https://islamansiklopedisi.org.tr/ahlak-i-celali
Kelâm, felsefe ve tasavvuf âlimi Celâleddin ed-Devvânî’nin, Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın isteği üzerine oğlu Sultan Halil için (ö. 882/1477) kaleme aldığı ve Levâmiʿu’l-işrâḳ fî mekârimi’l-aḫlâḳ adını verdiği eser, sonraları Aḫlâḳ-ı Celâlî diye tanınmıştır. Nasîrüddîn-i Tûsî’nin Aḫlâḳ-ı Nâṣırî’sinden sonra Farsça ahlâk kitaplarının en meşhuru olup Devvânî’nin en beğenilen eseridir. Aḫlâḳ-ı Celâlî, başlıkların değişik olması, yapılan bazı ekleme ve çıkarmalar, kendine has ifade tarzı istisna edilirse, şekil ve muhteva yönünden Aḫlâḳ-ı Nâṣırî’nin bir kopyasıdır. Bu sebeple ahlâk psikolojisi bakımından büyük ölçüde Tûsî vasıtasıyla İbn Miskeveyh’in Tehẕîbü’l-aḫlâḳ’ına, tasavvufî düşünceler açısından Gazzâlî’nin İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn’ine, devlet ve siyaset ahlâkı konularında Fârâbî’nin el-Medînetü’l-fâżıla ve es-Siyâsetü’l-medeniyye’sine dayanır.
Eser, bir mukaddime ile üç bölümden meydana gelmiştir. “Tehzîbü’l-ahlâk” başlığı altında ahlâkın düzeltilmesi ve güzelleştirilmesi konusuna ayrılan ilk bölüm, on “lem‘a”dan oluşur. “Tedbîrü’l-menzil” başlıklı aile ahlâkı ve idaresinin işlendiği ikinci bölüm altı lem‘a, “Siyâsetü’l-müdün” adlı siyasî ve sosyal ahlâk konularının işlendiği üçüncü bölüm ise yedi lem‘adır. Aḫlâḳ-ı Celâlî’nin sonunda Eflâtun, Aristo ve diğer bazı filozofların hakîmane öğütlerini ihtiva eden ifadeler bulunur.
Selefleri İbn Miskeveyh ve Tûsî gibi, Devvânî de dünya hayatının düzeni için üç şeyin gerekli olduğunu belirtir: Kanun, siyasî yönetici ve servet. Ona göre kanun şeriattır; siyasî yönetici (imam) ise insanları her bakımdan mükemmel olmaya sevkedebilecek kabiliyette seçkin kişidir. O, Allah’ın yeryüzündeki halifesi ve Peygamber’in vekilidir. Fârâbî’nin faziletli olan ve olmayan ülke (medîne) ayırımı Aḫlâḳ-ı Celâlî’de de yer alır. Adaletin hüküm sürdüğü faziletli ülkede rütbe ve mevkiler ehliyet ve liyakat esasına göre dağıtılmalıdır. Âdil bir yönetimde her insan kabiliyetine göre ulaşabileceği en yüksek mertebeye çıkabilir. Âdil olmayan iktidar ise baskıya dayanır. Devvânî’ye göre toplum âlimler, askerler, tüccar-sanatkâr-işçiler ve çiftçilerden oluşan dört zümreye ayrılır. Eserde insanlar, daha önce Gazzâlî’de görüldüğü üzere, ahlâkî tabiatları ve eğitime yatkınlıkları bakımından beş zümreye ayrılmıştır: Tabiatları tamamıyla iyi olup iyiliği yaşatma kudretinde olanlar, iyi tabiatlı olmakla birlikte tesir gücü olmayanlar, iyilik ve kötülüğü eşit derecede müsait tabiatlılar, kötü olmakla birlikte başkalarına kötü tesiri olmayanlar, kötü ve tesirli olanlar.
Sanatlı ve ağdalı bir dille yazılmış olan eser, İran’da ve İran dışında birçok defa basılmış (bk. Nefîsî, I, 267), ayrıca W. T. Thompson tarafından İngilizce’ye çevrilmiştir (Pratical Philosophy of the Muhammadan People, London 1839; Lahor 1895).
BİBLİYOGRAFYA
Devvânî, Aḫlâḳ-ı Celâlî, Leknev 1334 hş.
Ethé, Târîḫ-i Edebiyyât, s. 268.
Rızâzâde-i Şafak, Târîḫ-i Edebiyyât-ı Îrân, Tahran 1341 hş., s. 358.
Nefîsî, Târîḫ-i Naẓm u Nes̱r, I, 267.
Zehrâ-yi Hânlerî [Kiyâ], Ferheng-i Edebiyyât-ı Fârsî, Tahran 1348 hş., s. 38.
Münzevî, Fihrist, II/2, s. 1672-1675.
Hânbâbâ, Fihrist, I, 135.
Safâ, Edebiyyât, IV, 475.
Muammer Eroğlu, “Devvânî”, İA, III, 566.
Ann K. S. Lambton, “al-Dawānī”, EI2 (Fr.), II, 179-180.
G. M. Wickens, “Aḵlāq-e Jalālī”, EIr., I, 724.