https://islamansiklopedisi.org.tr/devlet-ana
Tezli bir tarihî roman hüviyetindeki eserin adı, romanın kahramanlarından olan ve romanda Bacı Bey adıyla geçen Devlet Hatun’dan gelmektedir. Eser Ertuğrul Gazi’nin, Osman ve Orhan beylerin, çökmekte olan Anadolu Selçuklu Devleti’nin Bitinya ucunda “kerîm devlet” anlayışı çerçevesinde küçük bir aşiretten yeni bir devleti nasıl kurduklarının hikâyesidir. Devlet Hatun, Rum (Anadolu) bacılarının başına geçtikten sonra Bacı Bey olmuş, Osmanlılar’ın Derin Geçit’i aşmalarında bütün gücünü kullanmıştır. Roman “Kancık Vuruş”, “Uyandırılan Işık”, “Dost Çelmesi”, “Fal”, “Derin Geçit” ve “Kerimcan’ın Yolu” adlarını taşıyan altı bölümden meydana gelmektedir.
Türk edebiyatında daha önce yazılan alışılmış tarihî romanlardan çok farklı bir anlayışla kaleme alınan Devlet Ana’da, daha ziyade Osmanlı Türkleri’nin devlet anlayışı ile Anadolu topraklarındaki hâkimiyetleri konu edilmektedir. Yazarın, Söğüt ve çevresinde Osmanlı Beyliği’nin kuruluş yılları, Konya’da Selçuklular’ın çözülüşleriyle Bizans sınırındaki kaynaşmalar, savaşçı dervişler, keşişler, Saint Jean şövalyelerinden Notüs Gladyüs, Selçuklu beyleri, bazı Moğol eşkıyaları, Orhan Gazi ile evlendikten sonra Nilüfer Hatun adını alan Tekfur kızı Lotüs, Şeyh Edebâli ve ahî teşkilâtı ile devrin mutasavvıf şairi Yûnus Emre gibi, çeşitli olayları sembolize eden belli başlı kahramanlar çevresinde geliştirilen hikâyede, Osmanlı’nın devlet kurmaya ve yönetmeye olan tabii yeteneği ile İslâmiyet’ten gelen adalet ve mülkiyet anlayışına büyük ölçüde yer verdiği görülmektedir. Kemal Tahir’in bu romanda ortaya koymak istediği esas düşüncesi ise Osmanlı Devleti’nin, Batı dünyasında Ortaçağ’da sosyal ve iktisadî alanda görülen feodalizmden çok farklı bir gelişme gösterdiği şeklindeki görüşlerinin ifadesi olarak özetlenebilir. Yazarın burada, Osmanlı toplum yapısında feodalitenin olmayışı, dolayısıyla Batı dünyasında görüldüğü tarzda bir sosyal sınıf anlayışının da bulunmadığı ve Doğu toplumlarında ferdiyetçilik anlayışının gelişmediği şeklindeki tezle ortaya çıkışı lehte ve aleyhte çeşitli tartışmalara yol açmıştır.
Bazı yazarlara göre Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan çok, Cumhuriyet’ten sonraki yıllarda Türkiye’nin içine düştüğü çıkmazdan kurtuluşu için çeşitli yollar teklif eden Devlet Ana, aynı zamanda yazarının da ifadesiyle “XX. yüzyılda yaşayan Türk insanına bir şeyler anlatmak için” yazılmıştır. Eserin Dede Korkut, Evliya Çelebi ve Naîmâ gibi klasik yazarlarla bazı millî destanlar, evliya menkıbeleri ve efsanelerden gelen ifade ve anlatım tarzı da üzerinde ayrıca durulan yanlarından birini teşkil etmiştir. 1968 Türk Dil Kurumu roman ödülünü kazanan eser, edebiyat dünyasında çeşitli tartışmalara yol açmasıyla da ayrıca şöhret bulmuştur. İlk baskısı 1967 yılında yapılan Devlet Ana’nın 1993’te 10. baskısı yapılmıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Kemal Tahir, Devlet Ana, Ankara 1967, I-II.
Mehmet Seyda, Türk Romanı (Devlet Ana Üzerine Açık Oturum), İstanbul 1969.
Hulûsî Dosdoğru, Batı Aldatmacılığı ve Putlara Karşı Kemal Tahir, İstanbul 1974, s. 385-410.
Behçet Necatigil, Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü, İstanbul 1979, s. 143-144.
İsmet Bozdağ, Kemal Tahir’in Sohbetleri, Ankara 1980, s. 99-104.
Türkiye Defteri (Kemal Tahir özel sayısı), sy. 6, İstanbul 1974.
Berna Moran, “Devlet Ana”, Yeni Düşün, sy. 62, İstanbul 1990, s. 10-23.
“Devlet Ana”, TDEA, II, 277-278.