ZİRİKLÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

ZİRİKLÎ

الزركلي
Müellif: KASIM KIRBIYIK
ZİRİKLÎ
Müellif: KASIM KIRBIYIK
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2013
Erişim Tarihi: 04.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/zirikli
KASIM KIRBIYIK, "ZİRİKLÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/zirikli (04.12.2024).
Kopyalama metni

el-Aʿlâm’daki otobiyografisine göre 9 Zilhicce 1310 (25 Haziran 1893) tarihinde Beyrut’ta doğdu. Kürt asıllı bir baba ile Arap asıllı bir annenin oğlu olup bölgeye sürülen Hâricîler’in büyük fırkası Ezârika kabilelerinden birine mensuptur. Yine kendi ifadesine göre Ziriklî nisbesinin aslı Ezârika’ya (Zerkıyye ⟶ Zerkaliyye ⟶ Zirikliyye) dayanır, bu sebeple bazı makalelerinde Ezrakī nisbesini kullanmıştır (Ahmed el-Alâvine, Ḫayruddîn ez-Ziriklî, s. 9-10). Ancak Zirikliyye’nin Şam’da bir Kürt kabilesi veya ailesinin adı olduğu fikri daha yaygındır (M. Hayr Ramazan Yûsuf, I, 166). Aslen Suriyeli olan ve ticaret amacıyla Beyrut’ta bulunan ailesiyle birlikte yedi yaşında geldiği Şam’da medrese eğitimi aldı. Edebiyata ilgi duydu ve genç yaşta şiir yazmaya başladı. Dımaşk Osmanlı Medresesi’nin el-Kısmü’l-ilmî bölümüne girdi. Cemâleddin el-Kāsımî, Tâhir el-Cezâirî, Abdülkādir Bedrân, Muhammed Kürd Ali ve Ebü’l-Hayr Muhammed b. Muhammed b. Hüseyin el-Meydânî gibi hocalardan ders gördü. Bu okulu dereceyle bitirdi (1912; Osmanlı Padişahı Sultan Reşad tuğralı diplomasını Dımaşk Osmanlı Medresesi’nden almasına rağmen bunu Hâşimiyye Medresesi şeklinde ifade etmesi [el-Aʿlâm, VIII, 267] genç yaşlarından itibaren hararetli bir Arap milliyetçisi olarak tanınan Ziriklî’nin Osmanlılar’a bakışını göstermektedir). Çıkardığı haftalık el-Aṣmaʿî dergisinde “Arap Abbâsî halifesi” alt yazısıyla Me’mûn’un temsilî resmini yayımlaması yüzünden dergi Osmanlı hükümeti tarafından toplatıldı. Beyrut’a giderek Fransızlar’ın kurduğu el-Külliyyetü’l-almâniyye’de (laik eğitim yapılan fakülte) Fransızca derslerine devam etti, ardından aynı fakültede tarih ve Arap edebiyatı dersleri okuttu. I. Dünya Savaşı’nın başlarında Şam’a döndü. 1918’den sonra bir arkadaşıyla birlikte Lisânü’l-ʿArab gazetesini çıkardı, ayrıca el-Müfîd gazetesinin yayımlanmasına katkıda bulundu. Şiirlerini bir araya getirdiği ʿAbes̱ü’ş-şebâb adlı kitabı baskı hazırlıkları sırasında yandı.

Fransızlar’ın 1920’de Şam’a girdikleri günün sabahında buradan ayrılarak Filistin ve Mısır üzerinden Hicaz’a geçti. Fransızlar’la alay eden bir şiir yazdığı için gıyabında idam kararı çıkarıldı ve mallarına el konuldu. Kendisini Arap ülkelerinin kralı ilân eden ve I. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle İngiliz destekli bir Arap krallığı kurma girişiminde bulunan Mekke Emîri Şerîf Hüseyin’den iyi kabul gördü, 1921’de krallığın vatandaşlığına geçti. Emîr tarafından oğlu Abdullah’la birlikte Ürdün’e gönderildi ve Amman’da ilk hükümetin oluşumuna katkıda bulundu. Fransa’nın hakkındaki idam kararını kaldırmasıyla Şam’daki ailesini Amman’a getirdi. Emîr Abdullah’ın siyasetini beğenmediğini ve onu ilk uyaranın kendisi olduğunu ifade eden Ziriklî, Mısır’a giderek Kahire’de 1923 yılının sonlarında el-Matbaatü’l-Arabiyye’yi kurdu ve bazı kitaplarını neşretti. Millî duygulara hitap eden şiirleri Arap dünyasında büyük yankı uyandırdı ve özellikle Suriye’de gençlerin sloganı haline geldi. 1925’te Fransız işgaline karşı Suriye halkının isyan etmesi sebebiyle Fransızlar ikinci defa gıyabında idam kararı çıkardı. Sağlık problemleri yüzünden matbaasını satmak zorunda kaldı (1927) ve çalışmalarına üç yıl ara verdi, bu sırada Suudi ailesinin davetlisi olarak Hicaz’a gitti. 1930’da Filistin’e geçti ve Kudüs’te iki arkadaşıyla birlikte el-Ḥayât gazetesini çıkardı, ancak İngiltere hükümeti tarafından gazetenin yayımı durduruldu. Yafa’da Yafa adında bir gazete çıkarmayı denediyse de bundan sadece tek sayı yayımlanabildi. 1934’te Suudi hükümeti tarafından Kahire’ye elçilik müsteşarı olarak tayin edildi, burada Arap Birliği kuruluş müzakerelerine katıldı ve 1951’de bu toplantılarda tam yetkili Suudi temsilcisi oldu. 1946’da Cidde’de Dışişleri Bakanlığı’nda görev aldı. Ardından Mısır’a gitti ve resmî işleri yanında el-Aʿlâm’ın basımıyla da ilgilendi. 1957’den itibaren üç yıl Suudi Arabistan’ın Fas büyükelçiliğini yaptı. Hastalığı dolayısıyla Riyad’a davet edildiyse de kendisi dinlenme ve tedavi için Beyrut’u tercih etti.

Şam, Kahire ve Bağdat Arap dil akademileri üyesi olan Ziriklî 1946’da İngiltere’ye, buradan Fransa’ya ve ertesi yıl Amerika Birleşik Devletleri’ne, 1954’te de Atina’ya gitti. Dönüşünde İstanbul, Halep, Beyrut üzerinden Kahire’ye geldi. Ardından Tunus ve İtalya’ya geçti. 1960’tan itibaren Beyrut’ta oturmakla birlikte “ikinci vatanım” dediği Suudi Arabistan’dan başka Suriye, Mısır, Türkiye ve İtalya’ya, her yıl tedavi için İsviçre’ye seyahat etti. Bu gezileri sırasında pek çok yazma eser gördü, doküman topladı. 25 Kasım 1976 tarihinde Kahire’de öldü ve burada defnedildi. Gays adında bir oğlu ve üç kızı (Lemîs, Tarîfe, Hayât) vardı. Hoşsohbet, nüktedan, çok zeki, asabî mizaçlı, kin tutmayan müsamahakâr bir kişiliğe sahipti. Ocak 1977’de Şam’da onu anmak için düzenlenen toplantıda yapılan konuşmalar Mecelletü’s̱-s̱eḳāfe’nin Şubat 1977 özel sayısında yayımlanmıştır. Büyük bir kısmını Riyad Üniversitesi’ne bağışladığı kitaplarının tamamı, ölümünden sonra Riyad’a götürülerek şimdiki Melik Suud Üniversitesi Kütüphanesi’nin özel bölümüne konmuş, ardından katalogu neşredilmiştir (1401/1981).

Ahmed Şevkī, Hâfız İbrâhim, Zehâvî, Ma‘rûf er-Rusâfî ve İsmâil Sabri Paşa gibi çağdaş Arap şiirinin neo-klasik şairleri arasında sayılan Ziriklî’nin üslûbu akıcı, ifadesi açık ve tasvirleri parlaktır. Suriye’de “şiir ve cihad sancağını” elinde taşıyan mücahid bir vatan şairi diye nitelendirilir. Şiirlerinde otantiklik, zevkiselim, lafız yalınlığı ve tatlılığı gibi güzelliklerin toplandığı, vatan şiirlerinde işgalcilere karşı büyük bir isyanla birlikte derin bir vatan sevgisinin yankılandığı görülür. Ziriklî afîf aşkın öncülerinden Urve b. Hizâm’ın “Nûniyye”sine taştîr (Dîvân, s. 42), Ali b. Abdülganî el-Husrî’nin “Yâ leyle’ṣ-ṣab metâ ġadühû” mısraı ile başlayan meşhur “Dâliyye” kasidesine nazîre (muâraza) yazdığı gibi (a.g.e., s. 67-68) kendisinin bazı şiirlerine de Emîr Âdil Arslan, Muhammed Abdülganî Hasan, Ebû Selmâ Abdülkerîm el-Keremî, Fuâd Şâkir, Muhammed el-Bezm tarafından nazîreler yazılmıştır (a.g.e., s. 369-377). Muhammed Ahmed Ahmed Muhammed Ebü’l-Vefâ, Ezher Üniversitesi Arap Dili Fakültesi’nde Ziriklî’nin hayatına ve şiirine dair bir çalışma yapmış (1982), Ahmed el-Alâvine de hakkında yazılan kitap ve makalelerin bibliyografyasını hazırlamıştır (bk. bibl.).

Eserleri. 1. Mecdûlîn ve’ş-şâʿir. 24 Eylül 1920’de yazılan manzum küçük bir kıssa olup Kahire’de müstakil olarak (1339/1921) ve Dîvân içinde (s. 359-366) yayımlanmıştır.

2. Mâ raʾeytü ve mâ semiʿtü. Şam’dan Filistin, Mısır ve Hicaz’a yaptığı ilk gezisi hakkında bir seyahatnâmedir (Kahire 1342/1923; nşr. Abdürrezzâk Kemâl, Tâif 1398/1978).

3. ʿÂmân fî ʿAmmân. Bu eserde Amman’da geçirdiği iki yılından ve buradaki siyasî mücadelelerinden söz edilir (Kahire 1343/1925).

4. Dîvân. Ulusal ve sosyal konulardaki şiirleriyle tabiat tasvirlerini içeren ve ilk defa 1343’te (1925) basılan eser pek çok ilâveyle yeniden yayımlanmıştır (Beyrut 1980, 1993). Divanda 1910’lu yıllardan itibaren hayatının son günlerine kadar yazmış olduğu 410 kadar şiiri yer almaktadır. Her birinin altında yazıldığı yer ve tarih kaydedilmiştir. Eserde özellikle talebelik yıllarında kaleme aldığı öğrenci, gençlik, asker ve vatan şarkıları önemli yer tutar. Bunlar arasında 1911’de Şam’da yazdığı, “Üsküdar’a gider iken” makamında söylenen “Eyyühe’l-cündî” şarkısıyla (s. 310) “Neşîdü Hittîn” (s. 50-54) özellikle belirtilmelidir. Müzikalitesi yüksek olan bu şarkıların çoğu yeni tarz müveşşah kasidelerinden meydana gelir. Divanda vatan sevgisi, vatan müdafaası, işgalcilere karşı verilen mücadele ve savaşlarla ilgili şiirler önemli bir hacme sahiptir. Bu bağlamda Fransız ve İngilizler’in işgallerine karşı mücadelelerde, etkili olan kahraman ve şehidlerden söz edilmiş, onlar için mersiyeler yazılmıştır. Yine İngilizler’in Hindistan’ı işgaline karşı savaşan Hindistan Hilâfet Hareketi öncüleri hakkında mersiyeler, 1973 Arap-İsrail savaşıyla ilgili manzumeler ve iki dünya savaşıyla Balkan savaşlarına dair yazılmış şiirler yer alır. Muhammed Abdurrahman İbrâhim Hudayr Ḳırâʾe fî Dîvâni Ḫayriddîn ez-Ziriklî adıyla bir çalışma yapmıştır (Kahire 1414/1993).

5. Şibhü’l-Cezîre fî ʿahdi’l-Melik ʿAbdilʿazîz. Eserde Suudi Arabistan Krallığı’nın kurucusu Abdülazîz’in hayatı ve görüşleriyle müellife olan desteğinden övgüyle söz edilmiştir (3 ciltte 4 cilt, Beyrut 1390/1970; 7. bs. 2 ciltte 4 cilt, Beyrut 1997). Kitap hakkında Ömer Rızâ Kehhâle’nin bir tanıtım yazısı vardır (, XLVI/2 [1971], s. 414-415).

6. el-Vecîz fî sîreti’l-Melik ʿAbdilʿazîz. Bir önceki eserin özetidir (Beyrut 1971, 1972, 10. bs. 1999).

7. el-Aʿlâm. Müellifin en meşhur çalışmasıdır. Kişi adlarına göre alfabetik olarak düzenlenen eserin çeşitli baskıları yapılmıştır (I-III, Kahire 1345-1347; I-X, 1373-1378; I-XI, Beyrut 1389/1969; nşr. Züheyr Fethullah, I-VIII, 1399/1979, 15. bs. 2002). Eser zamanla gelişerek daha derli toplu bir tertibe kavuşmuştur. Doğu ve Batı ilim dünyasında ilgiyle karşılanan el-Aʿlâm’a Ahmed el-Alâvine (Ẕeylü’l-Aʿlâm, Cidde 1418-1422/1998-2002), Muhammed Hayr Ramazan Yûsuf (Tetimmetü’l-Aʿlâm, I-II, Beyrut 1418/1998) ve Nizâr Abâza ile Muhammed Riyâz el-Mâlih (İtmâmü’l-Aʿlâm, Beyrut 1999) zeyil yazmış, Bessâm Abdülvehhâb el-Câbî eseri kısaltıp tek ciltte toplamış (Muʿcemü’l-Aʿlâm, Limasol 1407/1987), Züheyr Zâzâ da biyografileri gruplandırarak ölüm tarihlerine göre sıralamıştır (Tertîbü’l-Aʿlâm ʿale’l-aʿvâm, I-II, Beyrut 1990). Düzeltilmesi gereken yerler hakkında M. K. rumuzuyla Muhammed Kürd Ali (, VII/12 [1927], s. 565-566; VIII/7 [1928], s. 441-442; X/1 [1930], s. 62-63), İzzeddin et-Tenûhî (a.g.e., XXXVI/3 [1961], s. 486-490; XXXVI/4, s. 703-704), İsmâil b. Ali el-Ekva‘ (Mecelletü’l-ʿArab, VIII/7-8 [Riyad 1974], s. 562-569), Muhammed Ahmed Dehmân (, LIII/2 [1978], s. 374-394), Bahâeddin Abdurrahman (ʿÂlemü’l-kütüb, XXII/1-2 [Riyad 1421/2000-2001], s. 3-10) ve Fâlih Ziyâb el-Uteybî (Mecelletü’l-ʿArab, XXXIX [Riyad 1424/2003], s. 71-84) makaleler yazmış; Abdülazîz er-Rifâî Fevâtü’l-Aʿlâm (nşr. Bahâeddin Abdurrahman, Riyad 1420/2000), Muhammed b. Abdullah er-Reşîd el-İʿlâm bi-taṣḥîḥi Kitâbi’l-Aʿlâm (Beyrut 1422/2001), Ahmed el-Alâvine Naẓarât fî kitâbi’l-Aʿlâm (Beyrut 1423/2003, ilâvelerle 1426/2005) ve Arabî Dâiz el-Firyâtî Maʿa’l-ʿAllâme ez-Ziriklî fî Kitâbihi’l-Aʿlâm (Riyad 1429/2008, s. 207-292 arasında Ahmed el-Alâvine’nin Naẓarât’ında tesbit ettiği hatalara yer vermiştir) adıyla eserler kaleme almışlardır.

