ÜSKÜDARLI ALİ EFENDİ - TDV İslâm Ansiklopedisi

ÜSKÜDARLI ALİ EFENDİ

Müellif: MEHMET ALİ SARI
ÜSKÜDARLI ALİ EFENDİ
Müellif: MEHMET ALİ SARI
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2012
Erişim Tarihi: 21.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/uskudarli-ali-efendi
MEHMET ALİ SARI, "ÜSKÜDARLI ALİ EFENDİ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/uskudarli-ali-efendi (21.12.2024).
Kopyalama metni

7 Eylül 1885’te Üsküdar’da Tavâşî Hasanağa mahallesinde doğdu. Asıl adı Ali Sadettin’dir. Babası Ekmekçizâdeler’den posta telgraf memuru Mustafa Vehbi Efendi, annesi Saide Hanım’dır. Hayatının büyük kısmı Üsküdar’da geçti, kültürlü bir aile ortamında büyüdü. İlk ve orta eğitimini Özel Ravza-i Terakkî Mektebi’nde aldı. Burhan Felek ve Mehmet Şemsettin Günaltay bu okuldan arkadaşlarıdır. Hıfzını mektebin rüşdiye kısmında Kur’ân-ı Kerîm hocası olan Hâfız Şükrü Efendi nezâretinde yaptı. Tashîh-i hurûf derslerini Üsküdarlı Hâfız Nazif Efendi’den tamamladı. Mûsiki ve edebiyatla, çocukluk yıllarında babası ile sık sık ziyaretine gittikleri amcası Üsküdarlı şair Talat’ı ve evindeki sohbetleri dinleyerek tanıştı (Felek, s. 145). Mûsiki hocalarının başında Hacı Fâik Bey gelir. Kırâat-i aşereyi İstanbul tarikiyle Üsküdar’da Selimiye Camii imamı Hâfız Hasan Fehmi Efendi’den, Mısır tarikiyle Yavuz Sultan Selim Camii imamı Varnalızâde Reîsülkurrâ Hâfız Ahmed Hamdi Efendi’den tamamlayarak icâzet aldı. Takrîbi Kasas sûresinin yarısına kadar Serezli Hâfız Şükrü Efendi’den öğrendi. Onun vefatı üzerine devamını hocası Ahmed Hamdi Efendi’den tamamlarken İbnü’l-Cezerî’nin Ṭayyibetü’n-Neşr adlı eserini ezberleyerek aynı hocadan okudu (icâzetnâmesi için bk. MÜ İlâhiyat Fakültesi Ktp., Hâfız Ali Üsküdarlı, nr. 41). Hâfız Kâni Karaca ve Hâfız Necati Özer kendisinden özel ders aldı.

Resmî görevine Defter-i Hâkānî’de (tapu dairesi) memur olarak başladı. Ardından 30 Temmuz 1908’de Vakıflar Başmüdürlüğü Hayrat İşleri ve Mülhak Vakıflar Müdürlüğü’ne bağlı Yeraltı Camii imam-hatipliğine tayin edildi. Bu arada Emine İhsan Hanım’la evlendi. Bu evlilikten Mehmet Lutfullah ile Mehmet Âyetullah İzzet adlı çocukları dünyaya geldi. Emekli Kur’ân-ı Kerîm öğretmeni Mahmut Sarıca’nın verdiği şifahî bilgiye göre Erenköy’de Bostancı caddesi üzerinde on iki dönümlük üzüm bağı içindeki evi, okuyuşuna hayran olan ve mirasçısı bulunmayan bir İstanbul hanımefendisi tarafından ölünceye kadar Yeraltı Camii’nde imamlık yapması ve mukabele okuması şartıyla kendisine hediye edilmiştir. 1 Mart 1949 tarihinden itibaren aynı camide Diyanet İşleri Başkanlığı kadrosuna geçirildi. Ayrıca 17 Ekim 1959’da İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nde Kur’ân-ı Kerîm hocası olarak görevlendirildi. 429 cilt kitabını bağışladığı enstitüdeki görevi 17 Mart 1971 tarihine kadar sürdü. Bayındırlı Mustafa Efendi’den sonra reîsülkurrâ oldu, bu unvanını ölümüne kadar korudu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın teklifi üzerine Kur’ân-ı Kerîm’in tilâvet hatminin bantlara okunmasını Ocak 1973 - Kasım 1974 tarihleri arasında İsmail Karaçam’ın yardımıyla tamamladı. 27 Ağustos 1976’da ramazanın ilk cuma günü vefat etti ve Sahrayıcedid Mezarlığı’na defnedildi.

Çok zeki, zarif, hâfızası kuvvetli olan Üsküdarlı Ali Efendi’nin sesi yumuşak ve tınısı rebap gibi tatlı, nefesi uzun, hıfzı kuvvetliydi. Böyle bir sesle Kur’an okurken makamlar arası gezinti ve geçkileri, nağmelerin kelimelerle mezci ve telifi, tecvid kurallarının letâfetle uygulanışı hususundaki ulaşılması güç mahareti ve gırtlak nağmeleriyle, doyulmaz bir eda ve âhenk ile dinleyenleri büyülerdi. Bu özelliğiyle tilâvette İstanbul tavrının son temsilcilerindendir. Çok güzel mevlid okur, ayrıca hemen her formdaki klasik eserleri ustalıkla icra ederdi. Üç padişah dönemi yaşadığını, saray hâfızı olarak paşa konaklarında okuduğunu ve II. Abdülhamid’den iltifat gördüğünü söylerdi (Karaman, I, 327). Yaşadığı devrin etkisiyle olmalı çok vehimliydi. Sohbeti severdi fakat dostları sınırlıydı. Zor bir kişiliği vardı; ketumdu, herkese açılmaz, her yerde ve her zaman okumazdı; herkesi beğenmez, her yemeği yemez, sıkıntıya hiç gelmezdi.


BİBLİYOGRAFYA

İstanbul Beyoğlu Müftülüğü, Hâfız Ali Üsküdarlı’nın sicil dosyası.

MÜ İlâhiyat Fakültesi, Ali Üsküdarlı dosyası.

İcâzetnâmesi için bk. MÜ İlâhiyat Fakültesi Ktp., Hâfız Ali Üsküdarlı, nr. 41.

Ali Rıza Sağman, Meşhur Hafız Sâmi Merhum, İstanbul 1947, s. 114-116.

Burhan Felek, Hayal Belde Üsküdar, İstanbul 1987, s. 139, 145-148.

Muhittin Serin, Kemal Batanay: Bestekâr, Tambûrî, Hattat, Hâfız, İstanbul 2006, s. 87.

Hayreddin Karaman, Bir Varmış Bir Yokmuş: Hayatım ve Hatıralar, İstanbul 2008, I, 327-334.

Mustafa Öz, Yılların Özü: Hayatım ve Hatıralarım, İstanbul 2008, s. 135-138.

İsmail Karaçam, Kur’an Kursundan İlâhiyata Din Hizmetinde Bir Ömür: Hatıralar, İstanbul 2009, s. 171-174.

Y. Selman Tan, Yeni Nesilleri İnşa Eden Âlimlerimiz, İstanbul 2009, I, 35.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2012 yılında İstanbul’da basılan 42. cildinde, 376 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER