ÇAKIRCIBAŞI - TDV İslâm Ansiklopedisi

ÇAKIRCIBAŞI

ÇAKIRCIBAŞI
Müellif: ABDÜLKADİR ÖZCAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1993
Erişim Tarihi: 19.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/cakircibasi
ABDÜLKADİR ÖZCAN, "ÇAKIRCIBAŞI", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/cakircibasi (19.11.2024).
Kopyalama metni

Eski Türk ve İslâm devletlerinde önemli bir yeri olan avcılık Osmanlılar’da da mükemmel teşkilâtı olan bir kuruluştu. Bu teşkilâtın çeşitli görevlileri vardı. Bunlardan çakırcılar, padişah ava gittiğinde ellerinde ava alıştırılmış doğan türünden büyük, yırtıcı çakır kuşlarını tutarlar ve av için kullanırlardı. Çakırı avın üstüne salanlara “çakır salan” denirdi. Bunlar kendi aralarında baş çakır salan, ikinci, üçüncü... yedinci çakır salan gibi bir sıralamaya tâbi tutulurlardı. Özellikle XVI. yüzyıl boyunca avcılıkla ilgili görevlilerin sayısı artmış, bunlar çakırcıbaşı, şahincibaşı, atmacacıbaşı ve doğancıbaşı gibi ağaların emri altında toplanmışlardı. IV. Mehmed zamanına kadar doğancıbaşının ve doğancıların görevi Enderun’da, diğerlerininki Bîrûn’da idi. Bütün şikâr ağalarının en yüksek rütbelisi olan çakırcıbaşı Fâtih’in teşrifat kanunnâmesinde, av seferleri sırasında padişahın yanında yürüme hakkına sahip rikâb ağaları arasında çaşnigîrbaşıdan önce, mîrâhurdan sonra zikredilmektedir. XVI. yüzyılda ulûfesi 160 akçe idi ve dış hizmete genellikle beylerbeyi olarak çıkardı. Yerine şahincibaşı, onun yerine de atmacacıbaşı tayin edilirdi.

Taşradaki çakırcılar dağlarda çakır yuvalarına çıkıp çakır yavrularını toplar, bunları av için yetiştirirlerdi. Bu hizmetlerine karşılık vergiden muaf tutulurlar ve timar tasarruf ederlerdi. Padişahların avlanmaları için saraya çakır getirenlere bu hizmetlerine karşılık timar tevcih edilir ve buna “çakır götürücülüğü timarı” denirdi. XVII. yüzyıl başlarında 271 nefer çakırcı vardı (Ayn Ali, s. 95). XVIII. yüzyılda ise sayıları iyice azalmış ve on altıya düşmüştür. Ancak bunların “müteferrika” denilen hizmet erbabının sayısı 148 idi.

XVIII. yüzyıldan itibaren öteki avcılar gibi çakırcıların ve çakırcıbaşının da önemi azalmıştır. Nihayet Yeniçeri Ocağı’nın ilgasından dört yıl sonra 1830’da çakırcıbaşılık lağvedilmiş ve çakırcıların dirlikleri Mukātaat Hazinesi’ne devredilmiş, çakırcılar da vergiye bağlanmıştır (, Cevdet-Saray, nr. 6358).

Sarayda çakırcıbaşı olup vezîriâzamlığa kadar yükselen kişiler vardır. Meselâ Ermeni asıllı Kayserili Halil Paşa (ö. 1039/1629) bunlardan biridir (Atâî, s. 615).


BİBLİYOGRAFYA

, Cevdet-Saray, nr. 6358.

TSMA, nr. E. 455/14, 20.

, vr. 205a-b, 403a, 404a.

, s. 615.

, s. 95, 114, 118.

Mustafa Nûri Paşa, Netâyicü’l-vukūât, İstanbul 1327, I, 138.

Abdurrahman Vefik, Tekâlif Kavâidi, İstanbul 1328, I, 220-221.

, s. 278, 280, 286.

, s. 420-425.

Bahaeddin Yediyıldız, Ordu Kazası Sosyal Tarihi (1455-1613), Ankara 1985, s. 131.

, s. 69.

Abdülkadir Özcan, “Fâtih’in Teşkilât Kanunnâmesi ve Nizam-ı Âlem İçin Kardeş Katli Meselesi”, , sy. 33 (1982), s. 32.

, I, 322.

, XI, 333.

B. Yeniçeri, “Çakır, Çakırcı, Çakırbaşı, Çakır Salan”, , VII, 3669-3670.

B. Lewis, “Čakird̲j̲i-bas̲h̲i”, , II, 6.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1993 yılında İstanbul’da basılan 8. cildinde, 189-190 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER