https://islamansiklopedisi.org.tr/zahir-biemrillah
Muharrem 570’te (Ağustos 1174) doğdu; 571’de (1175) doğduğu da rivayet edilir. Babası Halife Nâsır-Lidînillâh tarafından Safer 585’te (Mart-Nisan 1189) veliaht tayin edildi ve adı hutbelerde anılmaya başlandı. Ancak Cemâziyelâhir 601’de (Ocak-Şubat 1205) halife fikrini değiştirerek daha çok sevdiği ve ağabeyinin aksine Şiîliğe karşı daha hoşgörülü olan küçük oğlu Ali’yi veliaht ilân etti. Yeni veliaht 612’de (1215-16) ölünce başka oğlu bulunmayan Halife Nâsır Ebû Nasr Muhammed’i yeniden veliahtlığa getirdi. Yeni veliaht, babasının ölümü üzerine Ebû Nasr Muhammed Zâhir-Biemrillâh lakabıyla hilâfet makamına geçti (1 Şevval 622 / 6 Ekim 1225). Ramazan bayramının birinci günü Zâhir’e önce ailesi, hânedan mensupları, sonra sırasıyla nâibü’l-vezâre Müeyyidüddin el-Kummî, Üstâdüddâr Adudüddevle b. Dahhâk, Kādılkudât Muhyiddin b. Fadlân, Nakībüleşrâf Kıvâm el-Mûsevî biat etti.
Zâhir-Biemrillâh 622’de (1225) Necmeddîn-i Dâye’yi Tebriz’e, Celâleddin Hârizmşah’a elçi gönderdi. Onun döneminde Hanbelîler’in Bağdat’taki nüfuzu arttı. Dış politikada Zâhir-Biemrillâh, Suriye ve Mısır’daki Eyyûbî melikleri arasında çıkan kardeş kavgalarını sona erdirmeye çalıştı; zira onları kendi vasalları yapmayı umuyordu. Bu amaçla meşhur Hanbelî âlimi Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin oğlu olan Ebû Muhammed İbnü’l-Cevzî’yi hil‘at ve tayin menşurlarıyla el-Melikü’l-Kâmil Muhammed, el-Melikü’l-Muazzam ve el-Melikü’l-Eşref Mûsâ’ya gönderdi (623/1226). Öte yandan ekonomi ve maliye alanlarında bazı önlemler aldı. Devletin gelirlerini kısıtlama riskini göze alarak gayri şer‘î vergileri (mükûs) kaldırdı (622/1225); babasının uygulamaya koyduğu arazi vergisindeki artışları iptal etti ve hazinede çok sık görülen yolsuzlukları bizzat ele aldı. Onun halifeliği zamanında ülke genelinde özellikle yiyecek maddelerinde ucuzluk görüldü. Babasının döneminde birçok kişinin malları kamulaştırılmış ve bu uygulamaya karşı çıkanlar hapse atılmıştı. Zâhir babasının bu politikasını benimsemedi ve hapishanelerdeki mahpusları tahliye ettirdi. Mahkûmlardan maddî sıkıntı içerisinde olanlara yardım edilmesini emretti. “Sizin zamanınızda hazine doldu” diyen bir görevliye, “Önemli olan hazineyi doldurmak değil Allah yolunda harcamaktır; biz tüccar değiliz ki mal biriktirelim” demiştir. Bağdat’ta Dicle üzerindeki ikinci köprü de onun zamanında yapıldı. Bu vesileyle şairler hem köprünün tasvirini yapmış hem de ona övgüler yazmıştır (İbnü’t-Tıktakā, s. 329). Halkına karşı adalet ve merhametle muamele eden ve mütevazi bir hayat süren Zâhir-Biemrillâh dokuz ay on dört günlük halifeliğin ardından 14 Receb 623 (11 Temmuz 1226) tarihinde vefat etti. Dindar bir kişiliğe sahip olan Zâhir-Biemrillâh iki Ömer’in (Hz. Ömer ile Emevî Halifesi Ömer b. Abdülazîz) yolunu izlemiş ve onların yönetimini ihya etmeye çalışmıştır. Ancak siyasî bakımdan tahta çıkışından önce olduğu gibi halifeliği zamanında da çok silik kalmış ve Abbâsî halifeliğinin gelişmesiyle ilgili kayda değer bir faaliyeti görülmemiştir. Yerine oğlu Müstansır-Billâh Mansûr geçmiş, diğer oğlu Müstansır-Billâh Ahmed de Abbâsî Devleti’nin yıkılışından sonra (1258) 659’da (1261) Mısır’da ilk Abbâsî halifesi olmuştur.
BİBLİYOGRAFYA
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil (trc. Ahmet Ağırakça – Abdülkerim Özaydın), İstanbul 1987, XII, 42, 397-402, 414-415.
Sıbt İbnü’l-Cevzî, Mirʾâtü’z-zamân, VIII/2, s. 522-523, 592, 636, 642-643.
Ebû Şâme el-Makdisî, eẕ-Ẕeyl ʿale’r-Ravżateyn: Terâcimü ricâli’l-ḳarneyni’s-sâdis ve’s-sâbiʿ (nşr. İbrâhim Şemseddin), Beyrut 2002, s. 141-142, 219, 226.
Ebü’l-Ferec, Târih (trc. Ömer Rıza Doğrul), Ankara 1999, s. 520-522.
İbn Vâsıl, Müferricü’l-kürûb, IV, 171-196.
İbnü’t-Tıktakā, el-Faḫrî, s. 329.
Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb (nşr. Abdülmecîd Terhînî), Beyrut 2004, XXIII, 187-188.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XXII, 264-268.
Safedî, el-Vâfî bi’l-vefeyât (nşr. Ahmed el-Arnaût – Türkî Mustafa), Beyrut 1420/2000, II, 69-70.
A. Hartmann, an-Nāsir li-Dīn Allāh: 1180-1225, Berlin-New York 1975, bk. İndeks.
K. V. Zetterstéen, “Zâhir”, İA, XIII, 450-451.
Anne-Marie Eddé, “al-Ẓāhir bi-Amr Allāh”, EI2 (İng.), XI, 390-391.