VEHİM - TDV İslâm Ansiklopedisi

VEHİM

الوهم
Müellif:
VEHİM
Müellif: BÜNYAMİN ERUL
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2012
Erişim Tarihi: 19.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/vehim--hadis
BÜNYAMİN ERUL, "VEHİM", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/vehim--hadis (19.04.2024).
Kopyalama metni

Sözlükte “insanın hatırına düşen, aklına gelen şey; doğru zannederek bir şeyi yanlış yapmak, yanılmak” anlamlarındaki vehm (çoğulu evhâm) hadis terimi olarak en genel anlamıyla râvinin kasıtlı olmaksızın hata yapmasını ifade eder. Bu yanılgı hadisin yazılması ve ezberlenmesi sırasında meydana gelen ziyade, noksan, tahrif, tağyir gibi yanlışlıkları içine alır. Vehim râvinin zabt sıfatını zedelediği için cerh sebeplerinden biridir; ancak râvi devamlı surette yanılmadıkça bu kusur onun bütün rivayetlerini reddetmeyi gerektirmez.

Vehim hem isnadda hem metinde görülse de daha çok isnadda meydana gelir. Birbirine benzeyen isim, künye ve nisbelerin karıştırılması, isimlerde tashif ve tahrif yapılması, mevkuf veya maktû bir haberin merfû, münkatı‘ bir haberin muttasıl olarak rivayet edilmesi, sika râvi ile zayıf râvinin karıştırılması gibi hatalar isnadda görülen belli başlı vehim çeşitleridir. Bir hadis metnini diğeriyle karıştırmak, metindeki bir ifadeyi aslından farklı şekilde aktarmak, önceki râvilere ait bir açıklamayı hadis metninden zannederek nakletmek gibi durumlar da metindeki vehimlere örnektir. Vehimden kaynaklanan hatalarla rivayet edilen hadis “mâlûl” veya “muallel” adını alır. Dolayısıyla hadislerde görülen çeşitli illetlerin bir türünü meydana getiren vehmi doğru teşhis edebilmek için ilgili bütün rivayetleri bir arada değerlendirmek gerekir. Hadis literatüründe bu tür örnekler çoğunlukla ilel türüne giren eserlerde zikredilmektedir (bk. İLELÜ’l-HADÎS).

Sika oldukları halde sözü edilen hatalara düşen râvileri hemen cerhedip zayıf sayanlar bulunmakla birlikte genel eğilim, onların tek başına rivayet ettikleri haberlerle bu vasfı taşımayanların birbirinden ayrılması gerektiği şeklindedir. Abdurrahman b. Mehdî, ara sıra hata yapan sika râvilerin bütün rivayetlerinin reddedilmesi durumunda birçok hadisin terkedilmesi gerekeceğini söylemiştir (Râmhürmüzî, s. 406). İbn Hibbân sika râvilerin tek başına naklettikleri hatalı rivayetlerin ihticâca elverişli sayılmadığını, diğer sika râvilere muvafık olan rivayetlerinin ise göz ardı edilemeyeceğini belirtmiştir (Kitâbü’l-Mecrûḥîn, I, 85. İbn Hibbân’ın farklı bir görüşü için bk. es̱-S̱iḳāt, VII, 670). İbn Ebû Hâtim ise, vera‘ sahibi ve sadûk oldukları halde vehim, hata, galat ve unutma gibi kusurları sık görülen râvilerin naklettiği hadislerin helâl-haram konuları dışında fezâilü’l-a‘mâl ile tergīb ve terhîb konularında yazılabileceğini, bu gibilerin çok sık tekerrür etmeyen vehimlerinin ise rivayetlerine zarar vermeyeceğini ifade etmiştir (el-Cerḥ ve’t-taʿdîl, I, 6, 10).

Binlerce rivayet nakleden râvilerin ve musanniflerin zaman zaman hata etmeleri kaçınılmazdır. Aralarında Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd et-Tayâlisî gibi önde gelen hadis imamlarının da bulunduğu râviler bu duruma düşmekten kurtulamamıştır. Nitekim rivayetlerdeki hataları gösteren birçok ilel kitabının yanında büyük muhaddislerin eserlerinde görülen vehimler müstakil teliflere konu olmuştur. İbn Ebû Hâtim’in Beyânü ḫaṭaʾi Muḥammed b. İsmâʿîl el-Buḫârî fî Târîḫih, Dârekutnî’nin el-İlzâmât ve’t-Tetebbuʿ, İbn Mâkûlâ’nın Tehẕîbü müstemirri’l-evhâm, Ebû Ali el-Gassânî’nin Taḳyîdü’l-mühmel’inin bir parçası olup ayrıca neşredilen et-Tenbîh ʿale’l-evhâmi’l-vâḳıʿa fi’ṣ-Ṣaḥîḥayn adlı eserleri bunlara örnek teşkil eder. İbn Ebû Âsım’a Evhâmü’l-ḥadîs̱ adlı bir eser nisbet edilmekle birlikte mahiyeti bilinmemektedir.


BİBLİYOGRAFYA

, “vhm” md.

, I, 5-10.

, VII, 668-670.

a.mlf., Kitâbü’l-Mecrûḥîn (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî), Riyad 1420/2000, I, 67, 74-76, 84-85.

Râmhürmüzî, el-Muḥaddis̱ü’l-fâṣıl (nşr. M. Acâc el-Hatîb), Beyrut 1404/1984, s. 406.

Hâkim en-Nîsâbûrî, Maʿrifetü ʿulûmi’l-ḥadîs̱ (nşr. Seyyid Muazzam Hüseyin), Haydarâbâd 1935 → Medine-Beyrut 1397/1977, s. 52-53, 62.

a.mlf., el-Medḫal ilâ Kitâbi’l-İklîl (nşr. Fuâd Abdülmün‘im Ahmed), İskenderiye 1983, s. 47, 61-62.

İbn Hacer el-Askalânî, Nüzhetü’n-naẓar fî tavżîḥi Nuḫbeti’l-fiker (nşr. Nûreddin Itr), Dımaşk 1414/1993, s. 89.

, I, 297-298.

Talât Koçyiğit, Hadis Terimleri Sözlüğü, Ankara 1985, s. 463.

Fârûk Hamâde, el-Menhecü’l-İslâmî fi’l-cerḥ ve’t-taʿdîl, Rabat 1409/1989, s. 347-348.

Mücteba Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, Ankara 1992, s. 419-420.

Emin Âşıkkutlu, Hadiste Ricâl Tenkîdi: Cerh ve Ta‘dîl İlmi, İstanbul 1997, s. 110-139.

a.mlf., “Cerh ve Ta‘dîl”, , VII, 394-401.

a.mlf., “Fısk”, a.e., XIII, 38-39.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2012 yılında İstanbul’da basılan 42. cildinde, 616-617 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER