BEHMENÎLER - TDV İslâm Ansiklopedisi

BEHMENÎLER

Müellif:
BEHMENÎLER
Müellif: ENVER KONUKÇU
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1992
Erişim Tarihi: 18.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/behmeniler
ENVER KONUKÇU, "BEHMENÎLER", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/behmeniler (18.04.2024).
Kopyalama metni

Behmenî Sultanlığı Delhi dışında müslümanların teşkil ettiği ilk siyasî kuruluşlardan biridir. Behmen adı, Haig’in de işaret ettiği gibi İran’ın eski şahlarından İsfendiyar oğlu Behmen ile ilgilidir. Sultanlık bu adı gelenek gereğince asâlet dolayısıyla almış olmalıdır. Zira Hindistan’daki bütün müslüman hükümdarlar kendilerini tarihî bir şahsiyete bağlamak alışkanlığındaydılar. Bu sebeple Behmenîler’in İran asıllı olduğu iddiası ciddiye alınmamalıdır.

Gucerât, Mâlvâ ve Handeş hânedanları gibi Hindistan tarihinde söz sahibi olan Behmenîler’in kurucusu Alâeddin Hasan Behmen Şah’ın (1347-1358) asıl adı Emin Hasan Gangu (Kanku)’dur. Delhi’de hizmet ettiği bir brahmanın güvenini kazanarak onun tavsiyesiyle Tuğluklu Sultanı II. Muhammed’in sarayına giren Emin Hasan sarayda kısa sürede yükseldi. Devletâbâd’da çıkardığı isyan sonucu bağımsızlığını ilân etti ve Alâeddin unvanı ile tahta çıktı; Ahsenâbâd adını verdiği Gülberge’yi başşehir edindi. Behmenîler, Gucerât, Mâlvâ, Handeş ve Tuğluklular gibi müslüman hânedanlar Orissa, Vicayanagar ve Varangal (Arangal) gibi Hindu racalıkları ile komşu idiler. Oldukça enerjik bir karaktere sahip olan Hasan kısa zamanda fetihlerle ülkesini genişletti; Goa, Dabhol, Kolapur ve Telingina’yı da hâkimiyeti altına aldı. Onun devrinde ülke yeni bir idarî düzenlemeyle Gülberge, Devletâbâd, Berâr ve Bîder adıyla dört eyalete ayrıldı. Alâeddin ölünce yerine I. Muhammed Şah (1358-1375) geçti. Behmenîler’in ilk büyük sultanlarından olan I. Muhammed Şah ordunun bazı eksikliklerini tamamladı ve ciddi rakip sayılan Varangal ve Vicayanagar racalarına karşı seferler düzenledi. Bu seferler sonunda Varangal Racası Kanhayya Gûlkünde’yi terkederek Behmenîler’le barış yapmak zorunda kaldı. Varangal meselesinin hallinden sonra Behmenîler Vicayanagar’ı hedef aldılar. I. Muhammed 1367’deki Kavthal Zaferi’nden sonra Vicayanagar halkının çoğunu kılıçtan geçirdi. Aynı yıl başşehir Gülberge’ye dönen sultan bu sırada patlak veren Behram Han Mâzenderânî ayaklanmasını da kanlı bir şekilde bastırdı.

I. Muhammed’in yerine geçen oğlu Alâeddin Mücâhid de (1375-1378) babası gibi Vicayanagar meselesiyle uğraştıysa da başarı sağlayamadı ve Vicayanagar racası ile barış yapmak zorunda kaldı. Alâeddin Mücâhid ile anlaşmazlığa düşen amcası Dâvud intikam hissiyle yeğenini bir gece uyurken öldürdü ve Behmenî tahtını ele geçirdi. Fakat onun saltanatı da uzun sürmedi, Mav’da Mücâhid’in kız kardeşinin evlâtlığı Ruh Perver Ağa’nın kışkırtması ile öldürüldü ve yerine Hasan Gangu’nun torunu II. Muhammed Şah (1378-1397) geçti. II. Muhammed Şah Behmenî ülkesinin düştüğü iktisadî krizle uğraştı. İslâmiyet’in Dekken’de iyice yerleşmesi onun gösterdiği gayretlerle olmuştur. Behmenî kültürü de bu devirde gelişmiş ve birçok mimari eser yaptırılmıştır. II. Muhammed Şah’ın 20 Nisan 1397 tarihinde ölümü üzerine sırasıyla Gıyâseddin Tehmten ve Şemseddin Dâvud tahta çıkmış (1397) ve onları Tâceddin Fîrûz (1397-1422) takip etmiştir. Sarayını kadınlarla dolduran bu sultan zamanında kardeşi Hân-ı Hânân ve Emîrü’l-ümerâ Ahmed ile Vekîlü’s-saltana ve Melik Nâib devlet yönetiminde nüfuz sahibi oldular. Fîrûz devrinde Vicayanagarlı II. Harihara ve Gondvana racası ile yapılan mücadeleler 1420’de Behmenîler’in lehine sonuçlandı. Fîrûz Gülberge’de oturan son Behmenî hükümdarı olup halefi Şehâbeddin I. Ahmed (1422-1436) başşehri Bîder’e taşımıştır. Fîrûz’un aksine dindar bir hükümdar olan I. Ahmed “velî” lakabını almıştır. Şeyh Âzerî de şehnâme tarzında yazdığı Behmennâme’yi I. Ahmed’e takdim etmiştir. I. Ahmed’den sonra II. Ahmed (1436-1458) Alâeddin unvanıyla tahta çıktı. Raicpur Düâb’da valilik yapan kardeşiyle nüfuz mücadelesine giren II. Ahmed 1443’te ordu içindeki bölünmeyi önlemek için Konkan’a sefer tertip etmişse de askerler sultana dargın olduklarını açıkça belirtmişlerdir. Yerli Dekkenliler’le Garibler arasındaki ilk ciddi ayrılık da bu dönemde ortaya çıktı ve Garibler’e karşı cephe alınarak Kasım Han dışında birçok asker, din adamı ve lider ortadan kaldırıldı.

II. Ahmed’in yerine geçen oğlu Alâeddin Hümâyûn Şah da (1458-1461) zayıf karakterli bir kişi idi. Zalimce hareketleri yüzünden “Hindistan’ın Neronu” ve “zalim” diye anılan Alâeddin Hümâyûn Şah 4 Eylül 1461’de öldü. Ondan sonra iki yıl kadar saltanat süren Nizâmeddin III. Ahmed (1461-1463) yaşı küçük olduğu için devlet işlerini annesinin tavsiyelerine uyarak Melik Şah Türk ve Hâce-i Cihân Mahmûd-ı Gâvân’a bıraktı. Mâlvâ hâkimi I. Mahmud’un Bîder’i kuşatması üzerine Mahmûd-ı Gâvân hızla yardıma koştu ve Kandehar’da yapılan savaşta Halaçlar’ı bozguna uğrattı. Sultanın 30 Temmuz 1463’te ölümü üzerine henüz altı yaşındaki Şemseddin III. Muhammed (1463-1482) Behmenî tahtına geçti. Ancak devlet yine Mahmûd-ı Gâvân tarafından idare edildi. III. Muhammed 1478’de Kondavir fethine katıldı ve gösterdiği cesaret dolayısıyla “gazi” unvanını aldı.

22 Mart 1482’de Behmenî tahtına Mahmûd Şehâbeddin geçti. Garibler ve Dekkenliler ayırımı dolayısıyla başlayan karışıklıklar sonunda Behmenîler kesin bir çöküntüye gittiler. Kāsım Berîd ve oğlu Ali’nin nüfuzuna giren Sultan Mahmud sefih bir hayatın kurbanı olarak genç yaşta öldü (1518). Halefleri IV. Ahmed, Alâeddin, Veliyyullah ve Kelîmullah, Emîr Berîd Bîderî adlı vezirin oyuncağı oldular. Behmenî hânedanı 1527’de tarihe karıştı ve ülke beş mahallî hânedan arasında paylaşıldı. Bîcâpûr’da Âdilşâhîler (1489-1686), Ahmednagar’da Nizamşâhîler (1490-1633), Berâr’da İmâdşâhîler (1485-1572), Gûlkünde’de Kutubşâhîler (1512-1687) ve Bîder’de de Berîdşâhîler (1487-1619) Behmenîler’in halefleri olarak ortaya çıktılar.

BEHMENÎ HÜKÜMDARLARI
Gülberge’de Hüküm Sürenler
Alâeddin Behmen Şah748 (1347)
I. Muhammed759 (1358)
Alâeddin Mücâhid776 (1375)
I. Dâvud780 (1378)
II. Muhammed780 (1378)
Gıyâseddin Tehmten799 (1397)
Şemseddin II. Dâvud799 (1397)
Tâceddin Fîrûz800 (1397)
Bîder’de Hüküm Sürenler
Şehâbeddin I. Ahmed Velî825 (1422)
Alâeddin II. Ahmed839 (1436)
Alâeddin Hümâyûn862 (1458)
Nizâmeddin III. Ahmed 865 (1461)
Şemseddin III. Muhammed867 (1463)
Mahmûd Şehâbeddin887 (1482)
Emîr Berîd Bîderî’nin Vesâyeti Altında İsmen Sultan Olanlar
IV. Ahmed924 (1518)
Alâeddin927 (1521)
Veliyyullah928 (1522)
Kelîmullah931-934 (1525-1527)

Gûlkünde ve Bîder şehirleri Behmenî kültür ve medeniyetinin örnekleriyle doludur. İranlı mimar Refî‘ b. Şems b. Mansûr el-Kazvînî tarafından inşa edilen cami, mescid, sultan türbeleri, Şah Bazar Mescidi, Heft Kümbet, Ravza-i Büzürg, Aştur türbeleri, Taht Mahal, Mahmûd-ı Gâvân Medresesi, Çend Minar ve Asen Beg Mescidi Behmenîler devri mimari eserlerinin önde gelenleridir.


BİBLİYOGRAFYA

Firişte, Târîḫ, Lucknow 1867, s. 273 vd.

J. Scott, Ferishta’s History of Dekkan, Shrewsbury 1794, I, 3 vd.

J. D. B. Gribble, A History of the Deccan, London 1896, I, 12 vd.

J. S. King, History of the Bahmanī Dynasty, London 1900.

el-Hâc ed-Debîr, Ẓaferü’l-vâlih bi-Muẓaffer ve âlih (nşr. E. D. Ross), London 1910, I, 159 vd.

I. Prasad, L’Inde du VIIe au XVIe siècle, Paris 1930.

Maulawi Zahiraddin, Sultan Ahmad Shah Bahmanī, Hyderabad 1940.

Haroon Khan Sherwani, Maḥmūd Gāwān: The Great Bahmani Wazir, Allahabad 1942.

a.mlf., The Bahmanis of the Deccan, Hyderabad 1953.

a.mlf., Studies in Muslim Political Thought and Administration, Lahore 1970, s. 204-220.

a.mlf., “The Bahmani Kingdom”, , V, 965-1008.

a.mlf. – J. Burton-Page, “Bahmanīs”, , I, 923-926.

T. W. Haig, Turks and Afghans, New Delhi 1970, s. 372-432.

a.mlf., “Some Notes on the Bahmanī Dynasty”, , I (1904), s. 463 vd.

V. D. Mahajan, The Sultanate of Delhi, New Delhi 1970, s. 255-273.

History of Medieval Deccan: 1295-1724 (ed. Haroon Khan Sherwani – P. M. Joshi), Hyderabad 1973-74, I-II.

E. E. Speight, “Coins of the Bahmanī Kings of the Deccan”, , IX (1935), s. 269 vd.

N. H. Ansari, “Bahmanid Dynasty”, , III, 494-499.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1992 yılında İstanbul’da basılan 5. cildinde, 353-354 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER