https://islamansiklopedisi.org.tr/zevzeni-abdullah-b-muhammed
IV. (X.) yüzyılın sonlarında Nîşâbur’a bağlı Zevzen’de (Zûzen) doğdu. Hayatı ve uzun zaman unutulmuş olan eseri hakkında kaynaklarda pek az bilgi bulunmaktadır. Onun kültürlü bir aileden geldiği, âlim, edip ve şair olarak bilinen babasının özellikle hadisle uğraştığı nakledilir. Ḥamâse’nin beş yerinde şiirini zikrettiği babasının kendisinin yetişmesinde önemli katkıları vardır. Zevzenî’nin devrin ilim ve sanat merkezi olan Nîşâbur’un ileri gelenleriyle iyi ilişkiler kurması daha sonra tahsiline burada devam ettiğini gösterir (Çetin, Abū Muḥammad ʿAbdallāh, s. 34-35). Boyu “2 arşını geçmeyen” Zevzenî zayıf hoşsohbet ve sevimli bir insandı. Döneminin siyaset ve devlet adamlarıyla iyi geçindiği hem eserinden hem de kendisinden bahseden kaynaklardan anlaşılmaktadır. Onun kaleme aldığı eser bilgisinin genişliğini ve hadisle uğraştığı hususundaki kayıtları ispatlamaktadır (a.g.e., s. 41). Zevzenî, Kütübî’ye göre Selçuklular’ın Horasan’ı ele geçirmesinin ardından 431 (1040) yılında vefat etmiştir (Fevâtü’l-Vefeyât, II, 495).
Zevzenî’nin tam adı Ḥamâsetü’ẓ-ẓurefâʾ min eşʿâri’l-muḥdes̱în ve’l-ḳudemâʾ olan eseri, Câhiliye devrinden başlayarak kendisinin yaşadığı V. (XI.) yüzyılın ilk yarısına kadar Arap edebiyatından seçilip konularına göre tasnif edilen 1500 parça şiirden meydana gelir. Seçilen şiirler Endülüs’e kadar uzanan bir yelpazeye sahiptir. Bunların bir bölümü önemli şairlerin divanlarından alınmış, bir bölümü de müellifin çağdaşı olan şairlerden derlenmiştir. Eserde eski şairlerden az şiir aldığı, kendi çağına yaklaştıkça şiirlerin arttığı göze çarpmaktadır. Antolojinin büyük kısmı Zevzenî’nin Nîşâbur emîrlerinin çocuklarına okutmak için derlediği parçalardan, diğerleri ise sohbetlerine serpiştirdiği latifelerinden meydana gelmektedir (Çetin, Abū Muḥammad ʿAbdallāh, s. 39). Kitap önemine rağmen çağdaşları tarafından pek anılmamıştır. Ḥamâsetü’ẓ-ẓurefâʾdan bahseden tek kaynak Avfî’nin (ö. 629/1232 [?]) Lübâbü’l-elbâb’ıdır (IV, 6). Eserin bilinen yegâne nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde kayıtlı olup (AY, nr. 1455), 779’da (1377) istinsah edilmiştir. Bu nüshadan ilk defa 1948 yılında Hellmut Ritter söz etmiş, nakledilen şiirlerin sayısını belirtmiş ve müellif hakkında bilgiler aktarmıştır (Oriens, II/1 [1949], s. 262-265). Daha sonra eser üzerine Nihad M. Çetin doçentlik tezi hazırlamış (bk. bibl.) ve Ḥamâse’den epey miktarda şiiri Türkçe’ye çevirmiştir. N. M. Çetin’in Zevzenî ve eseriyle ilgili bir makalesi İzzet Hasan tarafından Arapça’ya çevrilmiştir (bk. bibl.). Ebû Temmâm ve Buhtürî’ye ait Ḥamâse’lerin, özellikle de birincisinin yaygın şöhretinin etkisi Ḥamâsetü’ẓ-ẓurefâʾı gölgelemiş olmalıdır. Eserin önemli özelliklerinden biri Zevenî’nin çağdaşlarının şiirlerinden bol örnekler içermesidir. Öte yandan müellifin, hayatının son yıllarında Zevzen’de derlediği eserin hiciv ve mülah (latifeler) bölümlerindeki bazı şiirleri öğrencilerine okutmayıp antolojiye sonradan ilâve etmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Ḥamâsetü’ẓ-ẓurefâʾ bir mukaddime ile on bölümden meydana gelmektedir. Zevzenî, kısa mukaddimesinde Ebû Temmâm’ın Kitâbü’l-Ḥamâse’sini lafızlarının çoğu garîb olan ve bu yüzden mânaları kolayca anlaşılmayan şiirlerle doldurduğunu, kendi döneminde ise daha sade şiirlere rağbet edildiğini ve eserini bu sebeple derlediğini belirtmektedir (nşr. M. Cebbâr el-Muaybid, I, 15). Bununla birlikte müellif Ebû Temmâm’ın eserindeki bölümlemeye bağlı kalmıştır. Bu bölümler “hamâse” (kahramanlık), “merâsî” (mersiyeler), “el-edeb ve’l-hikme”, “el-kiber ve’l-meşîb” (yaşlılık ve saçların sakalın ağarması), “en-nesîb ve’l-melâhî” (aşk ve eğlence), “hicâ” (hiciv), “medih”, “el-adyâf ve’s-sehâ ve istinâu’l-ma‘rûf” (misafirperverlik, cömertlik ve ihsanda bulunma), “sıfât” (tasvirler) ve “mülah” adını taşır. Her bölümde şiirlerden sonra konuyla ilgili hadislere, sahâbe sözlerine, kısa hikâyelere vb. mensur kısımlara yer verilmiştir. Ḥamâsetü’ẓ-ẓurefâʾ, Muhammed Cebbâr el-Muaybid (I-II, Bağdad 1973), Halîl İmrân Mansûr (Beyrut 2001) ve Muhammed Behiyyüddîn Sâlih (I-II, Beyrut 2003) tarafından neşredilmiştir.
BİBLİYOGRAFYA
Abdullah b. Muhammed ez-Zevzenî, Ḥamâsetü’ẓ-ẓurefâʾ min eşʿâri’l-muḥdes̱īn ve’l-ḳudemâʾ (nşr. M. Cebbâr el-Muaybid), Bağdad 1973, I, 15; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 7-14.
Ebû Mansûr es-Seâlibî, Yetîmetü’d-dehr (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Kahire 1377/1957, IV, 449-450.
a.mlf., Tetimmetü’l-Yetîme (nşr. Abbas İkbâl), Tahran 1353/1934, II, 33, 34.
Avfî, Lübâb, IV, 6.
Kütübî, Fevâtü’l-Vefeyât (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Kahire 1951, II, 495.
Ziriklî, el-Aʿlâm, IV, 266.
H. Ritter, “Philologika, XIII.: Arabische Handschriften in Anatolien und Istanbul”, Oriens, II/1 (1949), s. 236-314.
Nihad M. Çetin, Abū Muḥammad ʿAbdallāh al-ʿAbdalakānī ve Kitāb Ḫamāsat aẓ-Ẓurafāʾ min Aşʿār al-Muḥdaṯīn wa’l-Qudamāʾ Adlı Eseri (doçentlik tezi, 1964), İÜ Ed.Fak. (İSAM Ktp., nr. 2084N).
a.mlf., “Ebû Muḥammed ʿAbdullah b. Muḥammed b. Yûsuf el-ʿAbdelekânî ez-Zevzenî ve kitâbühû Ḥamâsetü’ẓ-ẓurefâʾ min eşʿâri’l-muḥdes̱în ve’l-ḳudemâʾ” (trc. İzzet Hasan), MMLADm., XLVI (1971), s. 712-726.
Cezzâr, Medâḫilü’l-müʾellifîn, I, 613, 614.