Sözlükte vâfir “bol, çok, tam, geniş” anlamlarına gelir. Bahre bu adın verilmesinin sebebi, tef‘ilesi olan “müfâaletün” ile ondan çözülme bir tef‘ile olan ve altı defa tekrarı kâmil bahrini meydana getiren “mütefâilün”ün bahirleri teşkil eden tef‘ile türleri içinde en çok harekeye sahip tef‘ile olmalarıdır. Bahrin tam/sâlim vezni müfâaletünün bir beyitte altı defa tekrar edilmesinden dolayı otuz harekeli harf içerir. Ayrıca vâfir bahri hezec bahrinden doğup gelişerek bağımsız bir bahir durumuna geldiğinden asıl adı “el-hezecü’l-vâfir”dir. İki bahri birbirinden ayırmak amacıyla mefâilün tef‘ilesi hezece tahsis edilmiş, bu tef‘ileden öncelikle vâfir bahri için müfâaltün tef‘ilesi doğmuş ve bunun telaffuz alanı genişleyip beşinci hecesinin (makta‘) ortaya çıkmasıyla müfâaletün şekline dönüşmüş ve bu tef‘ile ile vâfir adı verilen yeni bir bahir ortaya çıkmıştır. Yine aslî şeklinin altı tef‘ileli olmasıyla vâfirin hezec bahrinden geliştiği de ileri sürülmüştür (Celâl el-Hanefî, s. 428; Mahmûd Fâhûrî, s. 37).
Vâfir, “dâire” adı verilen beş aruz bahri grubundan ikinci dairenin (dâiretü’l-mü’telif) ilk bahridir. Aslî şekli bir beyitte müfâaletünün altı defa tekrarından meydana gelir:
⏑ – ⏑⏑ – / ⏑ – ⏑⏑ – / ⏑ – ⏑⏑ – ⏑ – ⏑⏑ – / ⏑ – ⏑⏑ – / ⏑ – ⏑⏑ – |
”أ دارة دعد ما فعلت بك الدّول // عفت علميك لا دمن ولا طلل“ (Ey Da‘d’ın diyarı! Ne yaptı sana günlerin değişimi: Düvel / Anı işaretlerini silmiş, artık ne bir kalıntı, ne de bir iz var).
Aruz âlimleri, bu vezinde aktarılan bazı beyitlerin vâfir bahrinin şâzlarından (istisna) sayıldığını söylemiştir (Celâl el-Hanefî, s. 428-429). Şu beyit gibi (Emîl Bedî‘ Ya‘kūb, s. 157):
”إذا غضبت بنو قطن على ملك | |
عنت لهم الوجوه إذا هم غضبوا“ | |
– ⏑⏑ – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ | |
– ⏑⏑ – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ | |
(Kızınca Katanoğulları bir krala / Başlar eğilir önlerinde geldiklerinde gazaba). |
”أمرّ على الديار ديار ليلى | |
أقبّل ذا الجدارا وذا الجدارا“ | |
– – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ | |
– – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ | |
(Uğrarım diyara: Leylâ’nın diyarına / Öpe öpe bu duvarı şu duvarı -Leylâ’nın kokusu sinmiştir diye-). |
”أهاجك منزل أقوى // وغيّر آيه الغير“ | |
– ⏑⏑ – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ // – ⏑⏑ – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ | |
(Ürpertti mi seni sevgilinin diyarı ki ıssız / Geçen günler anı izlerini silmiş, her şey dilsiz). |
“Müfâaletün müfâaletün / Müfâaletün mefâîlün” |
⏑ – ⏑⏑ – / ⏑ – ⏑⏑ – // ⏑ – ⏑⏑ – / ⏑ – – – |
1. ⏑ – ⏑⏑ – / ⏑ – ⏑⏑ – // ⏑ – ⏑⏑ – / ⏑ – – |
2. ⏑ – ⏑⏑ – / ⏑ – – // ⏑ – ⏑⏑ – / ⏑ – – |
”إذا لم تستطع شيئا فدعه // وجاوزه إلى ما تستطيع“ |
– – ⏑ / – – – ⏑ / – – – ⏑ // – – ⏑ / – – – ⏑ / – – – ⏑ |
”لولا ملك رؤف رحيم / تداركني برحمته هلكت“ |
– – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ // – – ⏑ / – ⏑⏑ – ⏑ / ⏑ – – |
6. Kasm kaidesi gereği ma‘sûb mefâîlün tef‘ilesi mef‘ûlüne dönüşür.
(Mef‘ûlün müfâaletün feûlün / Müfâaletün müfâaletün feûlün).
7. Cemem kuralı gereği mâkul mefâilün tef‘ilesi fâilüne dönüşür.
(Fâilün müfâaletün feûlün / Müfâaletün müfâaletün feûlün).
Celâl el-Hanefî’ye göre tef’ile değişikliklerine göre meydana gelen vâfir bahrinin başlıca kullanılan vezin dizisi şöyledir (el-ʿArûż, s. 429-443):
1. ⏑–⏑⏑– /⏑–⏑⏑– / ⏑– – //⏑–⏑⏑– / ⏑–⏑⏑– / ⏑– – |
2. ⏑–⏑⏑– / ⏑– ⏑⏑– / ⏑– – // ⏑–⏑⏑– / ⏑–⏑⏑– / ⏑= |
3. ⏑–⏑⏑– / ⏑–⏑⏑– // ⏑–⏑⏑– / ⏑–⏑⏑– |
4. ⏑–⏑⏑– / ⏑–⏑⏑– // ⏑–⏑⏑– / ⏑– – – |
5. ⏑–⏑⏑– / ⏑– – // ⏑–⏑⏑– / ⏑– – |
6. ⏑–⏑⏑– / ⏑–⏑⏑– / ⏑– – // ⏑–⏑⏑– / ⏑–⏑⏑– |
7. ⏑–⏑⏑– / ⏑–⏑⏑– / ⏑– – // ⏑–⏑⏑– / ⏑– – |
İsmâil b. Hammâd el-Cevherî, Kitâbü ʿArûżi’l-varaḳa (nşr. M. Sadi Çöğenli), Erzurum 1994, s. 17-19.
Hatîb et-Tebrîzî, el-Vâfî fi’l-ʿarûż ve’l-ḳavâfî (nşr. Ömer Yahyâ – Fahreddin Kabâve), Dımaşk 1399/1979, s. 73-82.
Safâ Hulûsî, Fennü’t-taḳṭîʿi’ş-şiʿrî ve’l-ḳāfiye, Bağdad 1397/1977, s. 84-94.
Celâl el-Hanefî, el-ʿArûż, Bağdad 1398/1978, s. 428-448.
Mahmûd Fâhûrî, Sefînetü’ş-şuʿarâʾ, Halep 1410/1990, s. 37-42.
Emîl Bedî‘ Ya‘kūb, el-Muʿcemü’l-mufaṣṣal fî ʿilmi’l-ʿarûż ve’l-ḳāfiye ve fünûni’ş-şiʿr, Beyrut 1411/1991, s. 157-163.