https://islamansiklopedisi.org.tr/useyre-gazvesi
Uşeyre (Zül‘uşeyre) Mekke ile Medine arasında, Medine’nin 210 km. batısındaki Yenbu‘ (Yenbuunnahl) bölgesinde Mekke-Suriye ticaret yolu üzerinde bir mevkidir. Hicretin 2. yılının Cemâziyelevvel (veya Cemâziyelâhir) ayında (Kasım veya Aralık 623) Medine’ye, Mekke’den bir Kureyş ticaret kafilesinin sahil yoluyla Suriye’ye gitmekte olduğu haberi geldi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, Ebû Seleme el-Mahzûmî’yi Medine’de vekil bırakarak muhacirlerden oluşan 150 veya 200 kişilik askerî birlikle Ebû Süfyân idaresindeki Kureyş kervanının önünü kesmek için sefere çıktı. Sancağı amcası Hamza b. Abdülmuttalib’e verdi.
Müslümanların sadece bir atı ve otuz devesi vardı, develere nöbetleşe biniyorlardı. Sayıları otuz, kırk veya yetmiş olduğu rivayet edilen muhafız ve tüccardan meydana gelen Mekke kervanı, Kureyşliler’in o dönemlerde Suriye’ye gönderdiği en önemli ve en zengin ticaret kafilelerinden biriydi. Kureyşliler’in hemen tamamının bu kervanda malı bulunuyordu. Kaynaklarda Kureyş kervanının 1000 deveden teşekkül ettiği ve 50.000 dirhem kıymetinde ticaret eşyası taşıdığı zikredilmektedir. Müslümanlar Müdlic kabilesine ait Uşeyre mevkiine gelince kimseye rastlamadılar ve kervanın buradan birkaç gün önce geçtiği haberini aldılar. Hz. Peygamber, bölgede yaşayan Benî Müdlic ve müttefiki Benî Damre ile antlaşma yaptıktan sonra Medine’ye döndü. Müdlic kabilesinin Resûlullah’ı ve yanındakileri misafir ettiği ve bol ikramlarda bulunduğu rivayet edilmektedir. Hatta Belâzürî, Benî Müdlic’in gösterdiği bu misafirperverliğin müslümanların kervanı kaçırmalarına yol açtığını nakleder (Ensâb, I, 344). Bu kafilenin ertesi yıl meydana gelen Büyük Bedir Savaşı’na sebep teşkil eden Kureyş kervanı olduğu hususunda ittifak vardır.
İlk dönem kaynaklarında Resûl-i Ekrem’in bu sefer esnasında Benî Müdlic kabilesiyle yaptığı antlaşmanın metnine rastlanmamaktadır. Yalnız Süheylî ve Kastallânî, Uşeyre Gazvesi’ni anlatırken Hz. Peygamber’in Benî Müdlic’le yaptığı antlaşmadan bahsederek Benî Damre ile daha önce Ebvâ Gazvesi’nde yapılan antlaşmanın metnini kaydetmektedir. Bu da Benî Damre ile imzalanan antlaşmanın bir benzerinin Benî Müdlic’le de yapıldığını göstermektedir. Nitekim Muhammed Hamîdullah, Benî Müdlic kabilesiyle gerçekleştirilen antlaşmanın elde bulunmadığını, ancak muhtemelen bu metnin o devirde Damre, Gıfâr ve Cüheyne kabileleriyle akdedilen ittifak antlaşmalarının benzeri olduğunu söylemektedir (İslâm Peygamberi, I, 441).
BİBLİYOGRAFYA
Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 12, 27-28.
İbn Hişâm, es-Sîre2, II, 598-600.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, II, 9-10.
Belâzürî, Ensâb (Zekkâr), I, 343-344.
Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), II, 421.
Yâkūt, Muʿcemü’l-büldân, IV, 127.
Köksal, İslâm Tarihi (Medine), II, 15-18.
Hamîdullah, İslâm Peygamberi (Tuğ), I, 435, 441.
a.mlf., el-Ves̱âʾiḳu’s-siyâsiyye, Beyrut 1403/1983, s. 266-267.
Elşad Mahmudov, Sebepleri ve Sonuçları Açısından Hz. Peygamber’in Savaşları, İstanbul 2010, s. 68-69.