu yolundaki haberler doğru değildir.
117’de (735) vefat eden Ümmü’l-Benîn’in (İbnü’l-Cevzî, VII, 185) ölüm yeri ve kabrinin nerede olduğu bilinmemektedir. Ümmü’l-Benîn dindarlığı, güzel ahlâkı, belâgatı ve zekâsıyla şöhret bulmuş ve bu özellikleri şiirlere konu olmuştur. Gece ibadetlerine devam eder ve çok oruç tutardı. Bol miktarda sadaka verir, hayır hasenatta bulunurdu. Her hafta cuma günü bir köle âzat ettiği ve bağış yaptığı rivayet edilir. Ayrıca askerlere maddî destek sağlar, yine her hafta bir at satın alarak bir süvariye hediye ederdi. Sadece iyilik sahiplerine gıpta ettiğini söylerdi. “Kişi kalbindeki mehâbetullahın azametinden daha güzel bir süsle nitelenemez” sözü onun hususiyetlerinin ve hayat anlayışının bir özeti gibidir.
BİBLİYOGRAFYA
Mus‘ab b. Abdullah ez-Zübeyrî, Nesebü Ḳureyş (nşr. E. Lévi-Provençal), Kahire 1982, s. 165.
Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, Aḫbârü’n-nisâʾ fî Kitâbi’l-Eġānî (nşr. Abdülemîr Mühennâ), Beyrut 1409/1988, s. 21-23.
İbn Asâkir, Târîḫu Dımaşḳ (Amrî), LXX, 204-207.
İbnü’l-Cevzî, el-Muntaẓam (Atâ), VII, 185.
Yâsîn b. Hayrullah el-Hatîb el-Ömerî el-Mevsılî, er-Ravżatü’l-feyḥâʾ fî tevârîḫi’n-nisâʾ (nşr. İmâd Ali Hamza), [baskı yeri yok] 1407/1987 (Dârü’l-âlemiyye), s. 348-349.
Mehmet Zihni, Meşâhîrü’n-nisâ (haz. Bedreddin Çetiner), İstanbul 1982, s. 68-70.
Kehhâle, Aʿlâmü’n-nisâʾ, I, 150-154.
Muhammed Hüseyin el-Hâirî, Terâcimü aʿlâmi’n-nisâʾ, Beyrut 1407/1987, I, 242.
Ahmed Halîl Cum‘a, Nisâʾ mine’t-târîḫ, Dımaşk 1418/1997, s. 99-141.
Nusrettin Bolelli, Kadınların Hadis İlmindeki Yeri, İstanbul 1998, s. 112.