8. el-İʿlâm bi-men leyse fi’l-Aʿlâm. el-Aʿlâm’ın dördüncü (1399/1979) baskısından itibaren esere eklenmiştir.

Hayreddin ez-Ziriklî’nin henüz neşredilmemiş eserleri de vardır: Ṣafḥa mechûle min târîḫi Sûriyye fi’l-ʿahdi’l-Fayṣalî, Vefâʾü’l-ʿArab (ilk defa 1914’te Beyrut’ta olmak üzere birkaç defa sahnelenen tiyatro eseri), Mecmûʿa muḫtâre kebîre fi’l-edeb ve’t-târîḫ. Yayımlanmış makaleleri arasında “Nefḥatü’r-Reyḥâne (el-Muḥibbî)” (, XLII/3 [1967], s. 634-638) ve “İmâre mechûle el-mekân, ez-zamân, es-sened, el-imâre” (a.g.e., XLIV/1-2 [1969], s. 256-265) anılabilir.


BİBLİYOGRAFYA

Ziriklî, el-Aʿlâm (nşr. Züheyr Fethullah), Beyrut 1986, VIII, 267-270.

a.mlf., Dîvân, Beyrut 1993, tür.yer.

, III, 235-236, 357.

Edhem el-Cündî, Aʿlâmü’l-edeb ve’l-fen, Dımaşk 1954-58, I, 387-389; II, 143.

Selâhaddin el-Müneccid, Muʿcemü’l-müʾerriḫîne’d-Dımaşḳıyyîn, Beyrut 1398/1978, s. 432.

Abdülkādir Ayyâş, Muʿcemü’l-müʾellifîne’s-Sûriyyîn fi’l-ḳarni’l-ʿişrîn, Dımaşk 1405/1985, s. 222-223.

M. Mutî‘ el-Hâfız, Delîlü’l-ebḥâs̱i’t-târîḫiyye fi’l-Mecellâti’s-Sûriyye, Dımaşk 1406/1986, s. 44, 54, 58, 144, 145, 177, 199.

M. Abdüllatîf Sâlih el-Ferfûr, Aʿlâmü Dımaşḳ fi’l-ḳarni’r-râbiʿ ʿaşer el-hicrî, Dımaşk 1408/1987, s. 89-91.

M. Hayr Ramazan Yûsuf, Tetimmetü’l-Aʿlâm li’z-Ziriklî, Beyrut 1418/1998, I, 166-167.

Ahmed el-Alâvine, Ḫayruddîn ez-Ziriklî, Dımaşk 1423/2002.

a.mlf., “Ḫayruddîn ez-Ziriklî (1310-1396 h.) tevs̱îḳu bibliyûcrâfî li-âs̱ârihî ve mâ kütibe ʿanh”, Mecelletü Mektebeti’l-Melik Fehd el-Vaṭaniyye, XII/2, Riyad 1427/2006-2007, s. 350-360.

M. Âkif Aydın, “Hayr’ud-Dîn Ziriklî”, , VII/1-2 (1978), s. 328-330.

Abdullah b. Sa‘d er-Rüveyşidî, “Dîvânü’z-Ziriklî”, ed-Dâre, XI/2, Riyad 1406/1985, s. 127-132.

“Ḫizânetü’l-üstâẕ Ḫayriddîn ez-Ziriklî”, Aḫbârü’t-türâs̱i’l-İslâmî, sy. 12, Küveyt 1987, s. 24-26.

M. Receb el-Beyyûmî, “ez-Ziriklî”, Mevsûʿatü aʿlâmi’l-fikri’l-İslâmî, Kahire 1425/2004, s. 407-411.

Sa‘d Muhammed el-Hecresî, “ez-Ziriklî, Ḫayruddîn b. Maḥmûd”, , XI, 136-138.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2013 yılında İstanbul’da basılan 44. cildinde, 459-460 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER