ALEMÎ, Abdüsselâm b. Muhammed - TDV İslâm Ansiklopedisi

ALEMÎ, Abdüsselâm b. Muhammed

عبد السلام بن محمّد العلمي
Müellif: KASIM KIRBIYIK
ALEMÎ, Abdüsselâm b. Muhammed
Müellif: KASIM KIRBIYIK
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1989
Erişim Tarihi: 02.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/alemi-abdusselam-b-muhammed
KASIM KIRBIYIK, "ALEMÎ, Abdüsselâm b. Muhammed", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/alemi-abdusselam-b-muhammed (02.11.2024).
Kopyalama metni

1834 yılı civarında Fas’ta doğdu; soyu itibariyle, hicrî VII. yüzyılda tasavvufun Fas’taki baş temsilcisi sayılan Abdüsselâm b. Meşîş’e (ö. 625/1228) dayanmakta ve onun kabrinin bulunduğu Cebelialem’e nisbetle Alemî diye anılmaktadır. İlk tahsilinden sonra, Afrika’da parlak bir geçmişe sahip ilim ve kültür merkezlerinden biri olan Karaviyyîn Medresesi’nde okudu. Babası Muhammed b. Ahmed el-Alemî ile Ebû İshak İbrâhim et-Tâdilî’den ilm-i mîkāt (ibadet vakitlerini tesbit ve tayin etme ilmi) dersleri aldı. Çalışmalarına bu konuda yazılan eserleri inceleyerek başladı. İlk icadı, Ebdeʿu’l-yevâḳīt adlı eserinin başlarında bahsi geçen “ca‘betü’l-âlem” ve “üstüvânetü’l-âlem” isimlerini verdiği usturlaba benzer bir alettir. Mahiyeti hakkında fazla bilgi bulunmayan ve Fas bölgesi dikkate alınarak yapılan bu aleti, zamanının sultanı Mevlây Muhammed’e takdim etti (1866). Ertesi yıl bunun biraz daha gelişmiş şekli olan “rub‘u’ş-şuâ ve’z-zıl” adını verdiği ikinci icadını da yine sultana arzetti ve bu orijinal hediyelerle dikkatini çektiği Mevlây Muhammed tarafından Karaviyyîn Medresesi’ne ilm-i mîkāt hocası ve dîvânü’l-müderrisîne üye tayin edildi.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında Fas’ta ziraî, teknik, sınaî ve ilmî sahalarda kalkınma hamleleri başlatılarak tıbbî ve tabii ilimlerde ilerleme kaydedilmiş, eğitimin canlandırılması ve geliştirilmesi için de yeni medreseler açılıp eleman ihtiyacını karşılamak gayesiyle Avrupa’nın ve Doğu’nun çeşitli ilim merkezlerine öğrenciler gönderilmişti. Zamanında bilhassa İslâmî araştırmaların yeniden canlandığı Mevlây Hasan tarafından tıp tahsili için Mısır’a gönderilen Abdüsselâm el-Alemî burada Kasrü’l-Aynî Tıp Medresesi’ni başarıyla bitirerek icâzetnâme aldı (1874). Daha sonraları Ahmed Urâbî Paşa’nın Mısır’da İngilizler’e karşı yaptığı savaşta (1882) ölen bazı askerlerin cesetleri üzerinde yapılan otopsilerde ve yaralılara tatbik edilen cerrahî müdahalelerde hazır bulunmuş, Fas’a dönüşünde Mevlây Hasan’ın maiyetine girerek özel doktoru olmuştur. Geleneksel tıp ile modern tıp arasındaki geçişi temsil eden Alemî, hayatının bundan sonraki döneminde daha çok tıpla meşgul olmuş, açtığı özel muayenehanesinde kısa bir süre çalıştıktan sonra belden aşağısına nüzül inmiş (1887) ve ölümüne kadar hayatını evinde sürdürmüştür. Yetiştirdiği talebeleri arasında Żiyâʾü’n-nibrâs’ın musahhihi Abdülkerîm b. Arabî Binnîs, Muhammed b. Ali el-Ağzâvî ve Muhammed b. Ebû Bekir el-Câmiî sayılabilir.

Eserleri. 1. Żiyâʾü’n-nibrâs fî ḥalli müfredâti’l-Anṭâkî bi-luġāti (ehli) Fâs (Fas 1318/1900; Rabat 1407/1986). Dâvûd-i Antâkî’nin (ö. 1008/1599) Teẕkiretü üli’l-elbâb adlı farmakoloji kitabının şerhidir. Teẕkire’de yer alan ilâçları Fas’ta bilinen isimleriyle açıkladığı bu şerhe ayrıca bir mukaddime, bir hâtime ve bir de zeyil yazmıştır. Mukaddimede ilâçları altı gruba ayırarak insan bünyesinde yaptıkları etkileri ele almış, hâtimede Künûzü’ṣ-ṣıḥḥa’da geçen bazı yeni, kimyevî ve Batı dillerinde kullanılan ilâç adlarını açıklamış, zeylinde ise tıp tahsili sırasında edindiği tıbbî tecrübelerini kısaca anlatmıştır.

2. el-Bedrü’l-münîr fî ʿilâci’l-bevâsîr. Basurun tedavisi hakkında yazılan bu eser bir mukaddime, iki makale ve bir hâtimeden ibaret olup Żiyâʾü’n-nibrâs’ın kenarında basılmıştır (Fas 1318/1900).

3. Miftâḥu’t-teşrîḥ. Özellikle otopsiyi anlatan yetmiş sekiz beyitlik anatomi ile ilgili bir manzumedir (urcûze); Żiyâʾü’n-nibrâs’ın sonunda basılmıştır (Fas 1318/1900).

4. el-Esrârü’l-muḥkeme fî ḥalli rumûzi’l-kütübi’l-müterceme. Bu eserinde müellif Arapça’ya tercüme edilen tıbbî eserlerdeki yabancı asıllı terimleri açıklamaya ve yeni elde edilen bazı ilâçları tanıtmaya çalışmıştır.

5. et-Tebṣıra fî sühûleti’l-intifâʿ bi-mecriyyâti’t-Teẕkire. Dâvûd-i Antâkî’nin Teẕkire’sinde zikredilen ilâçları hastalıklara göre tertip ederek hekimlere bir hastalığın tedavisinde kullanılabilecek ilâçları aynı bölüm içerisinde bulabilme imkânı sağlamıştır.

6. Ebdeʿu’l-yevâḳīt ʿalâ Taḥrîri’l-mevâḳīt. Abdülazîz b. Abdüsselâm el-Vezzânî’nin manzum Taḥrîrü’l-mevâḳīt’ine yazdığı şerhtir. Eser, Abdurrahman b. Ömer el-Ba‘kîlî’nin Ḳaṭfü’l-envâr adıyla Abdurrahman b. Ebû Gālib el-Câderî’nin Ravżatü’l-ezhâr fî ʿilmi vaḳti’l-leyl ve’n-nehâr adlı eserine yazdığı şerhin kenarında basılmıştır (Fas 1326/1908); yazma bir nüshası da Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’dedir (Teymûr, Riyâze, nr. 132/2). Alemî, bu şerhe mukaddime olarak kaleme aldığı Düstûru Ebdeʿi’l-yevâḳīt adındaki müstakil risâlesinde, daha çok kendi zamanında tercüme edilen eserlere dayanarak cebir, geometri, fizik, astroloji, astronomi ve coğrafya gibi ilimleri on yedi grupta ele alıp bunların esas ve prensiplerini izah etmiştir. Bu eserin, onuncu bölümünden (ilm-i hey’et) sonrası eksik olan altmış dört sayfalık bir nüshası Hamed el-Menûnî’de, tamamına yakın bir nüshası da Merrâküşülhamrâ muvakkiti Muhammed b. Abdülvehhâb b. Abdürrâzık’ın kütüphanesindedir.

7. Ḥâşiye ʿale’r-Risâleti’l-fetḥiyye. İlm-i mîkāt konusunda, Sıbtu’l-Mardînî’nin er-Risâletü’l-fetḥiyye fi’l-aʿmâli’l-ceybiyye adındaki eserinin hâşiyesidir.

8. İrşâdü’l-ḫıl li-taḥḳīḳi’s-sâʿa bi-rubʿi’ş-şuʿâʿ ve’ẓ-ẓıl. Namaz vakitlerinin tesbitine dair yaptığı “rub‘u’ş-şuâ ve’z-zıl” adlı aletin resminin bulunduğu ve kullanılışının açıklandığı küçük hacimdeki bu risâlesini müellif tıp tahsili için gittiği Mısır’da bastırmıştır (ts.). Eserin bir mukaddime ve dört babdan meydana gelen yedi varaklık yazma bir nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’dedir (Mîkāt, nr. 207). Yine aynı yerde muhafaza edilen “rub‘ rasadî âfâkı” adında bakırdan yapılmış bir aleti daha bulunmaktadır.

Alemî’nin, astronomi ve tıp alanları dışında, satrancı öğreten kırk beyitlik bir manzumesi daha vardır (Rabat, el-Hizânetü’l-âmme, koleksiyon nr. D 3408, s. 255).


BİBLİYOGRAFYA

Abdüsselâm b. Muhammed el-Alemî, Żiyâʾü’n-nibrâs fî ḥalli müfredâti’l-Anṭâkî bi-luġāti Fâs, Rabat 1407/1986, s. 3-4, 151-153.

, II, 1283.

, II, 217-218.

, VIII, 490-491.

D. A. King, Fihrisü’l-maḫṭûṭâti’l-ʿilmiyyeti’l-maḥfûẓa bi-Dâri’l-kütübi’l-Mıṣriyye, Kahire 1981-86, I, 676; II, 293-295, 575.

Hamed el-Menûnî, Meẓâhiru yaḳaẓati’l-Maġribi’l-ḥadîs̱, Beyrut 1405/1985, I, 136, 159-166, 237-244.

, IV, 8.

Ed., “ʿAbd al-Salām b. Muḥammad”, , s. 10.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1989 yılında İstanbul’da basılan 2. cildinde, 367 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER