CÎM - TDV İslâm Ansiklopedisi

CÎM

ج
Müellif: İSMAİL DURMUŞ
CÎM
Müellif: İSMAİL DURMUŞ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1993
Erişim Tarihi: 21.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/cim
İSMAİL DURMUŞ, "CÎM", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/cim (21.12.2024).
Kopyalama metni

Sâmî dillerden olan İbrânîce’de cîmel, Süryânîce’de cûmel şeklinde okunan cîm harfi her iki dilde de “deve” anlamına gelir. Arapça’da ise cîm “argın deve; ipek kumaş”; mecazen de “beden, ruh” ve “zülüf teli” demektir; çoğulu cîmât ve ecyâmdır. Fenike alfabesinde de gaml şeklinde okunan bu harf “deve” ve “köşeli şey” mânasınadır. Osmanlı ve Fars alfabelerinin altıncı harfi olan cîm, ebced harflerinin üçüncüsü olup sayı değeri üçtür. Fars ve Osmanlı alfabelerine, Arapça’da bulunmayan “ç” sesini karşılamak üzere cîmden üç nokta ile ayrılan çim (چ) harfi eklenmiş, cîm harfinden ayırt edilmesi için de cîm-i Fârisiyye, cîm-i Acemiyye veya cîm-i müsellese adlarıyla anılmıştır. Bu harfin de ebced değeri üçtür.

Cîm harfinin mahreci, dilin ortası ile üst damaktır (bk. Mekkî, s. 175-176). Dilin ortasının üst damağa yumuşak teması sonucunda “g” harfine yakın bir ses elde edilir; bu ses Türkçe’deki “c” harfi kadar keskin değildir. Zamanla ve muhtelif lehçelere göre mahrecinden küçük dile doğru kaydırılması sonucunda ḳāf, kâf, sağır kâf, hâ (ق، ك، ڭ، خ); dil önüne ve dudaklara doğru oynatılması ile dâl, zâl, zây (د، ذ، ز); aynı mahreç sahasında olmaları ile şîn ve yâ (ش، ى) harflerine çalan yalın veya bunların birleşiği seslere de delâlet eder olmuştur. Meselâ bugün cîm harfi Maskat, Kahire ve Orta Arabistan’ın muhtelif bedevî lehçelerinde sağır kâf (ڭ: g), Kuzey Arabistan’ın ortaları ile Güney Arabistan’ın bedevî lehçelerinde ve Yukarı Mısır’ın fellâhları ile bedevîleri arasında dâl (د); Aşağı Fırat kesiminde ve Zufâr’da yâ (ى), Kuzey Afrika şehirlerindeki bazı cemaatlerde zâl (ذ) sesine yakın yalın bir sesle söylenirken Mekke, Irak ve Kudüs dolaylarında, Halep ve çevresinde dâl, zâl, hâ (د، ذ، خ), Suriye sahili ile Lübnan’ın bazı kesimlerinde ve Şam’da zâl-hâ (ذ - خ) birleşiklerinin verdiği seslere yakın telaffuz edilir. Ayrıca bazı lehçelerde şeddeli yâların şeddeli cîm ile telaffuz edildiği de görülür: “Sahâbiyyün/sahâbiccün” (صحابج : صحابيّ) gibi.

Bununla beraber kıraat ve tecvid kitaplarında bu harfin edâsı (telaffuzu ve çıkardığı ses) konusunda tesbit edilmiş bazı sıfatlar vardır. Bunları şöylece özetleyebiliriz: Cîm harfi özellikle kelime ortasında veya sonunda sâkin olarak bulunduğunda şiddet sıfatı gereği olarak mahreç tamamen tıkanır, cehir ve kalkale sıfatları ile de birden açılarak kalkale denilen patlama sesiyle okunur. Telaffuz edilirken dil üst damaktan açılıp ayrılır (infitâh sıfatı) ve dilin alt çeneye inmesiyle de harf incelik kazanır (istifâl sıfatı).

Cîm harfi lugat kitaplarında çoğulun (cem‘), Kur’an kıraatinde câiz vakfın, astronomide Yengeç burcunun, Şiî kitaplarında İmam Cevâd’ın ashabının ve kamerî aylardan cemâziyelevvel ile cemâziyelâhirin rumuzu olarak kullanılır.


BİBLİYOGRAFYA

, “cym” md.

, “cym” md.

Şemseddin Sâmi, Ḳāmûs-ı ʿArabî, İstanbul 1313, s. 369.

, VI, 346.

a.mlf., Muḥîṭü’l-muḥîṭ, Beyrut 1983, s. 89.

, I, 1197.

R. Blachère v.dğr., Dictionnaire Arabe-Français-Anglais, Paris 1970, II, 1274-1275.

, I, 202-205.

Mekkî b. Ebû Tâlib, er-Riʿâye (nşr. Ahmed Hasan Ferhât), Amman 1404/1984, s. 116-118, 122-123, 124-125, 139-140, 175-176.

Ahmed Rızâ, Muʿcemü metni’l-luġa, Beyrut 1377/1958, I, 460.

Gānim Kaddûrî el-Hamed, ed-Dirâsâtü’ṣ-ṣavtiyye ʿinde ʿulemâʾi’t-tecvîd, Bağdad 1406/1986, s. 281-286.

W. Marçais, “Cîm”, , III, 190-192.

a.mlf. – [H. Fleisch], “D̲j̲īm”, , II, 556-558.

“Cîm”, , VII, 603.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1993 yılında İstanbul’da basılan 8. cildinde, 1-2 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER